İşte üçüncü çeyrek bilançolarının favori hisseleri

Yayınlama: 09.10.2023 09:31:00 Güncelleme: 11.07.2025 16:48:08

Rasyonel para politikasının etkilerinin ana senaryoya dâhil olduğu ilk bilançoların açıklanmasına sayılı günler kaldı. Sektörler ve şirketler ayrışıyor. İlk etkilere yönelik beklentiler, özellikle negatif işletme sermayesiyle çalışan gıda perakendecileri, mevsimsel etkilerle havacılık ve çimento sektörleri üzerinde yoğunlaşıyor. Holding tarafında iştirak karlılığının, kur farkı gelirleriyle destekleneceği öngörülüyor. Ancak, euro-dolar paritesinin büyüme sektörlerini baskı altında tutacağına dair dikkati çeken uyarılar da söz konusu. Enflasyonu gecikmeli yansıtabilen telekomünikasyon ve sigortacılıkla ilgili beklentilerde de düşüş var.

İşte üçüncü çeyrek bilançolarının favori hisseleri

SERAP SÜRMELİ

Borsanın heyecan döngüsü gelişmeye devam ediyor. Seçim sonuçlarını yüzde 85’lik bir yükselişle karşılayan endeks, üçüncü çeyrekte de yüzde 50’ye varan bir artışla seyrine devam ediyor. İlginç bir şekilde, birkaç hız tümseği dışında soluksuza yakın bir seyirdi. Şimdi, ay sonundan itibaren bilançolar açıklanacak ve yatırımcılar avuç dolusu veriyle bir kez daha iyi bir iş çıkarmaya çalışacaklar; yine de bir uyarı: Hangi veriye dayandığınıza dikkat edin.

Her firmanın bir yatırım tezi ve bununla uyumlu başarı kriteri vardır. İster açık bir şekilde yazılı olsun ister her ortağın kafasında örtülü dursun, bu tez, aradığınız büyük kazançlara ulaşmanızı sağlayacak sinyalleri taşır. Üçüncü çeyrek sonuçları önünüze gelmeye başladığında satışları, öngörülen satışlarla karşılaştırarak başarı için bir ölçü tanımlamak makul bir başlangıç olabilir. Ancak, nispeten zayıf satışlar her zaman hatalı bir planla ilgili değildir. Yerel ve küresel büyüme temalarındaki engellerin derin etkilerine bakıyor olabilirsiniz. Bu etkilerin herhangi birinde ibre değiştiğinde sonuçlar da değişecektir. Dolayısıyla mevcut olan hangi verinin firma ile en alakalı sinyallerle ilişkili olduğunu tespit etmek kritiktir.  

Bunun için, uzmanlardan oluşan bir gruptan üçüncü çeyrek bilanço beklentilerini aldık. Her şirketin neden dikkate alınmaya değer olduğunu açıklamalarını istedik. İçlerinden kötü sonuçları karşılayabilecek olanları da paylaştılar. İyi haber, güçlü finansallarla ilgili neredeyse ağızbirliği edilmiş bir grup şirket ortaya çıktı.

“ANA SANAYİ HİSSELERİNE DİKKAT”

Ahlatcı Yatırım Hazine Müdürü Arda Coşar: Ay sonu itibari ile 3. çeyrek bilançoları bekleniyor. Aslında bir öncekinden farklı bir bilanço görünümü beklemiyorum. İkinci çeyrekte gıda, içecek, gıda perakendesi, perakende, otomotiv ve havacılık sektörleri öne çıkmış, savunma ve çimento sektörleri de onları takip ederek iyi sonuçlar açıklamıştı. 

Kurdaki yükselişin ve enflasyonun ürün marjları üzerindeki baskısı, döviz bazında ürün satan ya da enflasyona uygun fiyatlama yapamayan şirketlerin bilançolarını bir miktar bozmuştu. Yine buna benzeyen bazı sonuçlarla karşılaşabiliriz. 

