Türk Lirası'ndaki kayıp Merkez Bankası'nın kararını etkiler mi?

Yayınlama: 16.12.2021 11:44:00 Güncelleme: 16.12.2021 14:30:03

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 2021 boyunca değerinin yüzde 50’sini kaybeden Türk Lirası’nın gölgesinde bugün politika faizi kararını verecek. Dün kur 14.81 liranın üzerine çıkarak karar öncesi rekorlarını sürdürürken beklenti faiz indirimlerinin devam etmesi yönünde

Türk Lirası'ndaki kayıp Merkez Bankası'nın kararını etkiler mi?

Türk Lirası yılın son Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı öncesinde yeni zirvelerini görürken analistler yüksek enflasyon ve kurdaki sert değer kaybına rağmen bugün PPK’dan 100 baz puanlık indirim beklentisinde. Merkez Bankası eylül ayından bu yana politika faizinde 4 puanlık indirim yaptı ve yüzde 19 seviyesinden yüzde 15’e indirdi politika faizini. Dün dolar/TL 14.81 lirayı aşarak rekor tazelerken 2020 sonundan bugüne doların TL karşısındaki değer kazanımı yüzde 99’a geldi yani neredeyse iki katına yaklaştı. TL’nin ise yılbaşından bu yana dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 50’ye dayandı. Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi CDS’leri 525 baz puana yükseldi.

Haftanın ilk işlem günü dolar/ TL 14.6’nın üzerine çıkmış Merkez Bankası’ndan piyasanın hesabına göre 2.5 milyar dolar seviyesinde doğrudan satım müdahalesi gelmişti. Pazartesi günü yapılan müdahale Merkez Bankası’nın aralık ayı boyunca dördüncüsünü gerçekleştirdiği en yüksek montanlı müdahale olmuştu. Toplamda 4 müdahalenin toplam büyüklüğünün ise 5 milyar dolara ulaştığı kaydedildi. Merkez Bankası’nın swap hariç uluslararası net rezervlerinin eksi olması müdahalelerin büyüklüğünün ve sürdürülülebilirliğinin tartışılmasına neden oluyor.

DOLARA TALEP YERELLERDEN GELDİ

Ancak dün pazartesi günü müdahalenin geldiği seviyeler bile aşıldı. Analistler bugünkü PPK sonucuna kadar kurda dalgalanmanın devam edeceğini belirtiyor. Nedenini ise piyasa 100 baz puan indirim beklese de 200 baz puan indirim öngören hatta pas geçme ihtimali olduğunu bile söyleyen ekonomistlerin bulunması ve seçeneklerin fazlalığı nedeniyle kurun sakinleşmediğine bağlıyor. Ancak yerellerin dolar talebi dikkat çekiyor. Pazartesi günü de müdahale öncesinde yerellerin yoğun alımı kuru yeni rekorlara taşınken müdahale ile gerileyen kurda yabancı talebi de yaşanmıştı. Dün ise yine yerellerden, bireysel ve kurumsaldan talebinin dolar/TL’yi yeni rekor seviyelere Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 2021 boyunca değerinin yüzde 50’sn kaybeden Türk Lirası’nın gölgesinde bugün politika faz kararını verecek. Dün kur 14.81 liranın üzerne çıkarak karar öncesi rekorlarını sürdürürken beklenti faiz indirimlerinin devam etmesi yönünde. taşıdığı belirtiliyor.

Bugün yine kritik bir PPK yapılacak. Anketler analistlerin 100 baz puan indirimle politika faizinin yüzde 14’e çekilmesini öngörüyor. Ancak 200 baz puan veya pas geçme ihtimali de dillendiriliyor. Her ne kadar Credit Suisse geçen hafta Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun aralık ayında indirim ihtimalinin azaldığını dile getirdiğini yazsa da hem yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüksek faiz döneminin sona erdiğini sık sık vurguluyor. Bu da bugün faiz indirimlerinin süreceği ihtimalini artırıyor.

