İkinci çeyrekte borsadan kaçış senaryoları güç kazanıyor

Yayınlama: 16.03.2024 13:32:00 Güncelleme: 16.03.2024 13:31:29

Sürpriz not artırımı sonrasında yılın ikinci çeyreğine girerken gündemde, likidite kısıcı önlemler, kredi kartları başta olmak üzere tüketimin yavaşlatılmasını sağlayacak yeni adımlar var. Artan beklentiler, kısa vadede Borsa İstanbul üzerinde baskı oluştururken, uzmanlar yılın ikinci çeyreğinde likidite fazlasının etkisiyle yatırımcıların borsadan uzaklaşıp, alternatif yatırım araçlarına kayabileceği konusunda uyarıyor.

İkinci çeyrekte borsadan kaçış senaryoları güç kazanıyor

SERAP SÜRMELİ

Geçtiğimiz hafta piyasalar, yurt içi enflasyon verisi sonrasında Fitch kararına odaklanmıştı. Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltti, not görünümünü ise "durağan"dan "pozitif"e çıkardı. Fakat 12 yılın ardından gelen bu sürpriz hamleye rağmen, nihai notun hâlen yatırım yapılabilir seviyenin altında konumlanması, kararın piyasalar üzerindeki etkisini sınırladı. Küresel endekslerde yön arayışı devam ederken gelen not artırımı elbette önemliydi. Buna rağmen BIST-100 endeks fiyatlama davranışlarında volatilite arttı. Çünkü özellikle, mevduat faizlerinde yukarı yönlü eğilim, yaklaşan seçim süreci, endekste zayıflayan işlem hacmi, kur, CDS ve Londra TL swap faiz piyasasında oynaklığın artması, fiyatlama davranışları üzerinde kısa vadede etkili olmaya devam ediyor.

Uzmanlar, yılın ikinci yarısından itibaren yeni not artırımlarının gelebileceğine dair umutlular. Ancak piyasada yeni bir yükseliş trendini başlatabilecek asıl hareketin, enflasyonun tepe noktasına ulaşmasının ardından, sıkılaşma adımlarının rakamlara sirayet etmesiyle mümkün olabileceği konusunda hemfikirler. Bunun için de yılın ikinci yarısını işaretliyorlar.  

Ne var ki, yılın ikinci yarısına dair bu okuma da bazı sorunlar içeriyor: Enflasyonun insanların gerçek gelirleri üzerinde baskı yaratan yapışkanlığı ve aylık okumalarda OVP'nin izin verdiğinden daha hızlı artmaya başlaması, süre gelen endişeleri destekliyor. Bu, şimdilik enflasyon hedefine ortalama olarak ulaşılamayacağı anlamına gelmese de muhtemel yeni faiz artırımları için bir davet.

Görünen o ki, geçen aykiler de dâhil olmak üzere, yeni faiz artışlarının etkisi ekonomiye yayılmaya devam edecek. Faizlerdeki yükselişin, devam eden yaşam maliyeti baskıları ve endişe verici jeopolitik ortamla birleştiğinde, tüketici duyarlılığı üzerinde baskı yaratması muhtemel…

Ancak, piyasalar ve ekonomistlerin yaygın olarak beklediği gibi yeni bir faiz artışı da zaten zayıf veya daralan kâr marjlarıyla boğuşan birçok işletmeyi, yıl sonuna doğru daha da büyük mali yüklerle karşı karşıya bırakacak. Ve içlerinden teknik olarak mevcut borç seviyelerini karşılayamayanlar için ikinci bir finansman şansı da neredeyse yok gibi. Geriye kalanların da ekonominin bu yeni dinamiklerine nasıl bir tepki vereceğine dair belirsizlikler var.  

Yılın ikinci çeyreğine girerken gündemde, piyasalarda zaman zaman oluşan likidite fazlalığını azaltarak, mevduat ve kredi faiz oranlarında artışı beraberinde getirebilecek likidite kısıcı önlemler, kredi kartları başta olmak üzere tüketimin yavaşlatılmasını sağlayacak yeni adımlar var. TCMB’den ek bir faiz artışı ile likidite kısıtlayıcı adımların atılacağına ilişkin artan beklentiler, kısa vadede Borsa İstanbul üzerinde baskı oluştururken, iç talebin dengeleneceğine yönelik ekonomi yönetiminden gelen kararlı açıklamalar ile mevduat faizlerinin yüksek kalmaya devam edeceği bir ortamda portföy seçimleri konusunda son derece dikkatli olunması gerekiyor. Bunun için bir grup uzmandan, yılın ikinci çeyreği ve sonrasına ilişkin beklentilerini aldık. 

