Savaş çanları arasında yatırım stratejisi

Yayınlama: 16.10.2023 09:38:00 Güncelleme: 16.10.2023 09:42:21

Savaş senaryolarıyla birlikte paranın yönü bir kez daha değişiyor. Yatırımcının güvenli liman arayışları portföy önerilerini de değiştirdi. Olası senaryolara hazırlık için alternatif portföyler nasıl olmalı?

Savaş çanları arasında yatırım stratejisi

SERAP SÜRMELİ

İsrail-Hamas savaşının ekonomiler üzerindeki etkilerinin netleşmesi zaman alabilir, ancak işler kontrolden çıkarsa ekonomileri karartacak bir sonraki bulut olma potansiyelini de taşıyor.

Halihazırda yüksek enflasyon nedeniyle sarsılan ekonomiler, Hamas’ın İsrail’e sürpriz saldırısı ve ardından İsrail’in savaş ilanı sonrasında Orta Doğu’da yeni bir jeopolitik krizle karşı karşıya.

Birçok ekonominin şu anda ‘daha uzun süre daha yüksek’ bir faiz oranı senaryosuyla karşı karşıya olduğu göz önüne alındığında, kilit petrol üreticileri olan diğer Orta Doğu ülkelerine yönelik çatışmanın daha da tırmanması daha büyük bir tehdit oluşturuyor ve çok yakından takip edilmesi gerekiyor.

Özellikle krizin bölgedeki diğer ülkelere doğru yayılabileceği ve ABD ile İran'ın arasını açacak daha yıkıcı bir vekâlet savaşına dönüşebileceğine dair senaryolar, yatırımcıları temkinli olmaya davet ediyor.

İsrail-Hamas savaşı, yatırımcıların güvenli liman varlıklarına yönelmesiyle hisse senedi piyasalarını bir miktar korkuttu. Riskten kaçınma hissiyatının piyasaları olumsuz etkilemesi nedeniyle yatırımcılar küresel olaylara karşı temkinli ve dikkatli olmaya devam ediyor.

Uzmanlardan oluşan bir gruptan savaşa dair senaryoları aldık. Hangi senaryonun neden dikkate değer olduğunu açıklamalarını istedik. Güvenli liman arayışlarında hangi enstrümanları hangi ağırlıklarla değerlendirmeniz gerektiğiyle ilgili düşüncelerini açıkladılar. Olası kötü senaryolarda acil çıkış kapılarını işaretlediler.

“ENDEKS 9.000’İ GEÇERSE HİSSE AĞIRLIĞI %30’A DÜŞÜRÜLEBİLİR”

Ahlatcı Yatrım Hazine Müdürü Arda Coşar: Geçtiğimiz hafta sonu İsrail’e yapılan Hamas saldırılarının ardından pazartesi günü petrolde yukarı yönlü açılış izlenirken, borsalar ise güne negatif seyirle başladı. Ancak günün ilerleyen saatlerinde dünya borsalarında yaşanan toparlanma, bir günlük gecikmeyle Borsa İstanbul’da da gerçekleşti.

İsrail-Gazze hattındaki çatışmalara, Lübnan ve Suriye kaynaklı grupların da dâhil olduğunu görüyoruz. Altın ve petrolde yukarı yönlü etkiler görünürken, çatışmaların dar bir bölgede sıkışacağına dair varsayımlar borsalar üzerindeki etkisini şimdilik sınırlıyor.

Şayet çatışma yoğunluğu bu seviyede devam ederse piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı olur. Ancak, İsrail’in olası ve uzun sürebilecek bir kara harekâtı düzenlemesi ve en önemlisi İran ve ABD’nin çatışmaya müdahil olması başta petrol olmak üzere tüm emtia ve finans piyasalarında dalgalanmaya sebep olabilir. Çatışmanın artması altın, petrol ve doları desteklerken, borsalar ve diğer para birimlerinin gerilemesine sebep olabilir. Petrol ve altın haber akışına en duyarlı ürünler. Bu iki emtiada çatışmaların bu seviyede devam edeceği fiyatlandığından piyasalarda bir değişiklik beklemiyorum. Hatta şu an majör borsalar açısından ABD enflasyonu, FED politikası ve ABD tahvil faizlerinin daha önemli olduğunu söyleyebilirim.