Hisse ölçeğinde bir değerlendirmeyle; gıda ve gıda perakendesi işkolunda Migros, Bim, Şok Marketleri, Coca-Cola İçecek ve Anadolu Efes’ten olumlu bilançolar bekliyorum.  

Otomotiv tarafında, Ford Otomotiv, TOFAŞ, Doğuş Otomotiv ve Türk Traktör olumlu sonuçlarını sürdürür. Buna, Türk Hava Yolları ve Pegasus ile çimento tarafından Çimsa ve Akçansa’yı da dâhil ediyorum.

Holding tarafında Koç ve Sabancı grupları, bankacılık tarafında da Akbank, Yapı Kredi ve TSKB’den nispeten daha iyi sonuçlar bekliyorum.  

Şu anda ilk iki çeyrekte ürün marjları ve kur seviyesinin etkilerinden muzdarip olan ve bunu büyük ölçüde fiyatlamış ana sanayi hisseleri var. Bu şirketler endeks ortalamasının altında getiriler sunabildiler. Şayet, konjonktürde bir değişim öngörüyorsanız bu hisseler için alım fırsatı oluşabilir.

Enflasyon kuşkusuz bilançolar üzerinde etkilidir. Rekabetçilik, pazar hâkimiyeti, enflasyonu ürün fiyatlarına yansıtma ve ciroyu artırma açısından önemlidir.

Yüksek enflasyon ortamında uluslararası fiyatlardan ürün satan; özellikle sanayiye ara mamûl ve hammadde tedarik eden üreticiler, enflasyon farkını faturalarına yansıtmakta zorlanır. Bu firmalara dair beklentileri sınırlı tutmakta fayda görüyorum.

“OLUMSUZ SENARYODA LİSTE BAŞI 3 SEKTÖR”

GCM Yatırım Araştırma Müdürü Kudret Ayyıldır: Seçim sonuçlarını yüzde 85’lik bir yükselişle karşılayan borsa, üçüncü çeyrekte de yüzde 50’ye varan bir artışla seyrine devam etti. Yılın son çeyreğinde de para politikaları ve yüksek enflasyon teması öne çıkacaktır. Yatırımcılar, tarihsel olarak iyimser beklentileri önceden fiyatlamaya meyillidir. Bu, ikinci çeyreğin öne çıkan performanslarına imza atan şirketlere dair fiyatlamaları destekliyor. Çimento, havacılık, gıda-içecek, perakende, teknoloji, enerji, holding gibi sektörlerinin ön plana çıkacağına dair beklentiler bir kez daha öne çıkıyor.

Mevsimsellik ve depremzede şehirlerin yeniden imarına yönelik çabalar, çimento tarafında Çimsa ve Akçansa’yı destekliyor.  

Benzer şekilde iyi geçirilen bir turizm sezonu THY ve Pegasus’un kârlılığına dair beklentileri artırıyor.

Gıda-içecek ve perakendenin enflasyonu yansıtabilme hüneri etrafında Anadolu Efes, Coca-Cola, Bim ve Şok Marketler emsallerine kıyasla öne çıkıyor.

Enerjiyle ilgili yeşil dönüşüm hareketi Astor ve Europower üzerindeki beklentileri destekliyor.

Holding tarafında da Doğan, Koç ve Şişe Cam grupları güçlü döviz pozisyonlarıyla ön plana çıkıyor.

Enflasyonist ortamda dikkat edilmesi gerekenler listesinin başına üç sektör tutturulabilir. İletişim sektörü geçmiş kontratların etkisiyle maliyetleri yansıtmakta zorlanır. Her ne kadar enflasyonla birlikte taleplerin öne çekilmesi söz konusu olsa da euru-dolar paritesindeki gerilemeden beyaz eşya ve dayanıklı tüketim grubunun olumsuz etkilenebileceğini tahmin ediyorum. Küresel büyüme temasındaki engellerle birlikte metal sektörünü de olumsuz etkilenecekler listesine alabilirim.  

