Dolar aşkı öldürüyor güzelim!

Yayınlama: 06.05.2021 16:45:00 Güncelleme: 06.05.2021 17:40:33

TÜİK'in açıkladığı verilere göre evlilikler 2020 yılında dip yaptı. Elbette pandemi nedeniyle ertelenen nikahları görmezden gelmek mümkün değil. Fakat 10 yıllık dolar/evlilik trendine bakılırsa sorun pandemiden çok daha derin

Dolar aşkı öldürüyor güzelim!
TÜİK, 2020 yılı için İstatistiklerle Aile verilerini açıkladı. Yoksulluktaki yükseliş, işsizlik ve daha birçok verideki çarpıcı gelişmeler ilk öne çıkanlar. Fakat bir veri daha var ki, aslında Türkiye'de aile mefhumunun geleceğini göstermesi açısından hiç de hafife alınmayacak kadar çarpıcı: Evliliklerin yıllara sari değişimi.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt istatistiklerine göre 2016 yılından itibaren düşüşte olan yıllık evlenme sayılarında 2020'de 487 bin 270'lik sayıyla 10 yılın dibi görüldü. 2015 yılına göre 2020'de 115 bin daha az evlilik gerçekleşti. Yani evlilik sayılarında 5 yılda yüzde 19 düşüş var.

Peki neden?
Aslında bu soruya "Giderek pahalılaşan hayat" demek klişe gibi görünse de veriler bunu aslında doğruluyor. TÜ;K'in aynı dataseti içinde bulunan verilere göre 2016 yılından itibaren özellikle çekirdek ailelerde yoksulluk oranı giderek artıyor. Örneğin eşlre ve çocuklardan oluşan çekirdek ailelerde yoksulluk oranı 2016 yılında yüzde 21.8 iken, 2020 yılında bu oran yüzde 22.8'e çıktı. Bu da her 4.3 aileden 1'inin yoksulluk çektiğini gösteriyor.
Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan çekirdek ailelerde ise yüzde 17.2'den yüzde 17.4'e çıkan bir yoksulluk oranı var. Yani evliliklerin vefat veya boşanma sonucu bozulmasından sonra bile yoksulluk ailelerde devam ediyor. 
Tek kişilik hanehalklarında ve çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarında ise yoksulluk oranı düşüşte. 

2016 yılından itibaren bir ev kurmanın maliyetindeki artışlar da dikkat çekici. İşte 2015-2020 arasında yeni evlenen bir çiftin ilk aklına gelebilecek bazı ürünlerde yaşanan fiyat değişimleri (ki bu fiyatlar aslında buluanbilecek en düşük fiyatlar baz alınarak yayımlanıyor, yani çoğu zaman bu fiyatları bulabilmek mümkün de olmayabiliyor):
Madde adları 2015 Aralık (TL) 2020 Aralık (TL) Fiyat Değişimi (%)
Ankastre Mikrodalga Fırın 289 2,011 596
Porselen Ev Eşyası 457 2,173 376
Ankastre Ocak (Set Üstü)  350 1,496 327
Tek Masa 177 710 302
Tek Sandalye 66 254 288
Elektrikli Süpürge 392 1,227 213
Çelik Mutfak Eşyaları 68 211 211
Cam Ev Eşyası 2 6 166
Soba Aksesuar ve Malzemeleri 7 20 166
Çamaşır Makinesi 1,274 3,358 164
Diğer Elektriksiz Ev Aletleri 46 121 162
Elektrikli Küçük Ev Aletleri (Tost Makinası) 189 492 160
Doğum Ücreti (Normal Doğum) 1,013 2,610 158
Teflon Mutfak Eşyaları 43 109 154
Perde 12 31 151
Bulaşık Makinesi 1,122 2,724 143
Ütü 178 429 140
Ankastre Fırın 877 2,094 139
Sehpa 238 557 134
Televizyon 1,590 3,716 134
Halı 103 240 133
Kanepe 824 1,919 133
Badana ve Boya Malzemeleri 14 31 132
Yatak (Çift Kişilik) 628 1,438 129
Yastık 19 44 126
Soba 196 443 126
Yatak Bazası 620 1,287 107
Havlu 15 31 106
Battaniye 76 155 105
No-Frost Buzdolabı 2,134 4,333 103
Yorgan 101 195 94
Oturma Odası Takımı 4,031 7,407 84
Nevresim Takımı 117 212 81
Yatak Örtüsü 166 287 74
Yatak Odası Takımı 5,674 8,988 58
Yemek Odası Takımı 4,697 6,920 47

Aslında tüm bu pahalılık ve zorlukların özeti dolar kurunda saklı. 2015 yılına kadar nispeten ılımlı bir yükseliş izleyen dolar kurunda başlayan sert dalgalanmalar ve yükselişler, beraberinde ithal enflasyonu nikah masalarının da gündemine taşıdı. Bir ev kurmanın maliyetinde yaşanan ciddi artışlar genç nesli evlilik konusunda iki defa düşünür hale getirmiş görünüyor. 

Belki işin magazini diye bakabilirsiniz ama gelin bir de dolar kurunun 10 yıllık seyriyle evlenme rakamlarını birbiriyle kıyaslayalım.



2015 yılına kadar nispeten ılımlı seyir izleyen dolar kurunda, bu tarihten sonra başlayan hzılı artış, fiyatı dolar üzerinden belirlenen ev eşyalarını ateş pahası haline getirdi. 2017'den itibaren dolar maliyetinin daha da şiddetlenmesiyle evliliklerdeki düşüşün korelasyonu bilimsel bir temele oturtulabilir mi bilmiyoruz ama bu grafik bile başlı başıan düşündürücü bir manzara teşkil etmiyor mu?