Koşu bu şirketler için daha yeni başlıyor

Yayınlama: 17.07.2023 09:38:00 Güncelleme: 09.07.2025 18:41:04

Son iki çeyrekte deprem felaketi ve seçim, bilançoları perdeledi ve hisseler beklenen şekilde fiyatlanamadı. Ay sonunda açıklanmaya başlayacak yeni bilanço sonuçlarının bu kez çok daha etkili olması bekleniyor. Genişleyen endişelerle yatırımcılar, büyük sermayeli şirketlere yöneldiler ama henüz koşuya başlamamış ve zirvesinin uzağında, üstelik beklentisi de yüksek şirketler var

Koşu bu şirketler için daha yeni başlıyor

SERAP SÜRMELİ

Borsanın yılbaşından bugüne kadarki kazançlarının, ne kadar cazip olursa olsun, özellikle az sayıda şirketten kaynaklandığı, iyi saklanmayan bir sır. Yatırımcılar sürdürülebilir büyüme profilleri ve sağlam bilançoları olan daha kaliteli, köklü şirketlere artan bir eğilim gösterdiğinden, piyasanın ilerlemesinin ağırlığı sınırlı sayıda hisse senedinin omuzlarına yüklendi.

Genişleyen korkular, büyük sermayeli ve kazançlarını artırma konusunda kanıtlanmış yeteneği olan şirketlerin çekiciliğini artırdı. Yatırımcılar beklediler ve beklediler, sonra hepsi bir anda hareket ettiler. Ancak bu kusursuz bir taktik değildi. Elbette borsanın bir sonraki en büyük şirketleri her gün doğmaz ama büyüme tek başına bu şirketlerle sınırlı değildir.

Son zamanlardaki piyasa gücünün geniş tabanlı olmadığını söylemek doğru olur, ancak bu, ilerideki bir zayıflığın habercisi olmayabilir. Aksine, henüz önemli ölçüde toparlanmamış kaliteli hisse senetlerine yatırım yapmak için bir fırsat yaratabilir. Arayışların, daha makul değerlemeler ve yılbaşından bugüne kadar daha mütevazı kazançlar sağlayan hisse senetlerine olan ilgiyi tetiklemesi tamamen mümkündür.

HENÜZ ALMAYAN YATIRIMCILAR YÜKSELİŞİ KAÇIRIYOR MU?

Yatırımcıların bir kısmı hala artan enflasyon ve kötüleşen kredi göz önüne alındığında, temkinli olmanın yedi ay öncesine göre daha mantıklı olduğuna inanıyor.

Tartışmalı bir para politikası, artan enflasyon, genişleyen resesyon korkuları ve aşağı yönlü kazanç revizyonları, şüpheciler tarafından dile getirilen temel endişelerden bazıları. Artı, yılın ikinci yarısında piyasalarda veya tüketim ve yatırım döngüsünde büyük bir şey kırılabilir - bu da şu anda hisse senetleri konusunda temkinli olanları haklı çıkarır. Ancak bu korkular henüz gerçekleşmedi.

Neyse ki, piyasa gücünü artırmaya devam ediyor ve şimdiye kadar, resesyona gireceği yönündeki birçok tahmine karşı koyabildi. Son seferinde 6.379 puan seviyesiyle rekor tazeleyen BIST100 endeksi seçimlerin ardından yüzde 35’in üzerinde prim yaparken, yılbaşından itibaren kayıplarını telafi ederek yıl içerisinde yüzde 15 değer kazanmış oldu. Belki de ihtimaller yeni bir rallinin gerçek olması lehine değişiyordur. Katılımcılar iyi günlerin tadını çıkarıyor. Tedbirli yatırımcılar piyasaya bakıyor ve “bir şey mi kaçırıyorum?" diye soruyor. En kötüsü de budur, hemen hemen herkes her an bir durgunluğun yaklaşmakta olduğu konusunda hemfikirken, ‘boğanın’ ileri atılacak cesareti göstermesi.

En iyi satın alma fırsatları da genellikle ekonomi ve piyasa döngüsünün yatırımcı bilgeliğini alt üst ettiği böyle zamanlarda ortaya çıkar. Bir hisse senedinin dibe vurduğunu bilmek, büyük kazançların kilidini açabilir. Ama hiç kimse hisse senedi diplerini tutarlı bir şekilde kesin olarak söyleyemez, ancak dibe vurmak üzere olan hisse senetlerinde ortaya çıkan bazı genel temel ve teknik eğilimler vardır.

