Gerçeğin ışığında: Doğru yatırım yapmak için temel bilgiler

Yayınlama: 07.10.2023 09:31:00 Güncelleme: 07.10.2023 09:29:08

Gerçeğin ışığında: Doğru yatırım yapmak için temel bilgiler

SAFA GÜMÜŞ

Bir ülkede sermaye piyasaları ve yatırım araçları ne kadar hızlı büyürse, spekülasyona o kadar açık hale gelir. Son zamanlarda, bu çerçevede Borsa İstanbul'da işlem gören şirketlerin fiyatlamalarının gerçek değerleri ile uyumlu olup olmadığı büyük bir merak konusu haline geldi. Ancak, bazı temel göstergeler, bir şirkete yatırım yaparken gerçek değeri tahmin etmek ve kendimizi daha güvende hissetmek için önemli bir rol oynar.

Borsa İstanbul neredeyse her gün yoluna bir önceki rekorunu kırarak devam ediyor. Yeni yılın ilk günlerine 6.000 sınırından başlayan ve ardından 4.300’e kadar gerileyen Borsa İstanbul, şu sıralara 8.000 seviyesinin üstüne yerleşmiş bir şekilde 8.500 civarında bulunuyor.

Yapısı gereği bir yatırım aracı olan borsa, aslında spekülasyondan ziyade, reel olan yani gerçek dünyada bir karşılığı, faaliyeti olan şirketlere ortak olmanın basit bir yoludur. Borsada işlem gören şirketler, gerçek hayatta fiziksel varlıklara sahip, çalışanları bulunan, mal veya hizmet üreten tüzel kişiliklerdir. Bir şirketin hisse senedine sahipseniz, o şirkete ilişkin belirli haklara da sahip olursunuz.

Dünyaca ünlü yatırımcı Warren Buffett, günümüzde sahibi olduğu Berkshire Hathaway şirketinin kurucusu değildir. Aslında, Berkshire Hathaway eskiden tekstil üretimi yapan bir şirketti ve iflasın eşiğindeydi. Buffett, şirketin hisse senetlerini satın alarak Berkshire Hathaway'in kontrolünü ele geçirdi. Bu durum, yasal mevzuatlara uyulduğu sürece, borsada işlem gören bir şirketin çoğunluk hisselerine sahip olarak o şirkette söz hakkına sahip olmanın mümkün olduğunu gösteren en bilindik örneklerden birisi.

Yazdıklarımın asıl amacı, borsada bir hisse senedi satın aldığımızda sadece ekranda gördüğümüz kırmızı ve yeşil renklerle belirtilen fiyat grafiği gibi soyut ve dayanaksız bir varlık değil, aslında gerçek bir değeri temsil eden tüzel bir varlığı edindiğimizi anlatmaktı. Her satın alınan hisse senedi, gerçek bir şirketin sahip olduğu varlıklar ve gelirler üzerindeki haklarımızı temsil eder.

Değinmiş olduğum Warren Buffett gibi değer yatırımcıları, bir şirketin piyasa değerinin, yani hisse senedinin değerinin, şirketin reel değerinden düşük olduğu durumları değerlendirme konusunda uzmanlaşmışlardır. Aslına bakılırsa bu gayet mantıklı bir yaklaşımdır çünkü kimse, iflasın eşiğindeki bir şirkete ait hisse senetleri için gerçek değerinden daha fazla para ödemek istemez.

FİNANSAL OKURYAZARLIK BİLGİSİ, FİYATLAMA DAVRANIŞLARINDA ÖNE ÇIKIYOR

Genellikle, gelişmiş ülkelerdeki piyasalarda bir şirketin hisse senetleri, gerçek değerine daha yakın bir fiyatta işlem görür. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde hisse senedi piyasası daha sığdır ve yatırımcıların finansal bilgi düzeyi daha düşük olduğundan dolayı, bazı hisse senetleri zaman zaman gerçek değerinin altında, genellikle ise üstünde işlem görebilir.