BİST-100 endeksinde çatışmaların birinci gününde yüzde 3’e varan geri çekilmeler izlense de ikinci gün kaybını geri toplamayı bildi. Çatışmaların bu seviyede etkisinin sınırlı olacağına dair mesajını da vermiş oldu.

Ancak, diğer devletlerin çatışmalara müdahil olmasıyla cephenin genişleyebileceğine dair senaryolar hayata geçerse, Türkiye hem coğrafi risklerin hem de petrol fiyatlarının baskısını üzerinde

hissedebilir. Böyle bir senaryoda kurda hareketlenme ve borsada baskı görünmesini bekleyebiliriz. Bizi etkileyebilecek en önemli unsur petrol.

Savaşın nispeten sınırlı kalması halinde ise BİST-100 endeksinde yatay ve pozitif seyir devam edebilir. Para politikası, merkez bankası ile ilgili gelişmeler, yabancı girişi beklentileri ve ekim ayı itibari ile başlayacak bilanço dönemi borsayı destekleyebilir. Yine de hisse senetlerindeki nispeten azalan iskonto cazibesi, endeksin yukarı yönlü hareketini bir miktar sınırlayabilir.

Portföy dağılımında ise mevcut şartlarda yüzde 50’ye kadar seçici olmak kaydı ile Borsa İstanbul hisse senetleri, gerisi altın ve eğer yüksek oranlı bulunabiliyorsa mevduat. BİST-100 endeksi yıl içinde 9.000 sınırını aşarsa hisse ağırlığı yüzde 30’a kadar azaltılabilir. Savaş senaryosunun genişlemesi durumunda yüzde 50 altın ve petrol olmak üzere emtia, geri kalan bir kısım TL mevduat ve iyi seçilmek kaydı ile hisse senetleri olabilir.

Hisse bazında tercih ettiklerimiz; Anadolu Grubu Holding, Anadolu Efes, Aksa Akrilik, Akbank, Akçansa Çimento, Aselsan, Brisa Lastik, BİM Birleşik Mağazalar, Çimsa Çimento, Coca Cola İçecek, Ford Otomotiv, Koç Holding, Migros, Kordsa, Logo Yazılım, Sabancı Holding, Şok Marketler, Şişe Cam, Türk Otomobil Fabrikaları, TSKB.

“DÖVİZ VE ALTIN AĞIRLIKLARI KADEMELİ OLARAK ARTIRILABİLİR”

İkon Menkul Portföy Aracılığı Birim Yöneticisi Doğancan Öncan: İsrail-Filistin savaşının başladığı an itibariyle finansal piyasalar açısından en endişe verici durum petrol fiyatlarının fırlayacağı ihtimali olmuştu. Ancak Brent petrolü örnek verirsek, savaş öncesi 97.65 seviyelerinden 84.30’a ciddi bir düzeltme yapmasına rağmen savaş başladıktan sonra ilk işlem günü yükseliş 89.20 seviyelerinde sınırlı kaldı. Savaşın petrol piyasalarına “şimdilik” pek etki etmediğini görüyoruz. Burada İran petrolü soru işareti oluşturuyor. Eğer İran’a bir ambargo yapılır ve arz tarafı düşerse Suudi Arabistan’ın üretimi arttırabileceği konuşuluyor. Bu sebeple arzın pek etkilenmeyeceği algısı devam ederse petrol piyasası kendi yolunda, tekniğinde, devam eder.

