Yabancılar OVP sonrası bu hisselere giriş yaptı

Yayınlama: 16.09.2023 12:06:00 Güncelleme: 16.09.2023 12:05:36

Uzun vadeli enflasyon okuması, birçok risksiz enstrüman için getiri eğrisinin terse döneceğinin sinyallerini şimdiden veriyor. Borsada ise OVP ile birlikte enflasyon ve faiz ikilisini iyi yönetebilen sektörler ve şirketler fiyatlanmaya başlandı bile. Bulmacanın eksik parçası yabancının tercihleri… İşte OVP sonrası yabancıların en fazla para girişi yaptığı şirketler.

Yabancılar OVP sonrası bu hisselere giriş yaptı

SERAP SÜRMELİ

OVP hedeflerinin yıl sonundan önce piyasayı daha fazla zorlayıp zorlamayacağı tartışılırken, 2023 borsasındaki ralli eylül ayında biraz soluklandı. Enflasyon, faiz oranları ve işgücü piyasası muhtemelen yıl sonuna kadar haber akışına yön vermeye devam edecek. Ekonomi yönetiminin, sağlam bir ekonomi kombinasyonuna ‘yumuşak iniş’ yapma çabalarından vazgeçmesi pek olası değil.

Ancak uzun vadeli enflasyon okuması, birçok risksiz enstrüman için getiri eğrisinin terse döneceğinin sinyallerini şimdiden veriyor. Hisse senetlerine olan riskleri azaltarak savunmacı bir yaklaşım benimsemek, bu aralar istenmeyen sonuçlara kapı aralayabilir.

Yatırımcılar için iyi haber şu ki, ‘kovan aklı’ bir avuç ekonomik gösterge ile harika işler çıkarabilir, enflasyon ve faiz ikilisine de son derece duyarlıdır. Tarihsel olarak yüksek faiz oranlarının borçlanma maliyetlerini artıracağını hesaba katarak, aktif devir hızı yüksek-ürünü alıp en kısa sürede satabilen- şirketleri ayrıştırma eğilimindedir.

Bir yandan da vade farkı gelirlerinde fark yaratabilecek şirketleri gündemine alır. Bu refleks ister istemez iki sektöre duyulan yatırım iştahını açar. İlki gıda, ikincisi ise sigortadır.

Gıda işi, yapısı gereği enflasyonun en iyi yansıtılabildiği alandır. Piyasa katılımcıları, gıda perakendecilerinin alış-satış bandındaki vade farkını yüksek faiz gelirlerine ulaşmak için kullanacaklarını öngörürler. Benzer şekilde sigorta sektörü de prim üretimini faiz getirisiyle nemalandırıp dolgun karlara ulaşmakta sorun yaşamazlar. Bu tercihler, yatırımcıların bir kısmını güvende tutmaya yeter.

Ancak, OVP’de dikkat çeken aslında çok da arzu edilmeyen bir bütçe açığı hedefi de var. Gelecek yıl için yüzde 6,4 civarında bir bütçe açığı tahmin ediliyor ve bunun neredeyse yarısının deprem gerekçeli olacağının altı çiziliyor. Bu, tek başına depremden zarar gören illerin yeniden inşasıyla açıklanabilecek bir meblağ değil. Aynı zamanda kentsel dönüşümde bir hızlanmaya dair ipuçları içeriyor. OVP’nin bu şekliyle çimento, inşaat ve demir-çelik şirketlerine de ivme katması gerçek bir olasılık gibi görünüyor.

Görünen o ki, OVP’yi tasarlayanlar agresif bir politika yerine büyümeden nispeten küçük bir feragatle işleri yoluna koymayı tercih ediyor. Merkez Bankası’nın reeskont kredilerini iki katına çıkarması da bunun ispatı gibi. Yatırımcıya verdiği mesaj ise toplam gelirleri içinde ihracat kalemi yüksek şirketleri izlemeleri yönünde çoğalıyor. En az bir yıl boyunca soluyacağımız hava bu.