EN İYİ ALIM FIRSATLARINI BELİRLEYEN 3 EĞİLİM

Tipik olarak, hisse senetleri hem borsanın geneline hem de bulunduğu sektöre uygun adımları takip eder. Bir hissenin parçası olduğu sektörü takip etmek ve daha geniş pazara göre nasıl performans gösterdiğini not etmek, dip noktayı ayırt etmenize yardımcı olabilir. Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş buna benzer bir şey söylüyor: “Kurdaki artışın etkisiyle yükselen hisse grupları arasında Tüpraş’ın bir miktar geride kaldığını görmekteyiz. Tüpraş’ın özelinde bir durum olmasa da diğer hisselerde görülen yükselişlerin daha hızlı olmasının bu durumda etkili olduğunu kanısındayız.”

Fiyat ve hacim, özellikle hacim istikrarlı bir şekilde artmaya başlarsa, bir hisse senedinin önemli bir bükülme noktasında olduğunun önemli göstergeleridir. Hacim, hisse senedi fiyatlarına ve fiyat yönüne bir ölçüde güvenilirlik katar. Az sayıda satıcı varsa, geriye daha fazla alıcı kalır ve alıcılar hisse senedi için daha yüksek bir fiyat ödemeye istekli olur. Bu, da yükseklerde bir fiyat tabanının oluştuğu anlamına gelir.

Genel kitlenin ne düşündüğüne karşı çıkmayı düşünün. Anlaşma bu: Herkes belirli bir hisse senedi konusunda hevesliyse, satış zamanı gelmiş olabilir. İronidir ve gerçektir. Ana stratejisinin geleneksel bilgeliğe karşı çıkmak olduğu koca bir yatırım okulu var.

Ne yazık ki, birçok ortalama yatırımcı hisselerle ilgili aynı şeyleri duyar ve bunu müjde olarak kabul eder. Bunlara kulak tıkamak ve alışılmışın dışına çıkmak, birçok kişinin özellikle piyasanın en üst ve en dip noktalarında işe yaradığına inandığı bir stratejidir. Bir yatırımcı için herkesin söylediği en azından dinlemeye ve merak etmeye değer: Bunların bir kısmı doğru da fakat tüm doğrular gerçekten haklı olabilir mi?

Ceyhun Yavaş, defalarca izlenmiş bir sektör pratiğinden bahsederken, “Artan vergiler ve KKM’deki yükün TCMB’ye geçmesiyle birlikte emisyonu artırması ve enflasyonist ortamı bir miktar daha yükseltmesi telekomünikasyon ile sigortacılık sektöründeki yükselişe bir miktar ket vurabilir” diyor.

Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş da “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkelerine yapacağı ziyaretler ve akabinde Türkiye’ye yabancı sermaye girişini destekleyici gelişmeler, piyasaları desteklemeye devam edecektir. Önümüzdeki dönemde, özellikle yabancı yatırımcı ilgisi olabilecek, varlık fonunun portföyündeki Turkcell, Türk Telekom gibi hisselere ilgi artabilir” beklentisini söylüyor. İkisi de profesyonel ve ikisinin söylediği de doğru olabilir, ancak içlerinden sadece biri haklı çıkacak.

Enflasyonu aşağı çekme umuduyla ekonomiyi yavaşlatan yüksek faiz oranlarına rağmen günün sonunda piyasalar dirençli kalabilir. Piyasa profesyonelleri, henüz koşuya başlamamış çok sayıda hisse senedi bulunduğuna ve pozitif kazanç tahmini revizyonlarında güçlü bir genişlik olduğuna dikkat çekiyor. Enflasyonun faiz artışlarını yavaşlatacak kadar soğumasını beklemeden portföylere bu hisseleri de kapsayan akıllı eklemeler yapılabileceğini söylüyorlar.

