Yaz portföyüyle dengeye dönüş

Yayınlama: 04.05.2024 11:45:00 Güncelleme: 04.05.2024 11:46:04

Yaz portföyüyle dengeye dönüş

SERAP SÜRMELİ

Mevsimsel etkilerle enflasyonda düşüşün yaşandığı aylara girdik. Başta Fitch olmak üzere birçok yabancı kurum Türkiye’de enflasyonda ciddi bir düşüş beklediğini ifade etti.

Rasyonel ekonomi uygulamaları ile Türkiye yeni hikâye yaratıyor ve gelişen ülkeler arasında pozitif ayrışıyor diyebiliriz. Bu da uzun vadede borsa içinde pozitif olacaktır. Bankalar ve holdingler eşliğinde 10 bin seviyelerini geçen borsada bir süre daha bu seviyenin üzerinde kalıcılık bekleniyor.

Hisse senedi piyasasında seçici olmak kaydıyla fırsatlar bitmez. Yüzde 60’ları bulan mevduat faizleri cazibesini korurken, yatırımcılar oluşturulacakları portföylerinde risklerine göre hisse senedi, TL mevduat ve gram altın bulundurmaları doğru olacaktır.

Yaz ayları yaklaşırken yatırımcılar portföylerini nasıl oluşturması gerektiği konusunu merak ediyor. Uzmanlar portföy dağılım önerilerinde, hisse senedini öne çıkarıyor. Onu TL mevduat, altın ve dolar takip ediyor. İşte 8 uzmanın ideal yaz portföyü…

“ZİRVEDE OLMASINA RAĞMEN HÂLÂ UCUZ”

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Muhasebe-Finansman ABD Başkanı Yusuf Kaderli: Başta "Fitch" olmak üzere birçok yabancı kurum ve açıkladıkları raporlar Türkiye'de enflasyonun düşeceğine dair beklentiler içeriyor. Özellikle de baz etkisinin görülmesi ile birlikte yaz ortalarında enflasyonda bir düşüş olması olası görünüyor. Çarpanlar bakımından ucuz olan sınai hisseleri böyle bir beklentinin hâkim olduğu yılda uzun süreli olarak biriktirilebilir. Endeks tarihi zirvede olmasına rağmen çarpanları bakımından hâlâ ucuz olduğunu düşündüğümden BIST-30'da işlem gören hisse senetlerinin başında TUPRS, AYGAZ, PETKIM, ODAS, SISE VE TAOSO geliyor.

Diğer yandan, bankalar ve holdingler eşliğinde 10.000 üzerine giden borsada bir süre daha bu seviyenin üzerinde kalıcılık bekleniyor. Bu durumda bu hisseler de lokomotif görevi görmeye devam edeceklerdir. Ancak diğerlerine göre çok daha prim yapmış olanlar yerine ilgili sektörlerden henüz ortalama performansı yakalayanlar ile değiştirmeler yapmaları yatırımcıya yararlı olabilir.

Banka ve holdingler arasında rotasyona uygun hisse senetleri bulmak mümkün. Örneğin DOHOL ve TKFEN gibi holdingler henüz hak ettiği yere gelemedi. Diğer holdinglerden yüksek getiri elde etmiş olan yatırımcıların kademeli olarak bu hisselere geçiş yapmalarının orta vade için faydalı olacağını düşünüyorum. Bankacılık da ise getiriler birbirlerine çok yakın, trend yukarı yönde devam ediyor. Trend devam ettiği sürece elde tutulmaya devam edilmeli diye düşünüyorum. Yaz dönemi için oluşturulacak portföylerde yüzde 33 hisse senetleri, yüzde 34 gram altın ve yüzde 33 mevduat faizine yakın getiren para piyasası araçlarının olması gerektiğini düşünüyorum. Yaz döneminde böyle bir portföy muhtemelen enflasyona karşı koruma potansiyeli yüksek bir portföy olacaktır.