"Türkiye perspektifinden baktığımızda, bu durumu görmek oldukça mümkün. Özellikle son dönemde hızla artan yatırımcı sayısı ve yüksek enflasyon, yatırımcıların Borsa İstanbul'u bir spekülasyon alanı olarak görmesine neden oluyor. Halka arz edilen şirketler genellikle ortalama olarak 7 kez tavan fiyatına kadar yükseliyor. Bir şirketin değerini 10 gün içinde yüzde 70 oranında artırması, sizce onu reel değerinden hızla uzaklaştırmaz mı?

Bu durum aslında oldukça olası. Çünkü yeni yatırımcıların birçoğu, Borsa İstanbul'da neye yatırım yaparlarsa yapsınlar hisse senetlerinin değerinin artacağını düşünüyor. 1900’lü yılların ünlü spekülatörü Jesse Livermore, genellikle hissesini aldığı şirketin hangi sektörde faaliyet gösterdiğini bile bilmezmiş. Sanırım günümüz Türkiye'sinde birçok Livermore hayranı bulunuyor!

Oysa profesyonel yatırımcılar ve bu yolla servet elde edenler genellikle spekülasyon yapmaktan kaçınıp, şirketlerin reel değerini ve gelecekteki potansiyelini öğrenmeye çalışırlar. İndirgenmiş Nakit Akımları gibi bazı hesaplama ve varsayımlara dayanan bilimsel yöntemlerin yanı sıra, profesyonel yatırımcıların hemen hepsi yatırım yapacakları şirkete dair temel bazı oran ve göstergelere bakarlar. Bugün, bu göstergelerin en sık kullanılanları ve en temel olanlarının bazılarına değineceğiz."

MALİ ANALİZ TEKNİKLERİ

Aslında, yapılan yatırımın temelinde yatan şey, yatırım yapılan şirketin mali yapısını küçük bir teste tabi tutmaktan ibarettir. Bu amaçla; Karşılaştırmalı mali tablolar analizi, Dikey yüzde yöntemi ve analizi, Eğilim (Trend) yüzdeleri yöntemiyle analiz ve Oran analizi olmak üzere 4 temel yöntem kullanılır. Bizim, üzerinde odaklanacağımız konu ise "Oran analizi" olacak.

ORAN ANALİZİ

"Yatırımcılar için oran analizi, şirketlerin performansını değerlendirmek ve kararlarını temellendirmek açısından kritik öneme sahiptir. Bu yöntem, şirketin mali durumunu değerlendirmek için bir dizi kritik gösterge sunar. Borçlarını geri ödeme kabiliyetinden, varlıklarını etkili bir şekilde kullanma oranına kadar, şirketin sağlığına dair önemli verileri anlamak için kullanılır.

Temel olarak “Oran analizi” kendi içerisinde “Likidite oranları”, “Mali yapı oranları”, “Varlık kullanım oranları” ve “Karlılık oranları” ve “ Borsa performans oranları” olarak 5’e ayrılır.

LİKİDİTE ORANLARI

Likidite oranları, bir şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü ölçmeye yönelik önemli finansal göstergelerdir. Bu oranlar, işletmenin likiditesini ve mali sağlığını değerlendirmek için kullanılır. Temel olarak üç farklı oran kullanılarak bu ilişkiler ölçülür: Cari Oran, Likidite Oranı (Asit Test Oranı) ve Nakit Oranı.

CARİ ORAN = DÖNEN VARLIKLAR / KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR

Cari oran, işletmenin dönen varlıklarını kısa vadeli yabancı kaynaklarına böler. Bu oran, işletmenin her 1 TL’lik borcuna karşılık ne kadar dönen varlığı olduğunu gösterir. Ancak tek başına yeterli değildir; bu oranla birlikte alacak devir hızı, stok devir hızı, alacakların ortalama tahsilat süresi gibi diğer oranlar da incelenmelidir.