“SEKTÖRLERDE ÖNE ÇIKMASI BEKLENEN HİSSELER”

İnfo Yatırım Araştırma Stratejisti Çağlar Toros: 2023 yılının 3. çeyrek finansalları 20 Ekim’de Arçelik ile başlayacak. Kur tarafındaki yukarı yönlü hareket ve enflasyon temasının bu çeyrekte de ön plana çıkmasını bekliyorum. İhracatı yüksek, satışları dövize endeksli, kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen, döviz fazlası olan şirketlerin ön plana çıkması makul bir senaryo olabilir. Fakat, Avrupa’daki resesyon endişelerini de hesaba katmak gerek. Bu durumun yansımasını ikinci çeyrekte yaşamıştık.

Bankacılık tarafında politika faizi artışıyla yükselen mevduat maliyetlerinin bu çeyreğe yansımasının sınırlı olacağını düşünüyorum. Kredi mevduat makasının açılması ve TÜFE’ye endeksli borçlanma aracı kapsamındaki gelirleri ile bankacılık tarafından iyi finansallar bekleniyor. İş Bankası ve Yapı Kredi’yi izliyorum.

Ulaştırma sektörü mevsimselliğin en yüksek kârlılığı getirdiği dönemde. Kurun yukarı gitmesi ve yolcu trafiğindeki yukarı yönlü seyrin etkisiyle güçlü finansallar bekliyorum. İlave olarak, kargo taşımacılığındaki gelişimiyle THY’yi, yer hizmetleri gelirleriyle TAV Havalimanları’nı ön plana çıkarabilirim.

Dövizdeki yükselme eğilimi, yurt içi enflasyondan korunma telaşı, ikinci el fiyatlarındaki yüksek değerleme, talebin öne çekilmesi ve çip krizinin azalması gibi sebeplerle otomotiv tarafında rekor satışlara şahit olduk. Bu temadan kaynaklı üçüncü çeyrekte de otomotivden güçlü finansallar bekliyorum. Doğuş Otomotiv, Ford Oto, TOFAŞ ve Türk Traktör ön plana çıkabilir.

Enflasyondaki yukarı yönlü seyirle indirim marketlerine olan ilgi de arttı. Gıda enflasyonun yukarı gitmesinin etkisi de fiyatlara yansırken, ciro tarafında yukarı yönlü hareket bekleniyor. Bizim Gıda, cirosundaki HORECA (otel, restoran ve kafe) satışlarının yüksek paya sahip olması ve bu sene turizm sezonu ile ilgili olumlu beklenti ile öne çıkabilir. Bim’i öne çıkartan ek faktörler ise, marketlerde satılan ürünlerin yüzde 60’dan fazlasının kendi üretimleri olması ve gelişmiş mağaza ağı. Talep esnekliği düşük ürünleri ve doğru fiyatlama politikası ile Coca-Cola ve Anadolu Efes’te yakından takip edilecek.

Çimento tarafında güçlü büyümenin ve kârlılığın devam etmesini bekliyoruz. Boğaziçi Beton, bilanço döneminde ön plana çıkabilir.

İştirak kârlılıklarının itici gücüyle Koç ve Doğan gruplarının holding tarafında güçlü finansallarla dikkat çekeceğini tahmin ediyorum.

Enerji maliyetlerindeki yükseliş, güç transformatörü satan ve anahtar teslim GES projeleri üreten şirketleri ön plana çıkardı. Bu durum, enerji ekipmanları tarafında Astor’u öne taşıyabilir.