Daha uzun vadeli bir perspektiften bakıldığında hisse senedi fiyatlarına yönelik tüm manşet risklerin ortasında, 2023 borsa yükselişine yönelik gözden kaçan bir tehdit, hisse senetlerinin çok pahalı hale gelmesi olabilir. Ancak piyasa, borsanın yıl sonuna kadar endişe duvarını tırmanmaya devam edebileceği konusunda şimdilik iyimser.

Özetle piyasa katılımcıları içgüdüleriyle yönünü bulabilecek konumda. Bulmacanın eksik kalan parçası ise yabancı yatırımcının tercihleri olacak. Şimdi, bu en kritik bilgiye dair bazı ipuçlarını sıralayacağız.

“PARA GİRİŞİ OLAN HİSSE SAYISI DAHA AZ”

ALB Yatırım Araştırma Yönetmeni Uğur Aydın: Borsa Endeksi ve risk primi gibi piyasa göstergelerinde OVP açıklandığından beri bir iyileşme olmamasına rağmen, para girişleri ve yabancı takas oranları açısından bazı sektör ve hisselerde hareketlilik mevcut. 12 Eylül piyasa kapanışına kadar olan son bir haftalık süre zarfında BİST Yıldız Pazarda işlem gören 278 hisse senedinden toplam 729.60 milyon TL para çıkışı gerçekleşirken; yine Yıldız Pazarda işlem gören 138 hisse senedinde para girişi gerçekleşti.

ASELSAN, TOFAŞ VE EREĞLİ İLK 3’TE

12 Eylül kapanışı itibarıyla son bir haftada en yüksek para girişi olan ilk 10 hisse senedine baktığımızda 254.10 milyon TL ile Aselsan ilk sırada yer alırken; 251.30 milyon TL ile TOFAŞ, 251.10 milyon TL ile Ereğli Demir Çelik, 225.20 milyon TL ile BİM ve 175.90 milyon TL ile Sabancı Holding ilk sıralarda yer aldı. Bununla birlikte Astor Enerji, Koç Holding, Turkcell, Koza Polyester ve Akçansa Çimento yine para girişi ile dikkat çeken ilk 10 hisse arasında yer aldı. Yatırımcıların, OVP’nin açıklandığı son bir haftada artan para girişleri açısından savunma sanayi, otomotiv, demir çelik, gıda perakende, holding, telekomünikasyon ve çimento sektörlerine ilgi gösterdiği görülmektedir.

YABANCI TAKAS ORANLARI

OVP sonrası BIST pay piyasası yabancı oranı yüzde 31.67’den 12 Eylül itibarıyla yüzde 31.71 seviyesine yükseldi. Son bir haftada CDS priminde iyileşme olmamasına rağmen kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen pozitif açıklamalarla beraber yabancı yatırımcı ilgisinin devam ettiği görülmektedir. OVP açıklandığı tarihten 12 eylüle kadar yabancı takas oranı en çok artan hisse senetleri olarak ise; Şekerbank, Aselsan, Kızılbük GYO, Enerjisa, İzmir Demir Çelik, Türk Traktör, Gen İlaç, Arçelik, Albaraka Türk ve İpek Enerji olarak öne çıkmaktadır. Son bir haftada yabancı yatırımcının bankacılık, savunma sanayi, GYO, enerji, demir çelik, otomotiv, ilaç ve beyaz eşya sektörlerinde payını artırdığını söyleyebiliriz.

HANGİ ŞİRKETLER PORTFÖYDE OLMALI?

Elbette hem para giriş çıkışı hem de yabancı takas oranları açısından oluşan hareketlerde sadece OVP ve yansımaları değil, aynı zamanda hisse performanslarını etkileyebilecek pek çok temel gerekçe de etkili oldu. Yeni OVP ve yapısal reformların somut adımlara dönüşmesi ile borsada farklılaşan sektör performansları göreceğimizi düşünüyoruz. Seçim sürecinin yaşandığı mayıs ayı dip seviyelerinden TL bazlı yüzde 86, dolar bazlı yüzde 38 ralli yapan BIST-100 endeksinde; enflasyonu ve mevduat faizini geçebilecek şirket ve sektörler için ekstra seçici olunması gereken bir dönemdeyiz. Bu çerçevede yükselecek faiz hadleri ve muhtemelen yavaşlayacak iç talep sebebiyle, sermaye yapısı içinde borcun payı düşük, net nakit pozisyonu güçlü, kısa vade finansal yükümlülüklerini ödeyebilme kabiliyeti yüksek, iç talep daralması ve maliyet artışlarına karşı satış ve kâr marjları dayanıklı, ihracat oranı yüksek şirketlerin portföylerde yer alması gerektiğini düşünüyoruz.