LİKİDİTE ORANI = (DÖNEN VARLIKLAR - STOKLAR) / KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR

Likidite oranı, işletmenin stoklarını dönen varlıklardan çıkararak kısa vadeli yabancı kaynaklarına böler. Bu oran, işletmenin stokları çıkarıldığında ne kadar likit varlığının olduğunu gösterir ve kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesini daha gerçekçi bir şekilde yansıtır.

NAKİT ORANI = (NAKİT VE NAKDE DÖNÜŞEBİLEN LİKİT VARLIKLAR) / KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR

Bu oran, işletmenin nakit rezervlerini ve hızla likite dönüşebilen varlıklarının kısa vadeli borçları karşılama oranını verir. Oranın yüksek olması şirketin elinde bulanan mevcut nakitleri ile kısa vadede ödemesi gereken borçları rahatlıkla ödeyebileceğine dair bir işarettir.

MALİ YAPI ORANLARI

Bu grupta işletmenin mali yapısını ve uzun vadeli borç ödeme gücünü gösteren oranlar yer alır.Kaldıraç oranları olarakda adlandırılan bu oran grubu, şirketin varlıklarının ne kadarlık bir kısmının kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklardan, ne kadarlık bir kısmının ise uzun vadeli yabancı kaynaklardan karşılandığını gösterir.

KALDIRAÇ ORANI (TOPLAM YABANCI KAYNAKLAR / PASİF TOPLAMI)

Bu oran, işletmenin varlıklarının ne kadarının yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Bu oranın sürekli olarak artması veya sektör ortalamasının üzerinde olması, işletmenin mali yapısı açısından olumsuz bir gösterge olabilir.

ÖZ KAYNAK ORANI (ÖZ KAYNAK / PASİF TOPLAMI)

Öz kaynak oranı işletmenin varlıklarının ne kadarının ortaklar veya işletme sahibi tarafından finanse edildiğini gösterir. Yüksek bir öz kaynak oranı, işletmenin borçları karşılama kapasitesinin yorumlanması açısından olumlu olarak nitelendirilebilir.

KISA VADELİ YABANCI KAYNAK ORANI (KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR TOPLAMI / PASİF TOPLAMI)

Bu oran şirketin varlıklarının ne kadarlık bir kısmının kısa vadeli kaynaklar ile finanse edildiğini gösterir. Oranın aşırı yüksek olması, şirketin kısa vadede borç ödeme kabiliyetinde bir problem olabileceğini gösterebilir.

DURAN VARLIKLARIN ÖZ KAYNAKLARA ORANI (DURAN VARLIKLAR/ ÖZ KAYNAKLAR)

Hesaplama, duran varlıkların ne kadarının Öz kaynaklar ile finanse edildiğini gösterir. Oranın 1 civarında olması olumlu olarak kabul edilirken, 1’in üstünde olması duran varlıkların bir kısmının yabancı kaynaklar ile finanse edildiği anlamına gelir.

DURAN VARLIKLARIN DEVAMLI SERMAYEYE ORANI (DURAN VARLIKLAR / (UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR + ÖZ KAYNAKLAR))

Finansmanda uygunluk (yani uzun vadeli kaynakların uzun vadeli giderlerin finansmanında kullanılması) ilkesi gereği, bu oranın 1’den küçük çıkması gerekir. Aksi takdirde bu durum, duran varlıkların yani uzun vadede elde duracak varlıkların kısa vadeli finansman ile karşılandığı anlamına gelir ki bu “Finansmanda Uygunluk” ilkesine aykırıdır.

MADDİ DURAN VARLIKLARIN UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLARA ORANI (MADDİ DURAN VARLIKLAR / UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR)

Bu oran her 1 TL’lik uzun vadeli yabancı kaynak için işletmenin sahip olduğu maddi duran varlıkları gösterir. Dolayısıyla bu oranın 1’den büyük olması işletmenin uzun vadeli kredileri vaktinde ödemesinin bir teminatı gibidir.