“ENDEKSTE 8.500 ALTI ORTA/UZUN VADEDE ALIM FIRSATI”

Deniz Yatırım, Yatırım Danışmanlığı Bölüm Müdürü Ali Barbaros Demirer: Endeks, 9.400 seviyesinden başlayan düzeltme hareketi sonucunda 8.750 destek seviyesini test etti. Tam bu seviyeden, geçen haftanın son iki işlem gününde özellikle banka hisselerine yönelik alımlar, bir kredi notu artırım haberinin öncüsü oldu. Cuma akşamı Fitch'ten gelen kredi notu artışını, gecikmiş ama yerinde bir karar olarak değerlendiriyoruz. Fitch, S&P ve Moody's gibi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye için belirledikleri kredi notu seviyeleri ve bu kuruluşların benzer seviyedeki diğer ülkelerle karşılaştırmaları dikkate alındığında, yıl içinde yeni kredi notu artırım haberleri bizi şaşırtmayacaktır. Ancak, bu gelişmelerin yaşanması için enflasyonun düşmesi ve sıkı para politikası uygulamalarının yanı sıra, mali politikalarda da ödün verilmeden devam edilmesi gerekmekte. Not artışlarının yılın ikinci yarısında gerçekleşebileceği; bu sebeple BIST'e orta vadede olumlu etki yapsa da, kısa vadede net bir pozitif etki beklenmemesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Özellikle Şubat ayında yüksek gelen enflasyon verisinin ardından TCMB'den beklenen yeni bir 500 baz puanlık faiz artışı, zaten yüksek olan kredi faizleri, altın ve mevduat gibi alternatif yatırım araçlarının cazibesi ve yaklaşan yerel seçimler (ekonomi üzerinde net bir etkisi olmasa da)  ve yılın ilk iki ayında endekste yaşanan yaklaşık yüzde 30'luk yükseliş göz önünde bulundurulduğunda, önümüzdeki 1-2 ay içinde BIST'in yukarı potansiyelinin sınırlı olacağını öngörüyoruz. Asıl yukarı yönlü hareketin, enflasyonda tepe noktanın görülmesini beklediğimiz Mayıs veya Haziran aylarından sonra yaşanabileceğini tahmin ediyoruz. Ancak, endeksin 8.500 seviyesinin altında kalıcı olmasını pek gerçekçi bulmuyoruz ve 8.500 altını orta/uzun vadeli bir alım fırsatı olarak görüyoruz.

En beğendiğimiz sektörler perakende, havacılık ve holdingler. Banka hisselerinin ise biraz zamana ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz. Perakende sektöründe BİM (BIMAS) ve Şok Marketler (SOKM), havacılık sektöründe Türk Hava Yolları (THYAO) ve Pegasus (PGSUS), holdinglerden ise Koç Holding (KCHOL) ve Sabancı Holding (SAHOL) en beğendiğimiz hisseler arasında yer alıyor. Banka hisseleri arasında ise Yapı ve Kredi Bankası (YKBNK) ve Akbank (AKBNK) öne çıkıyor.

“FARKLI ENSTRÜMANLAR BELİRLİ AĞIRLIKLARDA PORTFÖYLERDE DEĞERLENDİREBİLİR”

Dinamik Menkul Değerler Araştırma Müdürü Muammer Demir: Fitch, 08 Mart tarihinde yayımladığı değerlendirmesinde, hem ülke kredi notu hem de kredi not görünümünde yukarı yönlü revizeye gitti. Kredi notunda yukarı yönlü revizeye gidilmesi TL varlık fiyatlamalarında kısa vadede de olsa olumlu olarak algılandı. Fakat üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunda (Fitch, S&P Global ve Moody’s) not olarak yatırım yapılabilir seviyenin altında olmamız ve varlık fiyatlamalarındaki yüksek oynaklık nedeniyle bu olumlu etkinin sınırlı kaldığını gördük. Borsa tarafında ise haftanın ilk işlem gününde Fitch kararının olumlu etkisiyle birlikte seans açılışında pozitif bir hareketlilik görülse de gün sonunda endeksin kazançlarını geri verdiğini ve günü kayıp ile tamamladığını gördük. Son dönemde, küresel endekslerde yön arayışı devam ederken, yurt içerisinde BIST-100 endeks fiyatlama davranışlarında volatilitenin arttığı söylenebilir. Özellikle, mevduat faizlerinde yukarı yönlü eğilim, yaklaşan seçim süreci, endekste zayıflayan işlem hacmi, kur, CDS ve Londra TL swap faiz piyasasında oynaklığın artması fiyatlama davranışları üzerinde kısa vadede etkili olmaya devam ediyor. Endeks fiyatlama davranışları açısından sadece tek bir faktör ya da gelişmeye bakılarak yorum yapmanın doğru olmadığını bu bağlamda, birçok faktörün birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Ekonomi yönetimi tarafından atılan adımların olumlu etkilerinin devam edebileceğini düşünüyoruz. Seçim süreci ardından belirsizliklerin azalması ile birlikte S&P tarafından ülke kredi notunda bir revizenin gelebileceğini tahmin ediyoruz. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global’in Türkiye kredi notu değerlendirmesini planlı takvime göre 03 Mayıs tarihinde açıklaması bekleniliyor.