“YABANCI İLGİSİNİN ÖNE ÇIKTIĞI 9 ŞİRKET”

Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı: OVP’nin açıklandığı gün de dahil olmak üzere BIST’te şirketlerin geneline bakıldığında en çok para girişi olan şirketler arasında MAVI, KOZAL, BIMAS, ASELS, CCOLA, ARCLK, SAHOL, TTKOM ve LOGO öne çıkmakta. Borsa İstanbul aylık olarak yabancı işlemlerini hisse bazında açıklıyor. TCMB ise haftalık olarak hisse senedi piyasasında net alım satım tutarını yayımlamakta. Bizim haftalık ve günlük tahminlerimiz yabancı ilgisinin DNISI, GENTS, GLCVY, AKGRT, AYDEM, BIMAS, GENTS, TCELL ve TTKOM tarafında öne çıktığı yönünde. Bu sonuçların kesinlik içermediğini ve tahmin niteliğinde olduğunun altını çizelim.

Yatırım Finansman Menkul Değerler olarak yatırımcılarımıza hisse senedi ağırlıklı bir portföy sunmaya devam ediyoruz. Yatırımcıların risk ve getiri beklentilerine paralel olarak ağırlıklar değişebilir. Mevduat faizlerinin yükselişi ve KKM’den çıkış sonrası süreçte hızlı bir mevduat geçişi ya da döviz talebi artışı beklemiyoruz. TCMB’nin  faiz patikasına bağlı olarak mevduat faizlerinde yüzde 40 dolaylarında bir dengelenme olabilir. Takibimizdeki şirketlerde potansiyeli yüksek olan hisseler mevcut kalmaya devam ediyor. Diğer taraftan şu anda model portföyümüzdeki şirketlerdeki ortalama potansiyel yükseliş yüzde 35-40’larda ve üçüncü çeyrek finansallarıyla birlikte bu oran artabilir. BIST’te yükselişte zorlanma gördüğümüz yakın dönemde teknik bir düzeltme ile karşılaşacak olursak geri çekilmeler daha uyun bir bölgeden maliyet fırsatı yaratabilir. Hisse ağırlıklı bir portföy önermekle birlikte euro ve altın tarafında beklentilerimiz de iyimser.

“YABANCI İLGİSİ BANKACILIKTA YOĞUNLAŞIYOR”

İnfo Yatırım Araştırma Stratejisti Çağlar Toros: Merakla beklenen OVP’nin yapılan açıklamalara paralel gelmesiyle, piyasada para girişi artarak devam ediyor. 

Geçtiğimiz aylarda TCMB tarafından açıklanan III. Enflasyon Raporu’nda 2023 yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 58,4, 2024 yüzde 33, 2025 ise yüzde 15 olarak açıklanmıştı. Geçtiğimiz senenin aksine bugün yayımlanan yeni OVP’deki enflasyon verileri Merkez Bankası ve kısmen piyasalara paralel olarak açıklandı. Anlık olarak yüzde 60’lara yaklaşan TÜFE’de yıl sonu kurdaki yukarı yönlü seyir, vergi artışı ve ücret zamları ile birlikte piyasa beklentisi yüzde 65’lerin üstünde yoğunlaşmakta. Ağustos ayı piyasa katılımcıları anketi özeline baktığımızda ise yıl sonu beklentinin yüzde 70,6 olduğunu düşünürsek yeni OVP’nin yıl sonu enflasyon tahmininin piyasaya uyumlu olduğu kanaatindeyim.