 “HİSSE SENEDİ YATIRIMI İÇİN DOĞRU ZAMAN”

Tuncay Turşucu Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. Kurucusu: Önümüzdeki aylarda özellikle Haziran ayından itibaren enflasyonda baz etkisi ile bir düşüş olacak. Bu sürpriz değil ve beklenen bir gelişme. Enflasyonun dışında Türk hisselerinde pozisyon almak için çok daha önemli nedenler var. Türkiye rasyonel ekonomi uygulamaları ile bir hikâye yaratıyor ve bir süredir gelişen ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Bu durum zaman zaman dalgalanmalar olsa bile uzun vadede borsa içinde pozitif olacak. Bu nedenle borsada mevcut pozisyonların korunmasını ve endeksteki düşüşlerin ilave alım olarak değerlendirilmesini daha doğru buluyoruz. Hisse senedi yatırımı için doğru bir zaman olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak Türk Traktör, Tofaş Fabrika, Tüpraş, Aygaz, Yünsa, Oyak Çimento, Akçansa, Anadolu Efes, Coca Cola, Türk Hava Yolları, Tav Hava Limanları, Koç Holding biriktirmek için uygun hisseler olabilir. Bu şirketler değer yatırımına uygun şirketlerdir. Güvenli bir seviye bulmak zorunda olanlar için 22 haftalık ortalama seviyesinin üzerinde kaldığı sürece risk yoktur diyebiliriz. Ancak hisse biriktirme konusunda güvenli bir seviyeden bahsetmek doğru değildir. Çünkü hisse biriktirme hangi fiyat olursa olsun belirli bir zaman aralığında alım yapmaktır.

Banka hisselerinde özellikle majör özel bankalar için pd/dd oranları 1.3x-1.4x seviyelerine geldi. Yılbaşından bu yana dolar bazında BIST-100 endeksinin oldukça üzerinde bir pozitif ayrışma görüldü. Bu yükseliş CDS’de 300 seviyesinin altına düşme olmadan gerçekleşti ve bu durum rahatsız edici. Mevcut çarpanların belirli bir doygunluk seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle bankalarda pozisyon azaltmaları görebiliriz. Holdinglere ve sanayi şirketlerine geçişler olabilir. Ancak burada önemli bir not eklemek isterim, bankalarda yaşanacak düşüşler yine alım fırsatı vermeye devam edecektir. Çünkü eğer CDS’in ilerleyen aylarda 200-250 seviyelerine gerilemesi gerçekleşecekse bundan en iyi faydayı yine bankalar sağlayacaklardır. Banka hisselerinde yaşanabilecek satış oldukça kısa ve sınırlı olabilir.

Banka hisselerinde özellikle majör bankalar olan GARAN, YKBNK, ISCTR ve AKBNK arasında çok önemli rotasyon yapılacak alanlar görmüyorum. Uzun vadede yaşanacak bir rallide bu hisseler birbirine yakın performanslar gösterebilirler. Kamu bankalarına ise kârlılık bakımından mesafeli bakıyorum. Holdingler arasında Koç Holding ve Doğan Holding’in diğer holdinglere göre pozitif ayrışma beklentim bulunuyor.

Altın, ons bazında oldukça ciddi bir noktaya geldi. 2.370 dolar seviyesi yukarı geçilmedikçe bu seviyeye yakın alt noktalar bence alım için riskli. Bence altında bir ralli fırsatı yaşandı ve kazanan kazandı. Hisse tarafında daha yüksek getiri şansı olduğunu düşünüyorum. Yaz hisseleri olarak yüksek sezon nedeni ile THY, Pegasus, TAVHL, Anadolu Efes, Coca Cola ve Çimento şirketleri öne çıkabilirler. 

“SANAYİ ENDEKSİ BANKACILIK TARAFINA GÖRE GERİDE KALDI”