VARLIK FONUNDAKİ ŞİRKETLERE DİKKAT

Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, “Seçimlerden bu yana BIST100 endeksi yüzde 37 yükselirken, Dolar/TL ve Euro/TL’de yüzde 31 seviyelerinde artış kaydedildi. Dolar bazında BIST100’ün yükselişi yüzde 5 civarında oldu. Önümüzdeki dönemde, özellikle NATO Zirvesi’nin ardından, Türkiye’nin kilit ülke olarak İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasının, Türkiye’nin risk algısını düşürdüğünü düşünüyoruz. BIST’teki yükselişin temmuz ayının geri kalanında da devam etmesini, özellikle NATO zirvesinin olumlu sonuçlarına ek olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkelerine yapacağı ziyaretler ve akabinde Türkiye’ye yabancı sermaye girişini destekleyici gelişmeler, piyasaları desteklemeye devam edecektir. Öte yandan, hazirandaki faiz artırımının ardından temmuz ayının sonuna doğru TCMB’nin faiz kararını da ileriye dönük güven ortamının güçlenmesi konusunda belirleyici olacaktır. Seçim sonrası yaşanan rallide genele yayılan bir yükseliş yaşandı. Önümüzdeki dönemde, özellikle yabancı yatırımcı ilgisi olabilecek, varlık fonunun portföyündeki Turkcell, Türk Telekom gibi hisselere ilgi artabilir. Potansiyel gördüğümüz hisseler, Bim, Migros, Tofaş, Şişecam, Tav Havalimanları, Turkcell ve Coca Cola İçecek olarak sıralanabilir. Ayrıca holdingler arasından, Sabancı, Koç, Anadolu ve Doğan Holding’e ilgi artmaya devam edebilir” diyor.

ÖZEL BANKA HİSSELERİNE YER VERİLEBİLİR

Phillip Capital Araştırma Müdürü Onurcan Bal: “Seçim öncesinde BIST100 Endeksi’nin F/K çarpanı 4,5’lere kadar gerilerken, bu seviyeler en son 2008 krizinde görülmüştü. Son dönemdeki güçlü yükselişlere rağmen hem tarihsel hem de dolar bazında iskontonun devam ettiği endekse karşı orta vadede pozitif görüşümüzü koruyoruz. Yaşanan güçlü yükselişlerin ardından kısa vadede gözlenebilecek olası kâr satışları da olağan karşılanmalı. Endeks 6.200’ün üzerinde tutundukça zirve yenilemeleri sürebilir, 6.350 üstü kapanışlarda 6.500 ilk önemli direnç noktası. 6.500 direnci de aşılabilirse 6.600 – 6.800 bandı gündeme gelebilir. 6.200 altındaki kapanışlarda ise psikolojik açıdan önem taşıyan 6.000 seviyesi destek olarak önem kazanacaktır. 6.000 desteğinin kırılması durumunda düzeltmenin biraz hız kazandığı görülebilir. Böyle bir durumda geri çekilmelerin orta vadeli bakış açısıyla kademeli alım fırsatı olarak değerlendirilmesi daha faydalı olacaktır. Orta vadede temel açıdan beğendiğimiz ana sektörleri havacılık, holdingler, otomotiv, çimento ve gıda perakende olarak sıralayabiliriz. Yaz dönemine girerken THYAO ve TAVHL hisseleri, holding tarafında KCHOL, SAHOL ve SISE, otomotiv cephesinde FROTO ve TOASO, çimento tarafında AKCNS ve CIMSA, gıda perakende sektöründe BIMAS ve MGROS orta vadeli bakış açısıyla beğendiğimiz hisseler. Aynı zamanda taahhüt sektörü de beğendiğimiz sektörler arasında yer alıyor. Ek olarak sadeleşme adımlarının devam edeceği beklentisiyle orta vadeli taşınacak portföylerde özel banka hisselerine de yer verilebileceği kanısındayız.”