Bununla birlikte OVP (4-9 Eylül haftası) sonrasında geçen hafta en çok yükselen sektörler sigortacılık, bankacılık ve teknoloji olurken, pay bazında en çok yükselenler İş Bankası, Akbank, Ereğli, Aselsan ve Bimas olduğunu belirtmek gerekiyor. Ekonominin liderlerinin yaptığı açıklamalar ile politika değişiklikleri seçim sürecinden bu yana en çok bankacılık tarafını etkilemişti. OVP ile de benzer fiyat hareketleri gördük. OVP sonrasında yabancı yatırımcı ilgisinin bankacılık tarafında yoğunlaştığını gözlemliyoruz.

Diğer yandan ABD tarafında ücret artışlarının yavaşlamasından kaynaklı olarak ve faiz artırım döngüsünün yavaş yavaş sona ermeye başlayacağı beklentisi ile dolara olan talep azalıyor. Dolara olan talebin azalması ile ons altın ve buna bağlı gram altın tarafında yukarı yönlü hareketler görebiliriz.

“ENFLASYON MESAJI BORSAYI DESTEKLİYOR” 

Ahlatcı Yatırım Hazine Müdürü Arda Coşar: OVP’den bu yana yakın dönem halka arz olan şirketler harici Aselsan, Tofas, Bimaş, Türk Telekom, Sabancı Holding, Turkcell, Kozal, Şişe ve Koç Holding hisselerine para girişi yaşanırken, diğer yandan yabancı girişi yine Aselsan, Tofaş, Bimaş, Türk Telekom, Turkcell, Sabancı Holding, Kozal ve Akçansa hisselerinde görülüyor. Her iki listenin de tepesinde yer alan Aselsan dikkat çekerken, Akçansa’da görülen yabancı girişi dikkat çekiyor. Ancak bu para girişlerinin OVP kaynaklı haber akışına bağlı olduğunu düşünmüyorum.

OVP’nin borsa üzerindeki asıl etkisi enflasyonla ilgili kısmı olacak.

6 Eylül günü BIST-100 endeksinde sınırlı bir gerileme görülürken ilerleyen günlerde 8.400’lere kadar yükselen endeks daha sonra 8.100’lü seviyelere kadar geriledi. Yani aslında OVP den bu yana endekste ciddi bir değişiklik söz konusu değil. OVP deki revizyonlar özellikle enflasyonla ilgili olanları piyasa beklentilerine yakın olduğu için borsa ya da kurda sert bir hareketliliğe sebep olmadı. Ancak uzun vadeli enflasyon okuması borsa açısından önemliydi. Zira enflasyonla beraber her şeyin fiyatı artarken, hisse fiyatlarının da artması beklenir. Tarihsel olarak, yüksek enflasyon dönemlerinde ara sıra sert düşüşler olsa da genel yön yukarı olmuştur. Peki, borsada ki artış enflasyonun önüne geçer mi? Bunun için seçici olmak lazım.

Diğer yandan BIST tarafında mayıs ayından bu yana gördüğümüz yukarı yönlü hareket hala devam etmekle birlikte, bazı yorulma ve yavaşlama işaretleri görülmektedir. Kısa dönemde BIST-100 endeksi yaklaşık 8.400-8.000 arası kısa bir mola vererek yatay da konsolidasyon moduna geçebilir. 8.000 aşağısına gelirse de 7.800, 7.400, 7.000 gibi seviyelere doğru düzeltme ya da satış hareketi olursa benim için sürpriz olmaz. Ancak 7.000 aşağısı kalıcı fiyatlama beklemem.

“ENERJİ VE ÇİMENTO SEKÖTÖRLERİNİN POZİTİF AYRIŞMASI BEKLENİYOR” 

Alnus Yatırım Araştırma Analisti Yusuf Kılınç: Orta Vadeli Program’ın açıklanmasıyla beraber 6 -12 Eylül arasında, yeni halka arz edilenlerin dışında, en fazla para girişi olan ilk 20 hisse: ASELS, BIMAS, TCELL, KOPOL, TTKOM, EKGYO, AKSA, AKCNS, KCHOL, SISE, KOZAL, TOASO, POLHO, ARCLK, TKFEN, ENJSA, MIATK, SOKM, VESTL, MAVI oldu.