Ayrıca, son dönemde, kur tarafında oynaklığın arttığı gözlemleniyor. Kur tarafında, hem yurt içi hem de yurt dışı gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kur tarafında kısa vadede volatilite artmaya devam ederken, borsa üzerinde kısa vadede risk alma iştahı noktasında kısmi bir baskı unsuru olarak gündeme gelebilir. Endeks fiyatlama davranışları açısından, yurt içi ve yurt dışı gelişmeler ile birlikte işlem hacminin seyri, kur tarafında volatilite, CDS risk priminin gelişimi, yurt dışı TL swap faizlerinin seyri, enflasyon ana eğilimleri ve makro ekonomik göstergelerin seyri yakından takip edilebilir.

Öte yandan ons altın fiyatlamaları açısından, Orta Doğu’da devam eden belirsizlik ve Fed’in uyguladığı para politikası kısa vadede etkili olmaya devam ediyor. Özellikle, Fed’in 2024 yılı ikinci yarısı itibarıyla faiz indirimlerine başlayacağı yönünde artan beklentiler ardından ABD reel faizlerinde yaşanan gerileme, ons altın tarafını kısa vadede desteklediği izleniyor. Fakat son dönemde ülkede enflasyon ana eğilimlerinde yaşanan yukarı yönlü riskler, Fed’in faiz patikasına yaklaşımı adına belirsizliklere neden oluyor.

BIST-100 endeksi tarafında ise, MSCI gelişmekte olan ülke endeksine göre yüksek iskontolu ve uygun rasyolarla işlem görmesi sebebiyle, orta vadede BIST-100 endeksine yönelik olumlu görüşümüzü korumaya devam ediyoruz. Volatilitenin yüksek seyrettiği dönemlerde, getiri performansı açısından ya da korunma yaklaşımı açısından alternatif yatırım araçları gündeme gelebilir. Yılın ilk çeyreği içerisinde, yaşanan gelişmeler ve artan oynaklığa bakıldığında, yatırımcılar orta ve uzun vadeli stratejileri çerçevesinde risk-maliyet ve getiri performansı açısından hisse senetleri ile birlikte farklı enstrümanları belirli ağırlıklarda portföylerinde değerlendirebilirler. Fakat yatırımcılar, yatırım yaptıkları ürünleri çok yakından tanımalı ve incelemeleri gerekmektedir. Yatırım stratejileri ve süreleri açısından yatırımcılar, incelediği finansal enstrümanlar ile ilgili çalıştıkları kurumların araştırma departmanlarından profesyonel destek alabilirler.

“TCMB’DEN EK SIKILAŞMA HAMLELERİ GELEBİLİR”

Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı Onurcan Bal: Fitch’in sürpriz not artırım kararıyla birlikte Borsa İstanbul’un haftaya güçlü bir yükselişle başladığını görsek de endekste yukarı yönlü seyrin korunamadığı ve hafta içerisinde yeniden satıcılı bir fiyatlamanın etkili olduğunu takip ettik. BIST-100 endeksi bu hafta yaşanan satışlarla psikolojik öneme sahip 9.000 puan altına sarkarken, 9.000 altında kalındığı sürece zayıf görünüm etkisini sürdürebilir. Şubat ortasında test edilen ve aynı zamanda dolar bazlı grafikte 300’lü seviyelere tekabül eden 9.400-9.500 bölgesi aşılmadığı sürece, endekste dalgalı bir fiyatlamanın devam edebileceği kanısındayız. Ocak ve Şubat aylarında enflasyon rakamlarında beklenti üzeri gerçekleşmeler, gıda ve hizmet enflasyonlarındaki yüksek seyir ve tüketim harcamalarındaki güçlü görünüme bağlı olarak seçimden sonraki süreçte de TCMB’den ek sıkılaşma hamlelerinin gelebileceğini değerlendiriyoruz. Politika faizinde artışlar görülebileceği gibi piyasalarda zaman zaman oluşan likidite fazlalığını azaltarak mevduat ve kredi faiz oranlarında artışı beraberinde getirebilecek likidite kısıcı önlemler, kredi kartları başta olmak üzere tüketimin yavaşlatılmasını sağlayacak düzenleme adımlarının atılabileceğini düşünüyoruz. TCMB’den ek bir faiz artışı ile likidite kısıtlayıcı adımların atılacağına ilişkin artan beklentiler kısa vadede Borsa İstanbul üzerinde baskı oluşturan faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda iç talebin dengeleneceğine yönelik ekonomi yönetiminden gelen kararlı açıklamalar ile mevduat faizlerinin yüksek kalmaya devam edeceği bir ortamda hisse seçimi konusunda ekstra dikkatli olunması gerektiği kanısındayız. Bu noktada iç talepteki ve büyümedeki yavaşlamadan daha az etkilenecek, fiyatlama gücü yüksek olan, yüksek faiz ortamında borçluluğu ve net işletme sermaye ihtiyacı daha düşük olan şirketlerin daha iyi bir performans ortaya koyabileceğini değerlendiriyoruz. Bu anlamda yılsonuna kadar taşınacak portföylerde bankacılık, holdingler, gıda perakende, telekomünikasyon gibi ana sektörlerinin tercih edilebileceğini düşünüyoruz. Borsaya alternatif getirilerin olduğu (mevduat faizleri, altın gibi) mevcut konjonktürde getiri-risk tercihlerine uygun olarak portföy çeşitlendirmesinin de daha sağlıklı olacağı kanısındayız.