“KURUN ETKİSİ BİR ÖNCEKİNE KIYASLA SINIRLI KALABİLİR”

Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş: Yılın 2. çeyreğinde, şirketlerin net satış ve FAVÖK büyümeleri enflasyon ve güçlü iç taleple yüksek çıkarken, sert kur hareketlerinden dolayı yabancı para açığı olan şirketler zarar etmişti. Yılın 3. çeyreğinde ise enflasyon yine yüksek seyrederken,  döviz kurlarında sınırlı bir yükseliş olması, genel olarak borsada borçlu ya da açık pozisyonu olan şirketleri, önceki çeyrekteki gibi etkilemeyecektir. Sektör olarak,  havacılık, perakende, çimento, otomotiv ve bankacılık sektörünün olumlu sonuçlar açıklamasını bekliyoruz. Otomotiv tarafında TOFAŞ, perakendede Bim, Migros ve Şok Marketler, çimentoda Çimsa ve Akçansa gibi şirketlerin sonuçlarının olumlu olabileceğini düşünüyoruz.  Ayrıca yüksek sezonda güçlü kâr beklentimiz olan şirketler olarak Tüpraş ve TAV Havalimanları’nın altını çizebiliriz.

Enflasyon özellikle negatif işletme sermayesiyle çalışan gıda perakendecileri, diğer sektörlere göre daha dayanıklı yapıyor. Öte yandan, enflasyonun yüksek olması genel olarak ekonomide güveni ve istikrarı zedelediği için, borsanın geneli için geçici olarak fiyatları yukarı çekse de uzun vadede enflasyon kontrol altına alınamazsa, Borsanın genelinde bankalar başta olmak üzere olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Yatırımcılar yüksek enflasyon ortamında, gıda perakendelerinde Bim, Migros ve Şok Marketler gibi şirketleri tercih edebilirler.

“KUR FARKI GELİRLERİ KÂRLILIĞI DESTEKLER”

 InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan: Nispeten yüksek seyreden enflasyon, sıkılaştırıcı adımlar ve enerji maliyetleri üçüncü çeyreğin ana temasını oluşturdu. Faiz artışları iç pazarda talebi daraltırken, euro-dolar paritesinde yaşanan düşüş beyaz eşya ve otomotiv gibi büyüme sektörlerinin satışları üzerinde baskı unsuru oldu. Borçluluğun uzun vadeli bir yapıya sahip olduğu dolayısıyla yüksek faiz ortamından görece sınırlı etkilenen havacılık sektöründeki mevsimsel etkilerle birlikte yüksek kârlılığın devam edeceğini tahmin ediyoruz. Ancak her şeye rağmen THY ve Pegasus’un döviz açık pozisyonlarına bağlı kur farkı giderleri kârlılık üzerinde baskı yaratabilir. Net nakit pozisyonu güçlü olan gıda ve perakende öne çıkabilecek sektörler arasında duruyor. Gıda ve perakende içerisinde ise Bim’in pozitif ayrışması beklenebilir. 3. çeyrekte TL’deki değer kaybı görece sınırlı kalsa da döviz fazla pozisyonu olan Enka İnşaat, Aselsan ve Şişe Cam’da kur farkı gelirlerinin kârlılığı destekleyeceğini öngörüyoruz.

Bankacılık tarafında artan faiz oranları ve diğer düzenlemeler sonrası kredi-mevduat makası kredi lehine dönerek faiz gelirine katkı sağlarken, artan kredi faizlerine rağmen ticari kredi büyümesinin gözlendiği sektörde kârlılığın üçüncü çeyrekte de sürmesini bekliyoruz. Ayrıca yeniden yönünü yukarıya çeviren enflasyon ortamında TÜFE’ye endeksli menkul kıymetlerin de bankacılık kârlılığı üzerinde pozitif etkisi olacaktır.

 “İVME KAYBI BEKLENTİLERİ GÜNDEMİ MEŞGUL EDEBİLİR”

ALB Menkul Araştırma Analisti A. Deniz Yağbasan: İkinci çeyrekten üçüncüye geçerken, bilançolar üzerinde etkili olabilecek önemli gelişmeler yaşandı. Yeni para politikasının etkileri ve kurlarda yaşanan yükseliş, üçüncü çeyrekte ana senaryoya dâhil oldu. Bu adımlar, hisse ve sektörlerde ayrıştıran etkileri öne çıkarıyor.