Ahlatcı Yatırım Hazine Müdürü Arda Coşar: Yıllık enflasyonun Mayıs/Haziran gibi yüzde 70’ler mertebesinde zirve yapıp, daha sonra hem baz etkisi ayrıca Merkez Bankası’nın faiz artırım ve parasal sıkılaştırma sürecinin etkisi ile gerileme dönemine girmesi genel beklentidir. Genel piyasa beklentisi enflasyonun yıllık olarak yüzde 40’lar mertebesine, yüzde 45 seviyelerine doğru gerilemesi yönünde. Ancak enflasyon bu seviyelere hatta yüzde 40’a kadar gerilese bile Merkez Bankası’nın 2024 yılı için öngördüğü yüzde 36 seviyesinden yüksek. Sonuç itibari ile yılın ikinci yarısında yüzde 40’lar mertebesine doğru bir gerileme beklenmekle beraber, enflasyon yüksek kalmaya devam edecek. Bu da bize uzun bir süre çift haneli yüksek enflasyon döneminin devamına işaret ediyor. Ekonomik oyuncuların ve yatırımcıların önümüzdeki yıllarda da yüksek enflasyonu hesaba katıp karar vermemelerinde fayda bulunuyor. Özellikle borçlanma ve yatırım, faiz gideri gibi kalemler önümüzdeki yılarda da önemli olacaktır. Bununla beraber 2021-2023 arası düşük faizle borçlanmış ve yatırım yapmış şirketler ve kişiler yüksek enflasyon düşük faiz avantajından faydalandıkları için şanslı. Şu anda bu fırsat piyasa da bulunmuyor. Zira enflasyon yüksek olmakla beraber, faizler de yüksek.

Enflasyon ile mücadele ve parasal sıkılaştırma sürecinin borsaya etkisine gelince, bu süreç en çok bankalara yaradı. Geçtiğimiz seneden bu yana bankalar endeks genelinden daha fazla performans gösterdi. Son bir ayda da yani 31 Mart seçimlerinden sonra da bankalar olumlu performans gösterdi. Burada Merkez Bankası para politikasının devam edeceği beklentisi, cari denge de toparlanma ve olası not/görünüm artışları etkili. Bu makro beklentiler borsa içerisinde en çok bankalar ve banka sahibi holdingler tarafında fiyatlandı ve bunun devamını bekliyorum. Sanayi endeksi ise bankacılık tarafına göre geride kaldı. Bunla beraber, holding, ulaştırma, bilişim ve teknoloji endeksleri olumlu performans gösterdi. Bankalar, sigorta şirketleri, holding gibi finansal şirketlerin ön planda olmaya devam etmesini bekliyorum. Ayrıca gıda, içecek, perakende, telekomünikasyon şirketlerinde de beklentim pozitif. Sanayi endeksinde ise oldukça ucuz kalmış, konjonktür gereği kâr ve FAVÖK rakamları gerilemiş şirketler bulunuyor. Bu şirketleri de inceleme altına almakta fayda var. Eğer bu şirketlerin olumsuz konjonktürden çıkışı yakalanırsa, iyi getiriler elde edilebilir.                      

Portföylerde sınırlı olmakla beraber, banka ve holding bulundurmakta fayda var. Banka ve holding tarafından çıkış zamanı olduğunu düşünmüyorum. Sanayi tarafında da seçici olmakla beraber eklemeler yapılabilir.                 

Banka, holding, havacılık, gıda ve içecek, perakende, telekomünikasyon ve otomotiv ve sınırlı sayıda beklentileri olumlu sanayi şirketlerinden 2024 hatta 2025 yılı beklentileri olumlu, çarpanları makul dengeli bir portföy ile devam edilebileceğini düşünüyorum. BIST-100 endeksinde 10 bin puan üzerinde geldik, bu sene daha yüksek rakamları göreceğimizi 12 bin bandı üzerini test edeceğimizi düşünüyorum. 9.000 bin seviyelerine yakın yerler görülürse de alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. Burada ağırlıklı olarak büyük hacimli tahtalarda ve beklentileri olumlu şirketlerde pozisyon taşımak önemli. Ayrıca artık TL faizi yüzde 60’lar mertebesinde faizin de portföy çeşitlendirmesi olarak fırsat sunduğunu düşünüyorum.

Altın tarafı ons kaynaklı iyi bir getiri elde etti. Altın tarafında daha yüksek seviyeler göreceğimizi düşünmekle beraber, hızlı yükselişin düzeltmesi gelebileceğini, temkinli olunması gerektiğini düşünüyorum. TL bazlı getiri elde edilebilir ama dolar bazlı getiri potansiyeli azaldı. Olası 2.200 ve aşağısı fiyatlamalar görürsek alım için değerlendirilebilir.