“FITCH SONRASI GÖZLER S&P’YE ÇEVRİLDİ” 

İnfo Yatırım Araştırma Stratejisti Çağlar Toros: Geçtiğimiz hafta piyasalar yurt içi enflasyon verisi sonrasında Fitch kararına odaklanmıştı. Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltti, not görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çıkardı. Beklentiler sadece not görünümünün durağan’dan pozitife revize edileceği yönündeydi. Ekonomi yönetiminin attığı adımların yabancılar tarafından da olumlu görünmesi ile 12 yıl sonra not artırımına gidildi. Yabancıların Türkiye’ye olan güvenlerinin artması ile birlikte haftaya risk iştahı yüksek başlamıştık. Fakat beklentinin fiyatlandığı algısı sonrasında bir geri çekilme de olurken, CDS’ler de yatay seyrini korudu. Fitch’in attığı bu adım önemliydi. Çünkü seçim öncesinde bir artış beklenmezken yapılan bu sürpriz sayılabilecek hamle ileriye dönük projeksiyonlar adına da ekonomi yönetiminin attığı adımların rakamlara sirayet etmesi ile yeni zirve arayışlarını beraberinde getirebilir.

Fitch sonrasında gözler 3 Mayıs’taki S&P’ye çevrildi. Yabancı kurumlar ve kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye ile ilgili olumlu raporlar sunuyor. Anlık konjonktürde not artırımı görebiliriz. Fakat tabii ki enflasyon da bu konuda önemli kriter olacaktır.

MEVDUATA GEÇİŞLER HIZLANABİLİR

KKM’den çıkışların hızlandığı bir dönemdeyiz. Çünkü KKM’nin alınan kararlar ile eskisi kadar alternatif getirilerde öne çıkacağını düşünmüyorum. KKM’den ziyade mevduata geçişler hızlanabilir. Çünkü KKM’nin yavaş yavaş hayatımızdan çıkacağı aşikâr. Fakat altın tarafına geçişler olabilir. Çünkü Fed’in faiz indirim döngüsüne başlayacağına dair beklentiler jeopolitik gerginliklerin artması güvenli limanlara geçişleri hızlandırıyor.

Farklı arayışlar, farklı enstrümanlara geçişler borsadan para çıkışlarını hızlandırabilir ama borsanın kendi içinde hikâyesi olduğundan çok etkileneceğini de düşünmüyorum.

FAİZ İNDİRİM DÖNGÜSÜ RİSK İŞTAHINI ARTIRIR

ABD'de enflasyon şubatta aylık yüzde 0,4, yıllık yüzde yüzde 3,2 arttı. Çekirdek enflasyon 2. ayda da tahminleri aşarak Fed'in temkinli faiz indirimi görüşünü teyit etti. Açıklanan veri, enflasyonun hala ısrarlı biçimde yüksek seyrettiği ve Merkez Bankası yetkililerinin erken gevşemekten kaçınacağı sinyali verdi. Fed Başkanı Powell geçen haftaki konuşmasında enflasyonun hedefe düştüğünden emin olmak istediklerini belirterek “Bu güveni kazandığımızda ki buna yakınız faiz indirimine başlamak uygun olacak” demişti. İstihdam piyasalarındaki güçlü seyir iç talebe bağlı olarak geri çekilmesi beklenen enflasyonu baskılıyor. Fakat ABD’de enflasyonun soğuma eğiliminde olduğunun da görülmesi 2024 yılı ikinci yarısında faiz indirimlerini destekliyor. Güvercin tonda söylemler ve faiz indirim döngüsü risk iştahını artırabilir.

Seçici olmak kaydıyla yurt içinde yabancı yatırımcı gelişi durumunda bankalar, NAD’larındaki potansiyeller nedeniyle holdingler, enflasyon temasından kaynaklı olarak gıda perakende, yolcu trafiğindeki yukarı yönlü seyir ve turizm gelirleri ile ulaştırma öne çıkabilir. Ayrıca büyüme odaklı strateji çerçevesinde ihracat teması ve global resesyon endişesinin azalma durumu otomotiv tarafını destekleyebilir. 

“FITCH KARARININ BORSAYA ETKİSİ SINIRLI VE GEÇİCİ OLDU”

Ahlatcı Yatırım Hazine Müdürü Arda Coşar. Borsa İstanbul BIST-100 endeksi 9.400 seviyesini aşamayıp 8.700 seviyesine kadar düzeltme yaptı ve oradan tekrar toparlanmaya başladı. Ancak şu an için 9.400 ü aşabilmiş değil. 8.600-9.400 arası bir fiyatlama görülüyor. 8.600 ya da aşağısını kalıcı olarak beklemiyorum buraya yaklaşılan yerler toplama yerleri olarak değerlendirilebilir. Diğer açıdan BIST-100 endeksi yükseliş hareketine devam edebilmesi için 9.400 seviyesini yukarı yönlü aşmalı. Şu an için aşamadı ama ilerleyen zamanlarda aşacağını düşünüyorum. Seçimlere yaklaşılınca ya da seçimlerden sonra tekrar hareketlenebilir.