3. çeyrek dönemde havacılık, gıda ve tekstil perakende, tekstil, çimento ve sigorta sektörleri öne çıkabilir. Özellikle havacılık sektöründe tüm zamanların en yüksek yolcu taşımacılığının gerçekleşmesi ve bilet tavan fiyatının artması, THY ve Pegasus için rekor kârlılık beklentisini destekliyor. Yer hizmetleri alanında faaliyet sürdüren TAV Havalimanları da tek seferlik elde edeceği gelirler ve güçlü FAVÖK beklentisi ile öne çıkabilir. Bunlarla beraber gıda enflasyonunun yüzde 75 ve üzerinde seyretmesi, gıda perakende şirketlerinin güçlü ciro, FAVÖK ve kâr beklentisine yol açmaktadır. Bu paralelde başta Bim başta olmak üzere Migros, Coca-Cola ve Anadolu Efes de takip edilebilir. Oyak Çimento ve ÇİMSA için de güçlü finansal beklentiler taşıyoruz. Son dönemin trend sektörü olan Yenilenebilir Enerji tarafında da KAP’a gönderilen yüklü iş siparişleri dikkat çekiyor. Bu sektörde özellikle üretim ve kurulum alanında faaliyet gösteren şirketlerin bilançolarını da izliyor olacağız.

Diğer yandan TL’de yaşanan değer kaybı enflasyonda yukarı yönlü ivmelenmeyi destekliyor. Yüksek enflasyon dönemlerinde birçok sektör ve şirkette satışlar adetsel bazda azalsa da artan cironun etkisiyle kârlılıklarda yükseliş görülebiliyor.

Ancak bu denkleme yüksek faizi de eklediğimizde; bundan sonrası için bazı sektör ve şirketlerin daha fazla etkilenebileceğini düşünmeye başlayabiliriz. Bankacılık, GYO, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine bu anlamda dikkat etmek gerekebilir.

“FİYATLAMA KABİLİYETİ YÜKSEK ŞİRKETLERİ İZLEYECEĞİZ”

Alnus Yatırım Araştırma Analisti Yusuf Kılınç: OVP metninde yer bulan şehirlerin yeniden inşa süreciyle birlikte çimento tarafında ilk iki çeyrekte yakalanan ivmenin sürmesini bekleyebiliriz. Şirket bazında Oyak Çimento, Çimsa ve Akçansa’yı takip ediyoruz.

Gıda ve İçecek sektöründe mevsimsel ve artan turizm faaliyetleri gibi etkilerle birlikte sonuçların güçlü gelmesini bekliyoruz.  Burada Anadolu Efes ve Coca-Cola izlenebilir.

Havacılık sektöründe de güçlü bilançolar bekleyebiliriz. THY, Pegasus ve TAV Havalimanları izleyeceğimiz şirketler arasında yer alıyor.

Fiyatlama kabiliyeti yüksek şirketlerdeki olumlu etkileri izleyebiliriz. Yüksek enflasyonun insanların harcama eğilimlerinde de yükselişe neden olacağı ve bu durumun iç talebi destekleyeceği düşünülebilir. Enflasyona bağlı talebin artabileceği sektörler uygun fiyatlanan ve ikamesi sınırlı olan ürünleri üreten sektörler olarak düşünülebilir. Gıda, sağlık, ulaşım gibi sektörlerde bu durumun etkileri izlenebilir.

“HOLDİNGLER ÇARPANLAR BAZINDA HALA UCUZ”

Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş: Bu çeyrekte de beklentilerimiz bir öncekine benzer. Ancak ihracatçıların daha iyi sonuçlar almasını bekliyoruz.