Ancak bundan bağımsız elbette petrol fiyatları yükselirse bu ABD tarafında fiyatları yukarı yönde tetiklemeye başlar. Petrol fiyatları bir kenara dursun, gözlerin yavaş yavaş doğal gaz piyasasına dönmesi gerektiğini de düşünüyorum. Geçen haftalarda 3.03 dolar direnci kırıldıktan sonra 3.4 dolara kadar yükseliş devam etti ve bu durum ABD’de enflasyon beklentilerini yukarı yönlü tekrar tetikleyebilir. İlk fiyatlamalar savaşın lokal kalacağını ve Lübnan, İran, Suriye gibi ülkelerin devreye girmeyeceği beklentisiyle sakin devam ediyor.

Ancak savaşın şiddetlenerek devam etmesi, altın piyasasını yükseltebilecek etkiye sahip. Bu etkiye FED’in global piyasalarda ciddi bir yavaşlama riskine karşı sıkı duruşunu daha da arttırmaktan vazgeçmesi eklenebilir. Tüm bunlar birleşirse güvenli limana talep, yani altın ve ABD tahviline talep (ters orantıyla tahvil faizinin düşmesi) söz konusu olacaktır.

Savaşın şiddetlenerek devam etmesi senaryosunda, borsa gibi riskli enstrümanlardan çıkış ve güvenli limanlara geçiş davranışı gözlenecektir.

Bu sebeple portföy dağılımında hisse senedi ağırlığı azaltılarak ABD Doları, Japon Yeni, İsviçre Frangı ve altın varlığı kademeli olarak arttırılabilir. Elbette hisse senedi tarafından topyekûn bir çıkış Türkiye için konuşursak acele bir tavır olabilir. Savunma sanayi sektörü hafta başından bu yana yükseliyor. Başta Aselsan olmak üzere Otokar, SDT Uzay ve savunma gibi hisselerin hafta başı yükseldiğini gördük.

Yurt dışı tarafında savunma sanayi hisselerini içeren borsa yatırım fonları gözden geçirilebilir. 6 Ekim günü 187.45’den kapatan Boeing hissesi 193 dolara kadar yükselmiş durumda örneğin.

Haber akışı ve İsrail-Hamas arasındaki savaşın şiddeti yakından takip edilmeli, İran’ın savaşa katılma riski gözden geçirilmeli ve portföylerde buna göre savunma hisseleri petrol ve altın ağırlıklarına karar verilmelidir.

“HİSSE PAYI %30-40 SEVİYESİNE ÇEKİLMELİ”

InvestAZ Araştırma Ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan: Hafta sonu Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı operasyon sonrası piyasalarda endişeler sürüyor. Çatışmaların etkisiyle piyasalarda volatilite artarken, dolar, altın ve petrolde yukarı yönlü hareketler borsalarda ise düşüşler gözlendi. Bölgede tır manan gerginlik küresel boyutta etkilere yol açıyor. Çatışmaların devam etmesi ve şiddetinin artması durumunda küresel ölçekte diğer tarafları da içine alan karmaşık bir çatışma hali söz konusu olabilir. Savaşın devam etmesi orta ve uzun vadede jeopolitik riskleri artırırken risk iştahını baskılayıcı etki yapacaktır. Böyle bir senaryoda altın ve dolar gibi güvenli liman varlıklara olan talebin artması beklenebilir. Diğer taraftan bölgesel istikrarsızlık enerji fiyatlarına da negatif etki edebilir. Piyasalar kısa vadede sınırlı tepki vermiş olsa da, eğer savaş devam ederse, piyasa aktörleri bölgedeki seyre göre pozisyon alabilir. Dolayısıyla yatırımcıların kısa vadeden ziyade orta ve uzun vadeye odaklanmaları ve portföylerini buna göre şekillendirmeleri risk ve getiri açısından daha sağlıklı olacaktır. Mevcut çatışma durumunun sürmesi varsayımında (yatırımcının risk ve getiri beklentisine göre değişmekle birlikte) ve tabii ki Türkiye’nin kendi iç dinamiklerini de göz önüne alırsak daha önce yüzde 50’nin üzerinde ağırlık verdiğimiz borsanın payının portföylerde yüzde 30-40 seviyesine indirilmesi, yüzde 25-30 altın ve yüzde 30-35 dolar şeklinde bir dağılım yatırımcılara avantaj sağlayabilir. Ek olarak riskini biraz daha minimize etmek isteyen yatırımcılar borsanın payını azaltarak portföye TL mevduat da ekleyebilirler. Bu kapsamda değerlendirdiğimizde hava sahalarının oluşturduğu risk ve turizmin aksaması nedeniyle en çok etkilenen sektörlerin başında havacılık gelmekte. İhracatın payı düşük olsa da dayanıklı tüketim sektörü için İsrail önemli bir pazar. Yine İsrail’e olan ihracat açısından değerlendirdiğimizde çelik, tekstil ve hazır giyim ile otomotiv negatif etkilenebilecek sektörlerin başında gelmekte Savunma, teknoloji ve gıda-perakende sektörleri ise böyle bir durumda pozitif ayrışabilecek sektörlerin başında yer alıyor.