OVP ile beraber ekonomide 3 yıllık yol haritası kamuoyuna sunuldu. Program incelendiğinde temel hedefin enflasyonu düşürmek ve ihracat odaklı büyümeyi desteklemek olduğu söylenebilir. Bu bağlamda ihracatçı şirketlerin ön plana çıkabileceği bir dönem olabilir.

Programda yatırımlara ağırlık verilmesi planlanan sektörlere de değinildi. Yenilenebilir enerji ve afet yönetimi konusunda mesajlar verildi. Ayrıca Mehmet Şimşek, BAE’nin 51 milyar dolar içerisinde yenilenebilir enerjiye 27 milyar dolarlık bütçe ayırdığını, öncelikli olarak GES, RES ve enerji depolama alanlarına yatırım yapacaklarını belirtti.  Bu bağlamda yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren şirketler ve çimento sektöründe pozitif ayrışmalar yaşanabilir.

Yorulma emarelerinin görüldüğü endekste hisse bazlı hareketler bu dönemde öne çıkabilir. Bu süreçte kredili/kaldıraçlı işlemlerin oldukça riskli olabileceğini hatırlatmak istiyoruz.

“GELİR ESNEKLİĞİ DÜŞÜK OLAN SEKTÖRLERİ SEÇMEK ÖNEMLİ” 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal: OVP’nin açıklanmasını takip eden bir haftalık süreçte, ilk 10 kurum bazında, 30 milyon üzeri en fazla para girişi olan hisseler; ASELS, BIMAS, TOASO, TCELL, TTKOM, AKGRT, SAHOL,ARCLK, AKCNS, ENJSA, SISE olarak dikkat çekmektedir.

Yılın üçüncü çeyreğine ait verilerde;  sanayi üretiminin önceki aya göre yüzde 0,4 gerilemesi, PMI, kapasite kullanım ve reel sektör güven verilerindeki düşüş bir yavaşlamaya işaret etmektedir. Rasyonelleşme ve OVP birlikte değerlendirildiğinde -eğer kararlık devam ederse- kredi notlarının artması, CDS primlerinin düşmesi, rezervlerin artması olumlu etmenler olarak sıralanıyor. Ancak, OVP enflasyon hedefinin yükseldiğine, büyüme hedefinin azaldığına, sıkı para politikasının devam edeceğine, tahvil faizlerinde üst noktalarda bir dengelenme olacağına da işaret ediyor. Zaten bu hafta yapılan tahvil ihalelerinden 4 yıl vadeli TLREF’de ihale faizlin yüzde 15,87 ve 5 yıl vadeli sabit kuponlu tahvil ihalesinde ise yüzde 28,09 olması bunun işareti.

Diğer yandan, “Birinci konut için kredi imkanını destekleyeceğiz ama bireysel ve taşıt kredilerinde desteklemeyeceğiz. Bu kredilerin risk ağırlığını artırdık ve artırmaya devam edeceğiz. Gerekirse miktarsal sıkılaştırmaya gideceğiz ve menkul kıymet (uzun vadeli tahvil) tesisini artıracağız. Tüm bunlar cari açığı ve enflasyonu düşürmek için olmazsa olmazlarımız” gibi açıklamalar ise; piyasanın daralacağı anlamına gelmektedir. Bu durumda da yatırımcıların; büyüme düşerse gelirler de düşer ve o zaman hangi harcamaları keserim sorusunu kendine sorması lazım.

Hisse senedi yatırımcısı için kilit nokta ise gelir esnekliği düşük olan sektörlerden hisse senedi seçmektir. Kim bunlar; perakende ticaret (gıda), telekomünikasyon ve elektrik öncelikli sektörler. Faiz artırım sürecine net faiz marjlarına olumlu katkı üzerinden baktığımızda bankacılık, sigorta ve aracı kurum sektörleri de dayanıklı olmasını beklediğimiz sektörler olur.