Her ne kadar faiz artışlarının teoride bankacılık hisselerini baskıladığı söylense de, ekonomiye dair iyimser beklentiler ve nispeten iskontolu fiyatlarla bunun önüne geçiyor. Biz özel sektör bankacılığını ön planda tutuyoruz ve Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası ve Yapı Kredi’yi takip ediyoruz.

Sigortacılıkta da primlerin güncellenmesi ve faiz artırımlarıyla birlikte yükselişine devam edebilir. Ancak burada enflasyondaki en yüksek seviye görüldü algısının daha belirgin yerleşmesi sektör hisselerinde yeni bir ralliye sebebiyet verebilir.

Havacılık sektörünün de tıpkı bir önceki çeyrekte olduğu gibi iyi sonuçlara ulaşacağını düşünüyoruz. Petrol fiyatlarındaki yükselişin ve pandemiye ilişkin haber akışının hisselerde baskı oluşturduğunu ve 2.çeyrek rakamlarının sektör hisselerine tam olarak yansımadığı görüşündeyiz. Bu durum olumsuz olarak karşılansa da ikinci bir yükseliş hareketi için önemli bir nefes alma gözüyle bakıyoruz.

Havacılık sektörüyle birlikte dinlenmeye geçen ve yeşil dönüşüm hikayesine devam eden otomotiv hisselerinde sektör verileri iyi gelmeye devam ediyor. Sektör hisselerinde Karsan’ın geriden hareketine başlamış olmasını ve bilançodaki iyileşmeden ötürü ön planda tutuyoruz. Ford Otosan ve TOFAŞ tarafındaki takibimizi de sürdürüyoruz.

Çimento sektöründe de iyi rakamlar gelmeye devam ediyor. Bu sektörde üretim tesisleri ve kapasite açısından Oyak Çimento ve uzun bir aradan sonra bedelsiz sermaye artırımı gerçekleştiren Çimsa’yı takip ediyoruz.

Holdinglerde, Koç ve Sabancı hisseleri çarpanlar bazında ucuz kalmaya devam ediyor. Buna Anadolu Grubu Holding’i ekleyebiliriz.

İhracat yapan şirketlerde Şişe Cam ön plana çıkıyor. Önümüzdeki dönemlerde ABD’deki soda külü yatırımının devreye alınmasıyla beraber, şirket bilançolarına önemli katkı yapacağı görüşündeyiz.

Kâr marjlarının genişlemesi ve varlıklardaki değer artışı yüksek enflasyonun kısa vadeli etkilerinden bazıları. Ancak devamında reel gelir kaybına kadar devam eden sancılı bir süreç söz konusu. Bu süreçten olumsuz etkilenebilecek sektörlerin de telekomünikasyon ve sigortacılık olduğunu söyleyebiliriz. Taahhütlü olarak müşteriyle çalışmalarından dolayı enflasyonu geç bir şekilde bilançolarına yansıttıklarını söyleyebiliriz.

“BİLANÇO SONRASI KÂR REALİZASYONLARI GELEBİLİR”

 Deniz Yatırım Yatırım Danışmanlığı Bölüm Müdürü Ali Barbaros Demirer: 3. çeyrek bilançolarında havacılık ve perakende en beğendiğimiz sektörler arasında. Havacılık sektöründe THY ve TAV Havalimanları’nın güçlü bilanço açıklamasını bekliyoruz. Perakende sektöründe, yüksek enflasyonun da etkisiyle yine güçlü bilançolar göreceğimiz düşüncesindeyiz. Migros ve Bim en beğendiğimiz şirketler. Ancak bu beklentinin bir kısmının fiyatlara yansıdığını, o sebeple bilançoyla beraber şirketlerden gelecek önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerin belirleyici bir rol oynayacağını düşünüyoruz. Banka hisselerinin beklenti üstünde kar açıklayabileceğini ve bu hisselerde, ekonomi yönetiminin koordineli bir şekilde attığı normalleşme adımlarının da etkisiyle güçlü talebin devam edebileceği kanaatini taşıyoruz. Yapı Kredi ve Akbank tercih ettiğimiz banka hisseleri arasında. Bunun yanı sıra Sabancı Holding, Şişe Cam, Turkcell ve Tüpraş’ı beğendiğimiz hisseler arasında sıralayabiliriz. Ancak yeni halka arzlar ve özellikle yükselen mevduat faizlerinin bir noktada yatırımcıya cazip sabit getiri fırsatı sunması ve tabii ki kısa vadede hızlı yükselen hisse fiyatları sebebiyle 3. çeyrek bilançolarının açıklanmasına müteakip gelebilecek kar realizasyonlarına karşı da yatırımcıların hazırlıklı olması gerektiği kanaatindeyiz.