“ALTIN VE PETROLDE GERİLİM TIRMANABİLİR”

ALB Menkul Araştırma Analisti A. Deniz Yağbasan: Küresel ekonomi; pandemi sonrasındaki iki yılda, iki farklı jeopolitik risk unsuru ile karşı karşıya kaldı. 2022 yılına damga vuran Rusya-Ukrayna gerilimi ile riskli varlıklardan çıkış görülmüş, güvenli liman olan altın ve gümüş gibi varlıklara yönelim artmıştı. Bununla birlikte bölgede üretimi gerçekleşen birçok tarım ve enerji emtiasında da arz sıkıntıları gündeme gelmiş, fiyatlar yükselmiş ve bütün bunlar enflasyonda tetikleyici unsur olmuştu. Bu süreçte büyük merkez bankalarının sıkı para politikaları petrol, buğday, altın gibi emtialarda yüksek seviyelerden gerilemelere sebep olmuştu. Bu da küresel enflasyonda zirve seviyelerden düşüşleri beraberinde getirmişti.

Bu yılın son çeyreğine girerken ise Orta Doğu’da beklenmedik bir kriz ile karşılaşıldı. İsrail-Hamas çatışmasının başladığı ilk haftada altın başta olmak üzere değerli metaller ve petrolde ilk tepki olarak yükselişler yaşandı. Ons altın 1.810 dolardan 1.880 dolara kadar yükselirken; 83 dolar sınırında gerilimi karşılayan Brent petrol, 88 doların üzerini test ettikten sonra bir miktar sakinleşti.

Orta Doğu’da yaşanan bu jeopolitik gelişmeler, küresel risk iştahını negatif etkiliyor. 2022 yılının mart ayında Karadeniz’in kuzeyinde yaşanan gerilim ile kıyaslama yapıldığında; Orta Doğu’daki gelişmeler henüz çok yeni ve Rusya-Ukrayna boyutuna ulaşmış değil. Bundan sonraki süreçte de küresel

ekonomi için ciddi risk oluşturacak potansiyel barındırmıyor. Çünkü GSYİH bakımından Rusya ve Ukrayna’nın büyüklüğü (2021 rakamlarına göre) 1,8 trilyon dolar olurken; İsrail ve Filistin’in büyüklüğü ise 506,5 milyon dolar civarında seyrediyor. Dolayısıyla küresel ekonomiyi etkileme kapasitesi düşük. İsrail-Hamas savaşı, mevcut boyutuyla fiyatlara da yansıdı ve en yakın senaryoya göre bu şekilde kalması bekleniyor. Buradaki iki önemli risk; nükleer silah kullanımı ve savaşa başka ülkelerin dâhil olması… ABD ve Rusya gibi ülkelerin yanı sıra Orta Doğu coğrafyasındaki diğer ülkelerden bu konuda gelebilecek söylem ve eylemler özellikle takip edilecek. Risklerin artması; altın ve petrol gibi emtialarda da gerilimi bir miktar tırmandırabilir.