Fitch tarafında görünüm tarafında artırım bekleniyordu ancak not artırımı beklenmiyordu. Not artırımı sürpriz oldu denilebilir. Ben bunun birazda İsveç, F-16 gibi yurt dışı politik gelişmelerle de alakalı olduğunu da düşünüyorum. Fitch kararının borsaya etkisine gelince banka ve holdinglere pozitif yansıdı ancak BIST-100 endeksine etkisi sınırlı ve geçici oldu.

Bu arada sene içerisinde diğer derecelendirme kuruluşlarında da güncelleme görebiliriz.

KKM dönüşlerinin döviz talebine etkisi var. Döviz talebi oluşturuyor. Buda merkez bankası rezervlerini olumsuz etkilemekle beraber, dövizde oynaklık yarattığını görüyoruz. Dövizde daha önceki seneler de gördüğümüz gibi aşırı bir oynaklık görürsek ilk önce borsayı olumsuz etkiler ancak daha sonra borsa dolar bazında ucuz kalır ve uyum sağlar. Ama şu anda ben eğer Merkez Bankası para politikasında ekstrem bir değişiklik olmazsa aşırı bir oynaklık beklemiyorum. Zaten dövizde kademeli bir yükseliş bekleniyor, bunun borsaya çok etki edeceğini sanmam.

FİYAT ÇARPANLARINA DİKKAT EDİLMELİ

Sene içinde 300 dolar hatta 310 dolar gibi yerleri görebiliriz. Özellikle 310 dolar ve üzerinde kâr satısı gelebilir. Ancak kâr satısı gelse de borsanın daha fazla potansiyeli olabileceğini düşünüyorum. Tabii burada seçici olmak daha önemli. 2024 yılı beklentileri olumlu, fiyat çarpanları makul,  özellikle beklentileri olumlu sektörleri seçmek, hisselerden sepet yapmak daha önemli. Bunun için yatırımcılar aracı kurum raporlarını değerlendirebilir. Ya da eğer isterlerse öz sermaye ve aktif kârlılığı en yüksek, temettü verimi en yüksek ya da büyüme beklentileri en yüksek hisselerden tematik portföyler oluşturabilirler. Ancak burada da fiyat çarpanlarına dikkat edilmeli.

Enflasyon nedeni ile gıda/içecek,  gıda perakende, perakende yatırımların devreye girmesi ve satış beklentileri ile otomotiv sektörü, ayrıca telekomünikasyon, enerji, çimento ve savunma sektörleri, bunun dışında sınırlı olmakla birlikte makro beklentilerden dolayı holding ve bankacılık.

“ENDEKS ÜZERİNDEKİ EN BÜYÜK RİSK, DÖVİZ, ALTIN, MEVDUAT FAİZİ VE KRİPTO VARLIKLAR”

Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yusuf Kavak: Fitch'in, Türkiye'nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltmesi piyasa açısından sürpriz oldu. Öyle ki, piyasa beklentileri not görünümünün durağandan pozitife artırılacağı ve kredi notunun sabit bırakılacağı şeklindeydi.. Moody's ve S&P'nin benzer bir karar alabileceği beklentilerini güçlendirmesi açısından da bakıldığında; Fitch'in bu kararı piyasa dinamikleri açısından oldukça pozitif. Borsada haftanın açılışında bu etkiyi gördük. Ancak, orta vadeli seyir açısından belirleyici olabilecek CDS tarafına henüz istenilen düzeyde yansımasını görebilmiş değiliz.  Şayet CDS tarafında da pozitif fiyatlamalar ortaya çıkarsa; yaklaşan sendikasyonların daha düşük maliyetlerle çevrilmesi açısından özellikle bankacılık, holdingler ve yine bazı BIST-30 şirketleri üzerinde oldukça güçlü etkileri görülebilir ve endeks de bu durumdan olumlu yönde etkilenebilir. Diğer yandan, endeks üzerindeki en büyük risk ise; döviz, altın (gram ve ons), mevduat faizi ve kripto varlıklar gibi alternatif yatırım ürünlerinin cazibesi. Bu anlamda KKM’de son 28 haftada ortaya çıkan 1,1 trilyon TL'lik azalış devam etse bile; borsanın cazibe kazanması için özellikle mevduat faizindeki yüksek seviyeler ve kurdaki yükselişlerin yerini stabiliteye bırakması gerekmekte. Kur tarafındaki yükselişte oluşabilecek durağanlaşmanın bir diğer önemli etkisi ise; döviz bazına endeksin seyrinde ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla kurdaki hareketler, borsa açısından çok daha önem arz etmekte.

“12 YIL SONRA İLK AMA SON DEĞİL!”