VARLIK KULLANIM ORANI (FAALİYET ORANLARI)

Bu grupta yer alan oranlar işletmenin sahip olduğu ve faaliyetlerini gerçekleştirmede kullandığı iktisadi varlıkların ne ölçüde etkin kullanıldığını tespit etmede kullanılır.

ALACAK DEVİR HIZI (NET SATIŞLAR / ORTALAMA TİCARİ ALACAKLAR)

Alacakların yılda kaç defe tahsil edildiğini gösterir. Alacak devir hızı arttıkça alacakların likidite değeri artar. Alacak devir hızı oldukça yüksek olan şirketlerde, “Ticari alacaklar” nakit benzeri varlıklara dahil edilebilir. Dolayısıyla bu oranın dahil edilmesiyle birlikte şirkete yönelik “Nakit oran” hesaplaması olumlu olarak etkilenebilir. Genellikle perakende firmalarında “Ticari alacaklar” hızlı tahsil edildiği için bu firmalarda alacak kalemi likit bir kalemi temsil edebilir.

STOK DEVİR HIZI (SATIŞLARIN MALİYETİ / ORTALAMA STOKLAR)

Firmada bulunan stokların ne zaman yenilendiği veya elden çıkarıldığı, stok maliyetleri planlamasında kritik bir rol oynar. Aynı zamanda, pazarlama faaliyetlerinin etkili bir şekilde yönetilip yönetilmediğini gösteren önemli bir göstergedir. Oranın yüksek olması firmanın elinde bulunan mal stoklarının hızla yenilendiğini gösterir. Gıda perakendesi şirketlerinde bu oran yine genellikle yüksektir. Zaman zaman stoklarını aşırı hızda tüketen ve yerine koyan firmalarda, “Nakit oran” hesaplamasına “Stoklar” kalemi de dahil edilebilir.

DURAN VARLIK DEVİR HIZI (NET SATIŞLAR / DURAN VARLIKLAR)

Duran varlık devir hızı duran varlıklara yapılan yatırımın seviyesini belirlemeye yardımcı olur. Oranın düşme eğilimi göstermesi kapasite kullanım oranının düştüğünü, duran varlıkların verimli kullanılmadığını gösterirken, oranın artış eğiliminde olması kapasite kullanım oranının arttığını ve işletmenin duran varlıklarını verimli kullandığını gösterir.

KARLILIK ORANLARI

Daha önce belirtilen oranlar işletmenin faaliyetleri konusunda belirli sonuçları elde etmemize imkân verir. Ancak karlılık oranları işletmenin ne ölçüde etkin yönetildiği konusunda nihai bilgiler sağlar.

DÖNEM NET KARININ ÖZ KAYNAKLARA ORANI (DÖNEM NET KARI / ÖZ KAYNAKLAR)

Bu oran, işletmeye ortaklarca tahsis edilmiş olan değerlerin ne ölçüde etkin ve verimli kullanıldığını tespit etmek için hesaplanır. Bu oranın yüksek olması olumludur. Ayrıca bu oran enflasyondan etkilenebilir, çünkü “Dönem net karı” enflasyondan etkilenirken “Öz kaynaklar” kalemi o kadarda hızlı enflasyondan etkilenmez. Bununla beraber şirketlerin zaman zaman “sermaye artırımı” yapması, “öz kaynaklar” kaleminde bir şişme yaratacağından, bu gibi durumlarda bu oranın düşmesi muhtemeldir.

Dolayısıyla oranı hesaplarken, “Öz kaynaklar” da meydana gelen değişimleri incelemek önemli.

AKTİF (YATIRIM) KARLILIK ORANI (DÖNEM KARI / AKTİF TOPLAMI)

Aktif karlılık oranı veya bir başka ifadeyle Yatırım karlılık oranı, aktiflerin işletmede ne ölçüde karlı kullanıldığını tespit etmek amacıyla hesaplanır. Oranı hem vergiden sonraki karı hem de vergiden önceki karı esas alarak hesaplamak mümkündür.