Öte yandan şu anda devrede olan sıkı para politikası ve küresel durgunluk endişelerinin, emtia fiyatlarını dengede tuttuğu da söylenebilir. Mevcut tabloda; Brent petrol için 82 dolar üzerinde konumlanma çabaları dikkat çekiyor. Ons altında ise 1885 dolar seviyesi kısa vadede önemli bir direnç olarak öne çıkabilir.

“GÜVENLİ LİMANLARA GEÇİŞİ HIZLANDIRIR”

İnfo Yatırım Araştırma Stratejisti Çağlar Toros: Hafta sonu Ortadoğu’ya ilişkin haber akışları gündemi meşgul etti. Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail’e karşı Aksa Tufanı Operasyonu başlattı. İsrail, Hamas’ın başlattığı Aksa Tufanı saldırısının ardından, Gazze’ye akaryakıt ve mal girişini durdurma kararı aldı.

Haber akışlarının artarak devam ettiği İsrail ile Hamas arasındaki sıcak çatışmanın tırmanarak artığını gözlemliyoruz. Savaş fiyatlamalarının kısa vadeli fiyatlamalar olacağını düşünüyorum ki bu fikrimi haftanın ilk iki işlem günündeki fiyat hareketleri de destekliyor. Savaş haberi ile birlikte haftanın ilk işlem gününü yüzde 3,21 oranında düşüşle tamamlayan BİST-100 endeksi Fed başkan yardımcısının güvercin açıklamaları, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in yabancı yatırımcı görüşmelerine dair değerlendirmeleri hakkında yaptığı açıklamalar ve pazartesi günkü satışların tepki alımları ile yüzde 3,04 oranında yükselişle tamamladı. BİST-100 endeksinde yurt içi dinamikler fiyatlamalar üstünde daha ağır basıyor. Hatırlanacağı üzere Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı hala devam ediyor. O dönemde de BİST-100 endeksi bu durumun baskısını kısa sürede atlatmıştı.

Kısa vadeli savaş durumlarında güvenli limanlara geçişler hızlanır. Ancak daha sonra güvenli limanlar da kendi dinamiklerine göre hareket eder. Güvenli limanlar için Fed’den gelecek açıklamaların fiyatlamalarda daha katma değerli olacağını düşünüyorum. İsrail-Filistin savaşı petrol fiyatlarını da yükseltti. Evet, bu durum enflasyonu tetikleyebilir. Benzer durum Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında da yaşanmıştı. ABD tahvil faizleri savaşla birlikte güvenli liman olarak adlandırıldığı için düştü. Fakat bir enflasyon temasının tekrar olması dolar endeksini yukarı sürükleyip tahvil faizlerini yukarı yönlü çekebilir ki Fed’den de gelebilecek olası şahin açıklamalar bu durumu muhtemel kılıyor. Yukarı yönlü enflasyonla alternatif getiri arayışı içinde BİST-100 endeksinin ön plana çıktığını da unutmamak gerekiyor.

Söz konusu senaryo için uygun portföy dağılımı şu şekilde olabilir; Yüzde 40 hisse, yüzde 10 dolar, yüzde 5 euro, yüzde 15 mevduat, yüzde 5 tahvil-bono, yüzde 5 ÖST, yüzde 20 altın.

Her dönemin ayrı bir hikâyesi var. Bu durumdan olumlu ya da olumsuz etkilenecek birçok hisse ve sektör var. Anlık konjonktürde enflasyon, politikaların değişmesi ve kurdaki hareket kaynaklı olarak model portföyümüzde ALARK, BIMAS, BOBET, CEMTS, GENIL, GWIND, KARSN, MAVI, SISE tutuyoruz.