YENİ ZİRVESİNİ YAPMAMIŞ HİSSELER

İkon Menkul Portföy Aracılığı Birim Yöneticisi Doğancan Öncan: “Enflasyon beklentilerinin çok katı olması fiyat yönünü yukarı itiyor. Bu mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi endeks ve hisse fiyatları için de geçerli. Bu ortam hisse yatırımcılarının hoşuna gidiyor, ancak teknik göstergelere de dikkat etmekte fayda var. Bu rallinin şuan teknik olarak gideceği durak noktasını 6550 – 6660 aralığında görüyor, burada soluklanmasını bekliyoruz. BIST100 bu bölgeye geldiğinde-ki pek bir şey kalmadı, kısa vadeli düşünen yatırımcılar dikkatli olmalı. Enflasyon baskıları ve iç talep güçlü şekilde sürüyor. Ekonomi yönetiminin para ve maliye politikalarını yeterince sıkılaştırmadığı her an borsadaki yükseliş trendinin ara ara yapması muhtemel düzeltmelerle, kısa-orta vadede devam etmesini bekleriz. Teknik olarak seviyelere ve düzeltme bölgelerine dikkat ederken, haber akışının da bu düzeltmeleri tetiklemesi ya da rallinin devamı adına izlenmesi gerekir. Borsa İstanbul yeni zirve yapmışken, henüz yeni zirvesini yapamamış Enka İnşaat, Aselsan, Doğan Holding, Şişecam, Vestel Beyaz, Anadolu Efes, Türk Telekom, Kocaer Çelik gibi hisseleri hem teknik hem de haber akışıyla birlikte takip edebiliriz. Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı da Öncan’ın önerilerine ekleme yapıyor: “Henüz ralliyle katılmayan hisselere baktığımızda Sabancı Holding, Özak GYO, Emlak Konut GYO Medical Park, Enerjisa ve Turkcell’i listeye dahil edebiliriz. Bunun yanında demir-çelik, banka ve GYO hisselerinde hareketlilik yaşanabileceğini tahmin ediyoruz.

TÜPRAŞ, HİSSE GRUBUNUN GERİSİNDE

Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş: “Politika faizi kararı ile başlayan olumlu adımların yanı sıra artan vergi oranları ve KKM’nin yükünün TCMB’ye verilmesi ile birlikte para politikasına ilişkin ilk sinyaller alındı. Ancak hala puzzle’ın eksik kalan parçalarının olduğunu düşünüyoruz. Enflasyon, kur ve faizlere yönelik TCMB tarafından net bir yorum yapılmış olmaması eksik olan parçalar. Bunlara yönelik daha aydınlatıcı bir yol haritasını; enflasyon raporu, OVP ve faiz kararları metinlerinde aramaya devam edeceğiz. Eksik kalan bir diğer parça da yaklaşık 1,5 senedir uygulanan ve sayısı 200’ün üzerinde olan bankacılık regülasyonları. Bankalar üzerinde uygulanan regülasyonlarda bir miktar gevşemeye gidilmiş olsa da sektör hisseleri baskı altında kalmaya devam ediyor. Atılan adımlara yenilerinin eklenmesiyle birlikte eksik parçalar tamamlanacaktır. Yarı ortodoks politikaya geçişte adımların naif ve yavaşça atılması bankacılık hisselerinde baskıyı tam anlamıyla kaldırmadı. Bankacılık hisselerinin diğer sektör hisselerine göre geride kaldığını düşünüyoruz. Buna ek olarak da artan vergiler ve KKM’deki yükün TCMB’ye geçmesinin de emisyonu artırmasıyla ve enflasyonist ortamı bir miktar daha yükseltmesi telekom ve sigortacılık sektöründeki hisselerin yükselişine bir miktar ket vurabilir. Küresel konjonktürde ise demir-çelik sektöründeki resesyon kaygıları grup hisselerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Artan kurların etkisiyle yükselen hisse grupları arasında ise Tüpraş’ın bir miktar geride kaldığını görmekteyiz. Tüpraş’ın özelinde bir durum olmasa da diğer hisselerde görülen yükselişlerin daha hızlı olmasının bu durumda etkili olduğu kanısındayız.”

İNŞAAT, BANKACILIK VE DEMİR ÇELİK SÜRPRİZ YAPABİLİR

Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, "6.379 puan seviyesiyle rekor tazelen Bist100 endeksi seçimlerin ardından yüzde 35’in üzerinde prim kazanırken yılbaşından itibaren kayıplarını telafi ederek bu yıl içerisinde yüzde 15 değer kazanmış oldu. 2023 sonu için beklentimiz 7.000-8.000 puan seviyelerinin yakalanabileceği yönünde şekilleniyor. Ekonomik göstergelerin iyimserleşmesi ve piyasa risk iştahının artmasıyla birlikte bu seviyeleri aşan fiyatlamalar görmemiz bile mümkün. Türkiye’de birçok şirketin değeri dolar bazında oldukça cazip diyebiliriz. Sektör bazında da özellikle dört hisse grubunu izliyoruz. Ulaştırma, otomotiv, gıda perakende ve enerji hisselerinin yıl içerisinde güçlü kalmasını bekliyoruz. Aynı şekilde inşaat, bankacılık ve demir çelik sektörünün yıl içerisinde bir sürpriz yaparak yükselişe geçmesi beklenebilir.”