ALB Yatırım Araştırma Analisti Ahmet Deniz Yağbasan: Fitch, Türkiye’nin kredi notuna ilişkin kararını geçtiğimiz hafta cuma günü açıkladı. Piyasada konsensüs beklenti not görünümünün yukarı yönlü revize edilmesi yönünde olurken kurum, Türkiye’nin kredi notunu bir üst kademe olan B+’a görünümü ise pozitif olarak belirledi. 12 yıl sonra gelen bu karar Türkiye ekonomisi adına önemli sinyalleri beraberinde getirdi. Bu süreçten sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye ilişkin not revizelerini sık sık göreceğimizi düşünüyorum. Bu paralelde de bir sonraki kredi notuna ilişkin yukarı yönlü revizenin 3 Mayıs tarihinde S&P Global tarafından geleceğini düşünüyorum. 19 Temmuz’da ise Moody’s’in not değerlendirmesini karşılayacağız. Bunlara ek olarak yıl sonuna doğru Fitch ve S&P Global birer değerlendirmede daha bulunacak. Planlı takvime göre bu yıl 4 kez daha Türkiye’nin not görünümü uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından değerlendirilecek. Bu süreçte Türkiye’nin kredi notunun 2024 yılında yatırım yapılabilir seviyeye ulaşmasını beklemesem de 2025 yılında ekonomi yönetimi tarafından atılan adımların devam etmesi halinde yatırım yapılabilir kategorisi mümkün gözüküyor.

NİSAN’DAN SONRA YABANCI PARA GİRİŞLERİ HIZLANABİLİR

Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye’ye ilişkin gelen not görünümlerindeki yukarı yönlü revizeler yabancı yatırımcıların doğrudan ve dolaylı yatırımlarla ülke ekonomisine sıcak paranın yönelmesine önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu paralelde de 2024 yılı Nisan ayı itibarıyla Türkiye ekonomisine yabancı para girişlerinin hızlanmasını bekliyorum. Bu girişlerde Borsa İstanbul’a yönelim gösterecek yabancı yatırımcıların küresel rakiplerine göre iskontolu kalmış ve gelecek dönemde nakit akışlarında önemli bir büyüme sağlayabilecek şirketlere yatırımlarını gerçekleştirebilirler.

2024 yılının ikinci yarısından itibaren küreselde faiz indirimlerinin başlaması ve yurt içinde de yabancı yatırımcıların hisse senedi portföylerinde alımlarını hızlandırma beklentisi ile başta bankacılık sektörü olmak üzere holding, ulaştırma, otomotiv, inşaat ve çimento sektörlerinde yukarı yönlü bir hareket beklenebilir. Bu paralelde ALB Yatırım Araştırma Departmanı olarak THYAO hissesini 393,70 TL, SOKM hissesini 101,30 TL, MAVI hissesini 173,30 TL ve AKCNS 173,80 TL hedef fiyat ile takip ediyoruz.

İçerisinde bulunduğumuz dönemde yüksek faiz ortamından kaynaklı Borsa İstanbul’da işlem gören şirketler baskı altında kalırken, alternatif getiri araçlarında yaşanan son dönemdeki yükseliş ile yatırımcılar portföylerinin bir kısmını farklı enstrümanlara yöneltmesine neden oldu. Gelecek dönemde kur tarafında yaşanan yukarı yönlü momentumun artması döviz yatırımcıların ilgisini çekebilir. 2024 yılının ikinci yarısından itibaren Fed tarafında faiz indirimlerinin gündeme gelmesi ile başta ons altın olmak üzere diğer değerli madenlerde de yukarı yönlü ivmelenme ihtimali de yatırımcıların bu dönemde altına yönelik ilgisini artırmaktadır.

“YATIRIMCILAR BORSADAN UZAKLAŞIP DÖVİZ, ALTIN VE BUNLARA AİT FONLARA YÖNELİYOR”

A1 Capital Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal: Endeks, Fitch’in not artırımı beklentisiyle ralli yaptıktan sonra seçim zamanının yaklaşması ve MB zorunlu karşılık hamleleriyle aldıklarımızı geri verdik. Merkez’in hamlesi likiditeyi çekip döviz ve altına kaymasını engellemeye yönelik. Bu değişikliklere göre, serbest hesaplarda ortalama olarak tesis edilen TL zorunlu karşılıkların bir kısmı bloke hesaplarda tesis edilecek. TCMB zorunlu karşılıklara üç ayda bir faiz ödenmesi uygulamasına bir aydan kısa vadedeki mevduatları da dâhil etmesi de kısa vadedeki mevduat faizleri üzerinde yukarı yönlü ek etki yaratacak.

TCMB’nin swaplar hariç net döviz rezervinin azalması, yatırımcıların kur ve altın tarafında olmasına devam ediyor.

Tüm bu gelişmeler Fitch’in sürpriz sayılan not artırımının etkisini bertaraf ederken, bankacılık sektörü önderliğinde 9.400 seviyesini yine geçemeyen bir BIST-100 endeksiyle baş başa kalmamıza neden oldu. Dolayısıyla 8.923 seviyemize göre ralli anca yine 9.400 seviyesine kadar olur ki şu anda bunun bile ihtimali düşük gözükmekte.