10 YILLIK GÖSTERGE TAHVİLDE 2.5 YILIN ZİRVESİ

Türkiye’nin 10 yıllık gösterge tahvil faizi de dün gün içinde yüzde 22,12 seviyesine gelerek 13 Ağustos 2018’de gördüğü yüzde 22,69’dan sonraki en yüksek seviyesine yükseldi. 2 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 21,95 seviyesine kadar çıktı.

Öte yandan yüksek enflasyon riski de 2022’nin ilk çeyreğini çok daha fazla etkileyecek gibi görünüyor. Analistlerin hesaplamalarına göre 2022’de tüketici enflasyonunun yüzde 30’ları aşması öngörülüyor. Politika faizinin yüzde 14 veya daha altına çekilmesi Türkiye’ni en yüksek negatif reel faiz getirisi veren ülkeler arasına da sokuyor.

TÜRKİYE'DE SATIN ALMA GÜCÜ AB ORTALAMASININ YÜZDE 38 ALTINDA

Yılın sonuna doğru TL’de sert değer kayıpları yaşarken 2020 yılında da Türkiye’de satın alım gücünün Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 38 altında kaldığı açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye'nin Satın Alma Gücü Paritesi gayrisafi yurt içi hasıla endeksi 62 ile Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 38 altına kaldı. GSYH endeksi en yüksek ülke 263 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 30 ile Arnavutluk oldu. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi 2020 yılı sonuçlarına göre 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 62 oldu ve AB ortalamasının yüzde 38 altında kaldı. Karşılaştırmalarda yer alan 37 ülke arasında SGP'ye göre kişi başına GSYH endeksi en yüksek ülke 263 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 30 ile Arnavutluk oldu. Kişi başına GSYH endeksinde Lüksemburg AB ortalamasının yüzde 163 üzerinde, Arnavutluk ise yüzde 70 altında değere sahip oldu. Kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi 27 Avrupa Birliği ülkesi ortalaması 100 iken, Türkiye için 68 oldu ve AB ortalamasının yüzde 32 altında kaldı. Karşılaştırmalarda yer alan 37 ülke arasında kişi başına fiili bireysel tüketim değeri en yüksek ülke 145 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 39 ile Arnavutluk oldu. Türkiye'nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi, 2020 yılı sonuçlarına göre 38 oldu. Bu değer, AB ülkeleri genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin Türkiye'de 38 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini gösterdi.

REEL FAİZ ORANI EMSALLERİN ÇOK ALTINDA

Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan hazırladığı raporda bugün TCMB'nin 25 baz puan ile art arda üçüncü defa faiz indirimi yapmasını beklediklerini kaydederek “Söz konusu karara ilişkin beklentimizi ekonomik şartlar dahilinde değil, güncel yönlendirmeler ve ekonomi politikalarının doğrultusunda oluşturduğumuzu belirtmek isteriz” dedi. Erkan, Merkez Bankası’nın politika faizini 400 baz puan indirerek yüzde 15'e çektiğini ve liranın bu süre içinde değerinin neredeyse 3'te birini kaybettiğini hatırlatarak şöyle devam etti: “Birçok ülke faiz artırıyor, ancak TCMB'nin yaptığı indirimler ve enflasyondaki mevcut artışla birlikte faiz-enflasyon farkı 630 baz puana yükseldi. Enflasyona göre ayarlandığında, Türkiye'nin faiz oranları reel olarak düşük kalmaktadır. Bunu diğer ülkelerle yan yana koyduğumuzda açık ara en derin negatif reel getiriyi Türkiye'nin sunduğu görülmektedir. Önümüzdeki aylarda politika faizinin daha da düşmesi ve enflasyonun daha da artması negatif reel faiz oranlarını olağandışı seviyelere getirecektir. Faiz indirimlerinin aralığını tahmin etmek kolay değil çünkü ekonomi yaklaşımını modele oturtma noktasında daha çok doneye ihtiyaç olduğu görülüyor. Bu ortamda kurun gidebileceği seviyeler de net değil.” (Şebnem Turhan/Dünya)