“İNDİKATÖRLER AŞIRI ALIM BÖLGESİNİ İŞARET EDİYOR”

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Dekanı Prof. Dr. Yusuf Kaderli: “Seçim sonrasında rasyonelleşme ve ortodoks politikalara dönüş mesajlarının verilmesi ile birlikte, seçim öncesinde 4.311 dip seviyesini gören endeks bu açıklamalarla çok hızlı bir biçimde yaklaşık 1.450 puan artarak tarihi zirve olan 5.750 ye geldi. Devamında bu tarihi direnci de kırarak ve rekorlar tazeleyerek 6.400 civarına kadar da artmaya devam etti. Endekste bu seviyeler birçok önemli indikatörün aşırı alım bölgesini işaret ettiği yerler olarak nitelendirilebilir. Ayrıca momentum göstergesinin 120’yi geçmiş olması, başlayan yükselen trendin direnç noktasına gelinmiş olması ve bu yükselişlerde sürekli endeksin boşluk bırakması nedeniyle bu seviyelerde bu sert yükselişin en azından durulacağını veya 6.300-6.700 arası seviyelerden bir kar realizasyonu gelme ihtimali kuvvetli görülmektedir. Bu noktada geri çekilmelerde kısa vadeli önemli destek seviyeleri 6.300-6.250 ve 6.000 olarak izlenmeli ve eski tarihi 5.750 seviyesinin çok kuvvetli destek bölgesi olduğu dikkate alınmalı. Kısa vadeli Direnç bölgeleri ise 6.400-6.450 ve 6.500 olarak izlenmeli. Ani yükselişlerde en kuvvetli direncin 6.700 civarı olduğu da dikkate alınmalıdır. Yükselişin devamı 6 aylık mali tabloların seyrine bağlı olarak gerçekleşecektir.

6 aylık tabloların iyi gelmesi halinde kısa vadeli kar realizasyonunun ardından başlayacak bir yükseliş 7.000’li seviyelere kadar devam etme potansiyeli taşımaktadır. Tabloların kötü gelmesi halinde 5.750’li seviyelere kadar geri çekilme kaçınılmaz olur. Bu yükselişin en belirgin özelliklerinden biri genele yayılmış olmasıdır. Böyle genele yayılan fiyat hareketlerinin devam edeceği düşüncesindeyim.”

“SON İKİ ÇEYREKTE HİSSELER BEKLENTİNİN ALTINDA FİYATLANDI”

Gedik Yatırım’ın Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı Eda Karadağ: “Haziran ayı enflasyonu, yıllık yüzde 38,21 seviyesinde gerçekleşti. Ancak kurlardaki görünüm, yapılan vergi artışları derken aslında yılın sonuna kadar enflasyon tarafında beklenen düşüşün kademeli bir şekilde gerçekleşmesi zor olabilir. Yatırımcı da birikimlerini enflasyondan korumak için borsaya ilgi gösterecektir. Bu da talebi canlı ve iştahı yüksek tutar. Ay sonu itibariyle ikinci çeyrek bilançoları açıklanacak. Hatırlayacak olursak, geçen yılın son çeyreği ve bu yılın ilk çeyreğinde bilançolar beklenen şekilde fiyatlanmadı. Deprem felaketi ve seçim dönemlerine denk gelmişti. Ancak ikinci çeyrek bilanço sonuçlarının bu kez fiyatlarda daha baskın hissedilebileceğini düşünüyorum. Beklentiler şimdiden fiyatlamalara dahil olmaya başladı. Açıklandıkça hisse/ sektör bazlı ayrışmalarda devam edecektir. Temmuz sonu itibariyle bilançoların etkisini hissederiz. Ancak sezon bittikten sonra bu etkinin de devam etmesini beklemeyiz. Bu nedenle bunun kısa vadeli borsayı destekleyici bir başlık olduğunu eklemek isterim.”