Fitch’in kararından sonra 3 kredi kuruluşu da görünümde pozitife dönmüş durumda. Ama notlara baktığımızda yatırım yapılabilir seviye için Fitch’in 4, S&P’nin 5 ve Moody’s ise 6 kademe artırım yapması gerekiyor.

S&P kararı 3 Mayıs’ta ve S&P Türkiye'de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle takvim dışı değerlendirmeye giderek Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, not görünümünü durağandan pozitife revize etmişti. Zamanlama olarak da seçim sonrasında olması,  görünümü pozitife çeviren etkenlerin de devam etmesiyle birlikte not artırımı beklemekteyiz. 

Son iki üç haftadır seçim sonrasına yönelik dedikodular yatırımcıların bunlara inanma ihtimali ile birlikte piyasa da oluşan likidite fazlalığı yatırımcıların borsadan uzaklaşıp döviz, altın ve bunlara ait fonlara yönelmesine neden oldu. Seçime kadar da bu süreç devam eder görüntüsü hâkim.

300- 310 dolar aralığı standart satış bölgemiz olmuş durumda. Geçen sene Eylül/ Ekim aylarında bu seviyelerden gelen satışlar 257-257 bandına geri çekilmiştik. Bu sene Şubat ayında bu bölgelerden satışlarla 275 seviyesini dip yapmaya çalışıyoruz. Destek seviyemiz 20 dolar artmış durumdaki bu da bize seçim sonrası 300 dolar seviyesine geldiğimizde bu sefer buranın beklentilerle birlikte yukarı kırıldığı süreci beraberinde getirir düşüncesindeyim.

Şu anda piyasalar hem Fed hem de ECB tarafında faiz indirim döngüsünün Haziran ayında başlamasını fiyatlıyor. Dolayısıyla gevşeme ve nakit akışları yılın 3’üncü çeyreğiyle birlikte başlayacaktır. ABD tarafında çekirdek enflasyonda  yıldan yıla oranlar düşmeye devam ediyor, bu da işlerin iyiye gittiği anlamına geliyor ki bu da Fed  için iyi bir haber. Piyasalar bu nedenle adım adım ilerliyor gibi görünüyor. Yurt içine döndüğümüzde ise enflasyonun zirve yapmasını beklediğimiz dönem yılın ikinci çeyreği ve seçimden sonra nasıl bir aksiyon alınacağını da göreceğimizden tedirginliğin de yüksek olduğu bir dönem. Bu dönemde reazliasyonlarını yaptığını düşündüğümüz havacılık, çimento, perakende gıda, telekomünikasyon ve petrokimya sektörlerinin ön plana çıkmasını beklemekteyiz. Diğer yandan otomotiv sektöründeki pozisyonlarımızı ise korumaktayız.

Öne plana çıkardığımız hisse hedef fiyatlarımız; havacılıkta THYAO (345) ve PGSUS (992), çimentoda AKCNS (215), perakende gıdada SOKM (76,45) ve MGROS (535), telekomünikasyonda TCELL (88), petrokimyada TUPRS (219)  ve PETKM (29), otomotivde ise FROTO (1203) ile TOASO (345) 

“BIST-100 ENDEKSİ İÇİN 300 DOLAR ÖNEMLİ SEVİYE”

Ata Yatırım Araştırma GMY Cemal Demirtaş: Fitch’in not artırımı ve görünümü pozitife yükseltmesiyle birlikte, borsanın da iyi açılış yapacağı beklentisiyle haftaya başlamıştık. BIST100 açılışta 9.400 seviyelerine kadar denedikten sonra kâr satışlarıyla birlikte haftanın ilk gününü yüzde 0,20 gerileyerek 9.131 puandan kapattı. Salı ve çarşamba günleri düşen BIST-100 endeksi 8.910 seviyelerine kadar geriledi. Dövize artan talep gerekçesiyle, 21 Mart’ta PPK’nın politika faizlerini yükseltip yükseltmeyeceği sorusu, borsa üzerinde baskı yarattı. Son dönemde negatif algı, aşağı yönlü riskleri gündeme getirse de, hükümet ekonomi programına bağlı kaldığı sürece, yerel seçimler öncesinde borsaya ilişkin beklentilerin oluşabileceğine, önümüzdeki haftadan itibaren seçim öncesi ralli olasılığının devam ettiğine inanıyoruz.  

Mevcut para politikası devam ettiği sürece ve yerel seçimler sonrası reformlar yeniden hız kazandığı takdirde, diğer kredi derecelendirme kurumlarının da takip etmesini ve not artırımlarının gelmesini bekliyoruz.

Seçimlerden önce, KKM dönüşlerinin getirdiği likiditenin döviz ve altın gibi enstrümanlara kayma olasılığı görülüyor. Hatta bu hafta döviz mevduatlarındaki artışlar da bu beklenti ve endişeleri tetiklemiş olabilir.  Bu tip kaymaları geçici olarak kabul ediyoruz. Ekonomi yönetimi, kararlı ortodoks politikaları sürdürdüğü sürece, güven ortamının daha sağlamlaşacağını ve istikrar beklentilerinin artmasının da hisse senedi piyasasına ilgiyi artıracağını düşünüyoruz.