Öte yandan, yükselen mevduat faizleri yatırımcılar için bir alternatif olabilir. Ve CDS primlerinin gerilemesi eurobondlara da olumlu yansıyacağından, uzun vadeli yatırımcılar açısından bir diğer yatırım enstrümanı olarak öne çıkabilir.

“İNŞAAT VE İHRACAT ODAKLI TEŞVİKLERLE GENİŞLEMECİ BİR YOL İZLENEBİLİR”

 Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş: 6 Eylül günü açıklanan OVP’nin siyasi otorite tarafından birinci ağızdan desteklenmesi ve daha gerçekçi hedeflerin olmasıyla piyasamızda yabancı yatırımcıların artığını gözlemledik. Bununla beraber ortodoks politikalara geçişte önemli bir adım atılmasıyla birlikte Aselsan, BİM, Tofaş, Turkcell, Türk Telekom, Aksigorta, Sabancı Holding ve Arçelik hisseleri en çok para girişi olan hisseler arasında yer aldı.

OVP sonrasında artan yabancı alımlarında BİM, Aselsan, Emlak Konut GYO, Turkcell, Akçansa ve Sabancı Holding gibi hisselerin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Seçimlerden sonraki dönemde ciddi bir şekilde ralli yapan Türk Hava Yolları, Akbank ve Tüpraş gibi hisselerden ise çıkış yaptıklarını söyleyebiliriz.

OVP ile Türkiye’nin önümüzdeki dönemine ilişkin nasıl bir yol haritası izleyeceği büyük oranda ortaya kondu ve buna göre 2024’ten itibaren sıkılaşmanın ağır basacağı ve ortodoks politikalara önem verileceğini görmekteyiz. Ortodoks politikaların kazandırdığı şeffaflık ve öngörülebilirliğin yanında ihracat odaklı ve inşaat alanlarında da teşviklerle genişlemeci bir anlayış sergileneceğini düşünmekteyiz. Bu alanlarda yatırımların hisse bazlı oluşabileceği ve değerlenen TL varlıkların cazibesinin artacağı bir döneme girebileceğimizi söyleyebiliriz.

“DAHA SEÇİCİ OLUNMASI GEREKEN BİR DÖNEM”

Denizbank Yatırım Hizmetleri Grubu Yatırım Danışmanlığı Bölüm Müdürü Ali Barbaros Demirer: Geçtiğimiz hafta açıklanan Orta Vadeli Plan, önümüzdeki üç yılın ekonomi rotasını net bir şekilde ortaya koydu. OVP ve sonrasında ekonomi yönetimi tarafından yapılan açıklamaları değerlendirdiğimizde, özellikle kısa dönemde enflasyonla mücadelenin ön plana çıkacağını; kredi faizlerinde yükseliş yaşanabileceğini ve tüketime yönelik krediye ulaşımın çok daha zor olacağı bir döneme gireceğimiz kanaatindeyiz. Rasyonel zemine oturmuş OVP’nin ve ekonomi politikalarının da etkisiyle, önümüzdeki dönem kredi derecelendirme kuruluşlarından gelebilecek muhtemel not/görünüm artırımları son dönemde azalan yabancı ilgisinin artmasına sebep olacaktır. Bu dönemde hem hisse hem sektör anlamında daha seçici olmanın gerekliliğine inanıyoruz.

Bu bağlamda bizim en beğendiğimiz sektörlerin başında perakende geliyor. Bu sektörde MGROS ve BIMAS’ın güçlü finansallar açıklayabileceğini düşünüyoruz. Havacılık sektörü özellikle 3.çeyrekte beklenen güçlü bilançolar sebebiyle ilgi odağı olmaya devam edecektir. Hem PGSUS hem de THYAO güçlü bilanço açıklamasını beğendiğimiz hisseler arasında. SISE’de önümüzdeki dönemde uluslararası satış odaklı yaklaşımı ve dinamik fiyatlama stratejisi ile iyi performans göstermesini beklediğimiz hisseler arasında.