“ALTIN VE ABD TAHVİLLERİNİN PAYI ARTIRILABİLİR”

Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş: İsrail ile Filistin arasındaki savaşın ilk günlerinde piyasalarda risk iştahı kaybolurken altın, petrol ve küresel tahvil getirilerindeki

volatiliteyi takip ettik. Şu an savaşın ilk etkilerini küresel piyasalar atlatmış gibi duruyor ve ertesi gün piyasalardaki kayıpların geri alındığını da gördük. Şimdilik jeopolitik gerilimin bölgesel ölçekte kaldığını takip ediyoruz. Olası senaryoları çalıştığımızda ise en kötüsü bu savaşın genişlemesi yani denkleme, İran ve ABD gibi devletlerin girmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu durumda altın ve petroldeki yükselişler hız kazanabilir ve petrolde 100 doların üzerindeki fiyatları görebiliriz. Bu durum küresel enflasyonu destekleyeceğinden faiz artırım süreçleri piyasalarda kaotik bir süreci tetikleyebilir. Peki ya faiz artırımı bu durumda gerçekleşmezse ve faiz indirimi gerçekleşirse; enflasyonda geri dönülmesi zor bir yola girilmiş olabilir. Bu durumda da enflasyonla mücadelenin faturası giderek daha can yakıcı bir hal alabilir. Diğer olası senaryoda ise savaşın bu boyutlarda seyretmesi ve bitmesi yer alıyor. Bu senaryoyu şu an yaşıyoruz diyebiliriz aslında. Bu tabloda yükselen altın ve petrolde bir dengelenme süresini uzun sürmeden görebileceğimizi ve enflasyonist risklerin de aynı şekilde yol alacağını tahmin ediyorum.

İlk senaryomuzda portföylerde altın ve ABD tahvillerinin ağırlığı artırılabilir. Hisse senedi gibi riskli varlıklarda ağırlıklar azaltılabilir ya da savunma sanayisine hizmet eden şirket hisselerinde ağırlık artırılabilir.

2023 yılını bitirirken genel seçimlerden bu yana rasyonelleşme adımları çerçevesindeki adımları takip etmekteyiz. Bu adımların bankalar başta olmak üzere finansal kuruluşlar üzerinde olumlu sonuçlar verdiğini görüyoruz. Bu konjonktürün yıl sonuna kadar bozulmayacağı görüşündeyiz. Bu çerçevede Akbank, İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası portföylerde yer alabilir. Ayrıca 2024 yılının bir gıda yılı olabileceğini ve şimdiden fiyatlanmalara yansıyabileceği görüşündeyiz. Bu çerçevede Alarko Holding hissesini takip ediyoruz.

“KORUNAKLI BİR PORTFÖY OLUŞTURULMALI”

Alnus Yatırım Araştırma Direktörü Volkan Dükkancık: İsrail-Filistin gerginliği, döviz ve altın piyasalarında talep artışıyla sonuçlandı. Bu nedenle dolar ve altın fiyatlarında yükseliş görüldü. Gelişmeler sonucunda bankaların dolar ve altın alım satım makasları artamaya devam ediyor. Özellikle altın makas aralıklarındaki genişleme, piyasalardaki belirsizliğin yarattığı etkiyi gösteriyor.

İsrail-Filistin gerginliği uzaması durumunda, borsada sınırlı olumsuz bir etki yaratabilir. Piyasalarda artan belirsizlik ve jeopolitik riskler, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimini bir miktar tetikleyecektir. Ancak uzun soluklu bir gerginlik olmayacağı kanısı veya sürece alışılması gibi etkenlerin bu aşamada etkiyi sınırlayacağını düşünüyorum.

