Bitcoin Madenciliğinde karbon emisyonu meselesi: Tamamen yenilenebilir enerjiye geçiş mümkün mü?

Yayınlama: 28.07.2021 11:19:00 Güncelleme: 28.07.2021 11:20:05

Kripto para camiasında en çok “ben buradayım” diyen, 2008 yılında icat edilip yatırımcısını bazen sevindiren bazense üzen Bitcoin, 2018 yılından bu yana en kötü çeyreğine doğru ilerliyor. Çoğunlukla felaket senaryoları duymaya başladığımız bu cephede, bazı ülkeler ve şirketler bu felaket senaryolarına yeni metinler eklerken bazılarıysa yatırımcının umutlarını yeşertiyor. Peki bu popüler dijital para biriminin salgıladığı enerjide işler hangi boyutta?

Bitcoin Madenciliğinde karbon emisyonu meselesi: Tamamen yenilenebilir enerjiye geçiş mümkün mü?

BERFİN NİLGÜN ÇİPA/PARAMEVZU.COM ÖZEL HABER

Ülkemizde kripto paraya ilgi ne durumda diye merak edip baktığımızda, Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan araştırmaya göre, en büyük 74 ekonomi içerisinde Türkiye’nin kripto para kullanımında Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sırada olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz.

Kripto paraya ilgi büyük, yatırım enstrümanı olarak zaten konuşuyoruz ancak kripto paraların çevreye etkisi ne durumda?  Bitcoin’in çevreye etkisini irdelemeden önce nasıl oluştuğunu açıklamakta fayda var. Herhangi bir merkezde üretilmeyen Bitcoin, Bittorent ağlarına benzer bir şekilde dağınık bir ağ özelliği gösteriyor. Bu dağınık ağda gerçekleşen ödemeler başka bir noktaya anında ulaşıyor ve hangi adresten ödeme yapıldığı kayıtlara geçiyor. Bu toplanan kayıtlar blok adı verilen yapılarda yer alıyor. Her bir blokta yüksek işlem gerektiren hash algoritması uygulanarak, belli bir bulmacanın yaklaşık 10 dakika içinde bulunması isteniyor. Bulmacayı bulan ödülün sahibi oluyor. İşte bu ödül mekanizması da inceleyeceğimiz çevre sorununu karşımıza çıkarıyor.

Bitcoin madenciliğinin yarattığı karbon emisyonuna dair pek çok araştırma yapıldı. Bu çalışmalar sonucunda Bitcoin madenciliğinin yıllık enerji tüketiminin 61,76 TW olduğu belirlendi. Karşılaştığımız rakam Türkiye’nin yıllık enerji tüketiminin yüzde 40’ını aşarken, İsviçre’nin yıllık enerji tüketimini (58,46 TW) geride bıraktı. Söz konusu enerjinin gelecek günlerde daha da artacağını belirten The London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, kripto para birimleri için kullanılan enerjinin büyük bir çoğunluğunun yenilenebilir kaynaklardan edinildiğinin de altını çizdi. Öğütçü, “Bugün itibariyle küresel olarak madencilik tarafından tüketilen enerjinin yüzde 70’inden fazlası yenilenebilir kaynaklardan. Sözgelimi, yüzde 60 madencilik faaliyetlerinin gerçekleştiği Çin’de enerjinin büyük bir kısmı kömür kaynaklı olsa da, madenciler zengin rüzgar ve hidroelektrik arz alanlarına akın ediyorlar. Bitcoin maden çiftliklerinin en ucuz yenilenebilir enerji alıcılarından bazıları olduğu, hatta bu santrallerde üretilen ilave güce güvenebileceği görülüyor” dedi.

“BİTCOİN ENERJİYİ SİSTEMİN GÜVENLİĞİ İÇİN KULLANIYOR”

Bitcoin’in ödül sisteminde yer alan 10 dakikalık bulmacalar bilgisayarın fazla enerji açığa çıkarmasına sebep oluyor. Ancak bu bulmacaların gittikçe zorlaşması da sistemi asıl ayakta tutan güvenlik olgusu. Bitcoin yatırımcı ve madenci sayısı arttıkça tüketilen enerji miktarı da doğru orantılı artıyor. Ekonomist Erkan Öz, Bitcoin’in yeşil enerjiye kuvvetlenerek geçeceğini belirtiyor ve ekliyor, “Bitcoin enerjiyi özellikle sistemin güvenliğini ve bağımsızlığını sağlamak için kullanıyor. Bitcoin bugün dünya üzerinde çökmeyen ve kırılması en zor bilgisayar ağıdır. Bunu sağlayan en önemli etkenlerin başında da Bitcoin’in harcadığı enerji gelir. Bitcoin’in kullandığı enerji arttıkça çevrenin bundan olumsuz etkilendiğini söylemek her yeni insan doğdukça çevrenin olumsuz etkilendiğini söylemek gibi bir şeydir. İnsanlık ilerledikçe elbette daha fazla enerji kullanıyor. Sorun burada kullanılan enerjinin miktarı değil çevreye zararlı nitelikte olup olmadığıdır. Bitcoin’de yeşil enerji akımının giderek kuvvetleneceğini düşünüyorum”

BİTCOİN İÇİN YEŞİL VE DİJİTAL BİR GELECEK MÜMKÜN MÜ?