“YATIRIMCILAR ÇOK DAHA SEÇİCİ OLMALI”

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Dekanı Prof.Dr. Yusuf Kaderli: Bu mali tablo döneminde ön plana çıkacak sektörlerin başında inşaat ve inşaatı destekleyen diğer alt sektörler (çimento, yapı malzemeleri, boya, demir-çelik, boru, seramik, cam, elektrik tesisatı ve malzemeleri vb.) gelecektir. Bunun en önemli nedeni, yılın başında yaşanan feci deprem sonrasında o bölgede başlayan yeni deprem konutlarının yapımı ve gelecek yıla kadar devam edecek olmasıdır. Bunun yanı sıra, kentsel dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştırılmasına dönük çalışmalarında hızlanması bu sektörlerin canlılığını korumasını sağlayacaktır.

9 aylık mali tablolarda ön plana çıkması beklenen bir başka sektör ise, ulaştırma sektörü olacaktır. Çünkü bu sektörün yıl boyunca açıklayacağı tüm mali tabloların içerisindeki en iyi  periyodun 9 aylık mali tablo olması beklenmektedir. Dolayısıyla, bu mali tablo döneminde gerek hava yolu şirketleri gerekse havaalanında yer hizmetleri ile uğraşan şirketlerin hisse senetlerinin hareketli olması muhtemel görünmektedir.

Her yıl üçüncü çeyreğin tamamlanması ile birlikte hisse senetlerinde hareketlilik gördüğümüz bir başka sektör ise, GYO sektörüdür. Özellikle bu sektördeki şirketlerin önemli bir kısmının yatırım amaçlı gayrimenkullere yönelik her yıl kanuni olarak yapması gereken değerlemeler bu dönemlere denk geldiği için özellikle son çeyreğin bitmesi ile GYO sektörlerindeki şirketlerin hisse senetlerine toplu bir olumlu hareketin yaşanacağı gözlemlenmektedir. Bu sene de benzer bir hareketin olacağı ihtimal dahilinde görünmektedir.

Son olarak da üçüncü çeyrek mali tablo döneminde ön plana çıkması beklenen diğer sektörler enerji üretim ( özellikle yenilenebilir enerji) ve enerji dağıtım sektörleri olacaktır. Son dönemlerde enerji talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerji alternatifinin daha fazla tercih edilebiliyor olmasının bu sektördeki şirketlerin mali tablolarına olumlu yansıyacağı beklenmektedir. Bu anlamda bu mali tablo döneminde en dikkatli izlenmesi gereken sektörlerden biri bu olacak gibi görünmektedir.

Sonuç olarak, seçim sonrasında kısa süre içerisinde borsa endeksinin yüzde yüz prim yapması nedeniyle, bu seviyelerden sonra artık yatırımcıların çok daha seçici olması gerekmektedir. 9 aylık mali tablo döneminde özellikle yukarıda bahsedilen sektörlerin dikkatlice izlenmesi ve bu sektörler içerisinde halâ fiyatı göreceli olarak düşük olduğu düşünülen hisse senetlerinin tespit edilip yatırım yapılması, yatırımcıların  kendini koruması ve potansiyel iyi getiriyi elde etmesi açısından önem arz edecektir.