Karadağ şöyle devam ediyor: “Yurt dışıyla korelasyonumuz eskisi kadar güçlü değil. Bu bağ azaldıkça, oradaki gelişmeler bizi doğrudan etkilemiyor. Temmuz ayında Fed’in alacağı karar, önemli olacaktır. Ancak bizim kendi hikayemiz olduğu için yurtdışındaki gelişmelerin bizim hızımızı kesmesini pek beklemiyorum. Borsadaki yükselişin devam edebileceğini ve yeni rekor seviyelerin test edilebileceğini değerlendiriyorum. Teknik anlamda, 6.200 puan üzerinde kaldığı müddetçe geri çekilmelerin sınırlı kalması mümkün olacaktır. En merak edilen soru ise bu yükseliş nereye kadar devam edebilir şeklinde oluyor. Ancak ben bu sorunun bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Öngörülebilir bir durum değil. Endeks için 6.400 – 6.500 direnç bandı olarak takip edilebilir. Ana destek olarak 5.700 – 5.800 bölgesi izlenebilir. Kısa vadeli düzeltme hareketlerinin 6.000 – 6.200 puanlara kadar karşılanması, endeksin toparlanmasını destekleyebilir. 6.000'in altına sarkma halinde biraz panik satışları da eklenebilir. Ancak bu durumda da 5.700-5.800 bölgesini yatırımcılar izlesin. En azından bu bölgenin altına doğru bir düşüş yaşanmadıkça, endeks için güçlü bir satış baskısının başlayacağını beklemem. Kısa vade için iyimser taraftayım.

Bankalarla ilgili regülasyonların etkisi sektöre oldukça negatif yansımıştı. İkinci çeyrek için de çok güçlü beklentiler oluşamıyor. Hatta bu rallinin gerisinde bile kaldığını söyleyebiliriz. Özellikle bankalarla ilgili regülasyonların gevşetileceğine yönelik beklentiler hala masada. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde bankalara alımlar gelebilir. Bankalara gelen alımlar borsadaki yükselişin de sürmesini destekleyebilir.”

MAJÖR MERKEZ BANKALARI GENİŞLEMECİ POLİTİKALARA DÖNEBİLİR 

Galata Menkul Araştırma Müdürü Yusuf Kavak: “26 Mayıs'tan itibaren Borsa İstanbul'da yaşanan yükselişte kümülatif olarak yüzde 45'e yaklaştık. Yükselişin ardındaki unsurlardan ilki, seçim sonrasında para ve maliye politikalarında ortodoks politikalara dönülmesi ile yabancı yatırımcı güveninin bir miktar artmasıydı. Öyle ki, 2 Haziran'da yüzde 27,40 civarında bulunan yabancı saklama oranının; 4 haftada yaşanan 1,1 milyar dolar civarında fon girişi ile yüzde 29,40 civarına kadar yükseldiğini gördük.

İkincisi, dolar TL paritesinin haziran ayında hızla yükselmesi, dolar bazlı endeksi de baskı altına aldı. Borsa endeksi 3 Ocak 2023 tarihinde 5.704 tepesini yaptığında dolar bazlı olarak 305 cent civarına kadar yükselmiştik. 22 Haziran'da ise 207 cente kadar geriledik. Dolayısıyla, dolar bazlı ucuzluk hikayesi de; yatırımcıları cezbediyor. Ve son olarak enflasyon tarafında, kur geçişkenliği, faiz artırımları ve zamlar kaynaklı beklenen yükselişler de enflasyona ezilmek istemeyen yatırımcılar üzerinde, daha fazla getiri arayışıyla riskli varlıklara talebi artırıyor. Bu yükselişin orta vadede devamını bekliyoruz. Ancak, bunun sağlıklı olabilmesi için ara ara düzeltmeler olması gerektiğini de biliyoruz” diyor. Kavak, yükselişi destekleyecek şu üç konunun altını çiziyor: “Bankalara yönelik liralaşma zorunluluğunun yüzde 60'dan yüzde 57'ye indirilmesi ile bankaların eli güçlenmiş ve TL mevduata önerilen faizler de gevşemeye başlamıştı. Regülasyonları yumuşatıcı düzenlemeler devam ederse; hem bankacılık endeksi borsadaki yükselişi destekleyebilir, hem de geçtiğimiz yıl borsada yaşanan "getiride alternatifsizlik" olgusu yeniden canlanabilir. İkincisi, içeride ekonomi yönetimi ve politikalarda yapılan değişikliğin yanı sıra; dış siyasette de ılımlı bir politika izlenmeye başlanması yabancı yatırımcının borsamıza daha fazla gelmesinin önünü açabilir.

Son olarak, küresel tarafta enflasyon oranlarında yaşanan geri çekilmeler, ilerleyen süreçte majör merkez bankalarının genişlemeci politikalara dönmesinin önünü açabilir. Bu durum da borsalar için destekleyici bir unsur olacaktır.”