Gelişmelere Türkiye’nin dengeli ve tarafsıza yakın tutumu pozitif. Bu tutumun bilhassa Hamas tarafına yakınlaşma ihtimalinde yerli ve yabancı yatırımcı nezdinde negatif karşılanabileceği düşünülebilir ki bu düşük bir ihtimal. Özetle mevcut durumda gelişmelerin endekse negatif etkisinin sınırlı olabileceğini düşünüyoruz.

Döviz ve altın piyasalarında talep artışıyla beraber döviz-altın fiyatlarında görülen yükselişin, gelişmelerin seyrine göre ilerleyen süreçte de yükselmeye devam edebileceği düşünülebilir. Buna bağlı olarak portföy dağılımında yüzde 50 hisse senedi, yüzde 50 altın-döviz stratejisi uygulanabilir ve endekste görülebilecek olası negatif senaryolara karşı konjonktürlel olarak korunaklı bir portföy oluşturulabilir.

Önümüzdeki günlerde şirketler 3. çeyrek finansallarını açıklayacak. Beklentilerin güçlü olduğu ve sonuçların açıklanmasıyla beklentilerinde üzerinde güçlü sonuçlar açıklayacak şirketler değerlendirilebilir. Bu noktada bankacılık sektöründe YKBNK ve TSKB otomotiv tarafında TOASO, gıda perakendeciliği tarafında SOKM, BIMAS, gıda-içecek tarafında AEFES ve CCOLA, çimento sektöründe

OYAKC, CIMSA gibi şirketlerle birlikte TUPRS, SUNTK, DOHOL, ASTOR, CWENE gibi şirketlerde bu süreçte ön planda tutmaya devam ettiğimiz şirketler konumunda.

Diğer taraftan İsrail-Filistin arasındaki gelişmelere bağlı olarak savunma sanayi ve gıda gibi sektörlere talep doğabilir. Gerginliğin sene sonuna kadar sürebileceği düşünüldüğünde bu sektörlere olan ilginin artacağı beklenebilir.

“HİSSE AĞIRLIKLI PORTFÖYLER HÂLÂ MAKUL”

Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı: İsrail-Filistin arasındaki çatışmada korkulan ana senaryolardan biri İran’ın da müdahil olmasıydı. Buna karşın çatışmaların belirli bir alanla sınırlı kalması nedeniyle ilk etkilerin sınırlı kaldığını görmekteyiz. Petrol fiyatlarının bu noktada piyasayı yönlendireceğini düşünüyoruz ve Brent petrol, çatışmaların ilk etkisiyle 4 dolarlık yükselişi hafta içerisinde büyük ölçüde geri verdi diyebiliriz. Bu çerçevede savaşın uzun süre devam etmesini ve piyasalarda ana senaryoyu değiştirici bir etki yaratmasını beklemiyoruz.

Savaşın devam etmesi ve yayılması halinde ise küresel petrol arzının yaklaşık yüzde 30’unu elinde bulunduran OPEC’in petrol sevkiyatı için deniz yolları riske girebilir. Bunun da özellikle gelişmekte olan ülkelerde risk yaratması muhtemel fakat bu senaryoyu oldukça düşük olasılıklı gördüğümüzün de altını çizelim. Savaşın devam etmesi senaryosunda güvenli liman taleplerinin artmasını bekleyebiliriz. Biz şu aşamada hisse ağırlıklı bir portföyü makul görmeye devam ediyoruz. Yüzde 60 hisse ve yüzde 30 döviz yüzde 10 sabit getirili ürün portföyü düşünülebilir.

Yatırım Finansman olarak model portföyümüzde RYGYO, EKGYO, SAHOL, KRDMD, TCELL, PETKM, YKBNK, KCHOL ve PGSUS bulunduruyoruz. Bu şirketlerle ilgili belirli dönemlerde değişikliğe gidebiliyoruz. Model portföyümüzün yılbaşından bu yana getirisi yaklaşık yüzde 117 ve BİST-100’ün yaklaşık yüzde 44 üzerinde.