Bitcoin madenciliğinde güvenlik için enerji tüketiminin zorunlu olduğu gerçeğini kabul edersek, yenilenebilir enerjiye tamamen geçiş mümkün olur mu sorusu kafalarda belirginleşmeye başlıyor. Bununla birlikte herhangi bir madencilikte cihazın çalışma hızını ifade eden hash oranı yenilenebilir enerjiye geçişten etkilenir mi? İşte bu soruları Kripto Para Uzmanı Altuğ İşler’e ilettiğimizde yeşil ve dijital bir geleceğin mümkün olduğunu açıkladı. İşler, “Bitcoin’in çevre dostu bir yapıya bürünmesi bir zorunluluk. Gelecekte jeotermal enerji, güneş enerjisi ve önünde sonunda büyük çoğunlukla nükleer enerji kullanımı ile karbon nötr hedefine yaklaşan bir Bitcoin göreceğiz. Talep oldukça birileri madencilik yaparak Bitcoin elde etmeye çalışacak ve hash oranı artmaya devam edecektir. Yenilenebilir enerjiye geçiş bu artışta bir farklılık yaratmayacaktır” dedi.

KARBON VERGİSİ ALINMASI BİR ÇÖZÜM SUNAR MI?

Karbon vergisi alınarak Bitcoin madenciliğiyle oluşan enerji kirliliğinin önüne geçilebileceğini düşünenler de var. Karbon vergisi yakıtların karbon içeriğine uygulanan bir vergi olup, karbonun fiyatlandırılmasını sağlıyor. Karbon vergisi getirilmesinin temel nedeni karbondioksit emisyonunun azaltılması, böylece fosil yakıt kullanıcılarının sera gazi yayması neticesinde küresel tehlikeye sebep oldukları ekonomik dışsallıklar içselleştirilecek. Mehmet Öğütçü karbon vergisinin olumlu olduğu kadar olumsuz yanlarına da dikkat çekiyor. Öğütçü, "Karbon vergisi hem ticarette hem finansmana erişimde hem maliyetlerde haksız rekabet ve sapmalar yaratabilir. Kötüye kullanılma riski de her zaman baki. Vergi geliri sağlamanın yansıra temiz enerjiye geçiş sürecini hızlandırmada katalizör rolü oynayabileceğini de unutmamamız gerekiyor. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi açısından da teşvik edici olabilir” dedi.

KRİPTO İKLİM ANLAŞMASI ÇEVREYİ KURTARACAK KAHRAMAN OLACAK MI?

Paris İklim Anlaşması’ndan esinlenerek oluşturulan Kripto İklim Anlaşması ise aranan kahraman olarak sahnedeki yerini alabilir. Kripto İklim Anlaşması, tüm kripto paraların 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiye geçmesini hedefliyor. Anlaşmayla birlikte kripto endüstrisi tarafından üretilen emisyonları tutarlı ve şeffaf bir şekilde ölçmek için de kollar sıvandı. Altuğ İşler bu adımın olumlu olduğunu belirterek, “Bitcoin’in özü merkeziyetsizlik olduğu için bu tür bir anlaşma devletleri bağladığı gibi bir bağlayıcılık yapması mümkün değil. Bununla birlikte bazı büyük madencilik havuzlarının bir araya gelerek yenilenebilir enerji kullanımı konusunda anlaşması bence çok kıymetli” dedi.

Küresel düzeydeki iklim değişikliğine karşı mücadelelerin istenen sonuca ulaşmakta hala zorluk çektiğini hatırlatan The London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, Kripto İklim Anlaşması’nın da arzu edilen sonucu yaratamayacağını düşünüyor. Öğütçü erişilmesi kolay bir hedef olmamasına rağmen yeşil enerji için gösterilen tüm çabaların destek görmesinin önemli bir gelişme olduğunun da altını çiziyor.

Öğütçü, “Ne olursa olsun, anlaşmanın kurucuları Bitcoin için daha yeşil bir gelecek konusunda iyimser. Ben de öyleyim. Bitcoin'i yeşil hale getirebilirsek o zaman diğer kuruluşların gelip daha fazla Bitcoin satın alması daha kolay ve daha düşük riskli olabilir. Yenilenebilir enerji maliyetleri önemli ölçüde düşerken, Bitcoin madencilerini bol yenilenebilir enerjiye sahip yerlere çekmek, onları uzak tutmak için muhtemelen ağır yaptırımlar gerekebilir” ifadelerini kullandı.