BIST-100 endeksi, 275-280 dolar seviyelerinde seyrediyor. Yatırımcıların temkinli tavrı ve dövize olan talep, son günlerde borsa üzerinde baskı yaratmaya başlamıştı. Önümüzdeki günlerde, özellikle PPK kararı ardından oluşacak piyasa algısıyla son haftada borsaya ilgi artabilir.  BIST-100 endeksi için 300 dolar önemli seviyeler fakat olumlu makro gelişmeler ve güven artırıcı tedbirler devam ettiği sürece 300 doların üzerine de çıkabilir. Son 10 yıllık olumsuz gelişmeleri göz önüne alırsak, iyimser bir piyasa için yolun daha çok başında olduğumuzu söyleyebiliriz.

DÖNGÜSEL SEKTÖRLER ÖN PLANA ÇIKABİLİR

Yılın 2’nci yarısında global faizlerin indirim sürecine girmesi, döngüsel sektörleri  yeniden ön plana çıkabilir. Çin’deki iç talebin seyri, ihracat pazarlarına muhtemel etkileri, ABD ve AB’de büyüme beklentileri Türkiye açısından da önemli olacaktır. Yılın ilk yarısında Türkiye için yine önceliğimiz enflasyon artışına karşı korunaklı sektörler ve şirketler olacaktır. Yılın ikinci yarısından itibaren ise yeniden  döngüsel -AB başta- global büyümeden olumlu etkilenebilecek şirketlere kayış söz konusu olabilir ama henüz o noktada değiliz.

En beğendiğim (7+5) hisse ve hedef fiyatları aşağıdadır. En son 18 Ekim 2023 tarihli strateji raporumuzdaki hedef fiyatlarımız değerlendirme altında. Önümüzdeki günlerde hedef fiyatlarımızı revize edeceğiz. Bu listeye ek olarak Vestel Elektronik, Anadolu Holding gibi şirketleri de tema olarak beğendiğimizi ifade edebiliriz.

1-GRUP: Coca Cola İçecek: 763.90 TL, Migros: 535.00 TL, Sabancı Holding: 101.69 TL, Şok Marketler: 105.04 TL, Tüpraş: 214.83 TL, Turcell: 87.57 TL, Ülker: 152.00 TL
2-GRUP: Aksa Enerji: 61.94 TL, Aygaz: 203.41 TL, Bim: 405.00 TL, Tav Hava Limanları: 194.77 TL, Tofaş: 396.00 TL

“BIST VE DÖVİZ HARİCİNDE YATIRIMCININ GÖZDESİ ALTIN”

Yatırım Finansman Strateji Ve Yatırım Danışmanlığı: BIST-100 endeksi 9.400’leri test etmesi ardından beklediğimiz bir teknik düzeltme yaptı ve 50 günlük ortalamanın da geçtiği bölgeye kadar geriledi. Fitch kararı öncesinde, küresel risk iştahındaki artış ve 8.750 bölgesinden gelen alımlarla yeniden yükselişe geçsek de 9.400’e doğru hareketler hala zayıf. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye notları yabancı algısı açısından önemli fakat hala yabancı yatırımcı nezdindeki soru işaretleri giderilmiş değil. Öncelik elbette enflasyon tarafında. Enflasyondaki yukarı eğilimin hala kuvvetli olması ek faiz artırım beklentisini öne çıkardı. Swap piyasaları ve mevduat faizleri faiz artırım beklentisini de şu aşamada teyit ediyor. TL üzerindeki artan baskı ve bununla paralel olarak kurdaki volatilite de benzer şekilde bu beklentiyi destekliyor. TCMB’nin bir diğer formülü de likiditeyi kısmak olabilir. Bunun da enflasyonla mücadele konusunda destek olacağı kanaatindeyiz. KKM dönüşlerinden yaratılacak likiditenin çekilmesini piyasa ilk başta olumsuz algılayabilir fakat orta uzun vadede BIST ve TL için olumlu okuyabiliriz. BIST ve döviz haricinde yatırımcının radarındaki bir başka enstrüman da altın. 2200 dolar bölgesine kadar yükselen ons altın Mart ayında şu anki fiyatlarla yaklaşık yüzde 5,8 yükseldi. Bu da gram altının kurdaki hareketle birlikte yüzde 8,7 primlenmesini sağladı. Altına ilginin bir süre daha devam edebileceğini düşünüyoruz. BIST tarafında ise 9.400-10.000 bandına doğru hareketlerde kâr satışları görebiliriz ki bu seviyeler dolar bazında da dirençlere karşılık gelmekte. Yatırım Finansman Menkul Değerler olarak şu anda model portföyümüzde EREGL, TAVHL, MGROS, VAKBN, TOASO, ENKAI, RYGYO, SAHOL, TCELL, TTKOM, PETKM, YKBNK ve PGSUS yer almakta.