“HOLDİNG VE BANKACILIK SEKTÖRLERİNİN AĞIRLIĞI AZALTILABİLİR”

ALB Yatırım Araştırma Analisti Ahmet Deniz Yağbasan: Ekonomi yönetimi tarafından yılın ikinci yarısında dezenflasyonist sürecin başlayacağını işaret eden ifadeler sık sık yenileniyor. Aylık bazda enflasyonun ivme kaybediyor olması yılın ikinci yarısında odaklanılan en önemli unsur olacaktır. Tabii, bu noktada devreye girecek olan baz etkisi de enflasyonun yıllık bazda düşmesinin önündeki en büyük etken arasında yer alacak. Yılın ikinci yarısında enflasyonda genel olarak bir düşüş ivmesi göreceğiz. Bu TCMB’nin gelecek dönemde faiz indirimine gitmesi için önemli bir etken ama asıl odaklanılması gereken nokta gelecek dönem enflasyon beklentilerindeki gidişat olacak. Yıl sonu enflasyon beklentisi hâlihazırda OVP’ye göre yüzde 36; fakat TCMB’nin piyasa katılımcıları anketine göre yüzde 44 seviyesinden bir enflasyonla yılın tamamlanması bekleniyor. Piyasa beklentisinin OVP beklentisine yakınsama göstermesi için gelecek dönemde faizlerin yüksek kalması ve ek önlemler gerekebilir. Enflasyonda beklentisinde ve cari enflasyonda istenilen noktaya ulaşılması faiz indirimine başlanması için önemli bir etken. Bu noktada da yüksek faiz baskısı nedeniyle bir süreden baskılanma olan sanayi sektörü ve şirketlerde önemli bir ivmelenme görebiliriz. Bu paralelde de cam sanayii, çimento ve inşaat gibi sektörlerde faiz indirim sürecinin başlamasıyla pozitif etki gözlemlenebilir.

Geçtiğimiz dönemde de belirttiğimiz üzere bankacılık sektöründe detaylara değil resmin kendisine odaklanılması gerektiğini birçok kez ifade etmiştik. Bu paralelde de son 2 aylık süreçte bankacılık endeksi yüzde 40’ı aşan yükselişler elde etti. Bu gidişatın devamını bekliyoruz. Son iki aylık süreçte elde edilen yüzde 40’lık bu getiri ancak uzun vadeye yaygın bir şekilde tekrar elde edilebilir. Yatırımcılar holding ve bankacılık sektörlerinde mevcut pozisyonlarını ağırlığı azaltarak korumaya devam edebilirler. Yeni pozisyona girmek isteyen yatırımcılar holding ve bankacılık sektöründe düşük ağırlıkta SAHOL, KCHOL, YKBNK, AKBNK, ISCTR ve GARAN hisselerinde pozisyon alabilirler.

Yatırımcılar ideal bir yaz portföyü için yatırımlarının ayrı ayrı yüzde 30’luk kısmını hisse senedi ve ons altına ayırabilirler. Kalan yüzde 20’lik kısımlar ise sabit getirili yatırım araçları ile yurt dışı hisse senedi fonlarında tasarruflarını bulundurabilirler.

“ORTA VADEDE 13.050 SEVİYELERİNE DİKKAT”

İkon Menkul Portföy Aracılığı Birim Yöneticisi Doğancan Öncan: TCMB’nin Mart ayı toplantısında sürpriz bir şekilde 500 baz puan faiz arttırması ve 300 baz puan faiz koridoru oluşturması kuşkusuz sürprizdi. Bu hamle, enflasyon ile mücadele anlamında dikkat çekti. Ancak TCMB, 25 Nisan’da gerçekleşen toplantı metninde “Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır” ifadesi dikkat çekti. Ayrıca TCMB’nin de 2024’ün ikinci yarısında dezenflasyon gerçekleşeceğini öngördüğünü görmekteyiz.

Bu açıdan Fitch ve TCMB aslında paralel düşüncelerde gidiyor. Ancak şunu tekrar vurgulamakta fayda var. Her ne kadar TCMB Mart ayındaki 500 baz puanlık faiz kararıyla bir miktar güven tazelemiş olsa da, TCMB’nin de belirttiği üzere enflasyon dinamikleri canlı kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla bazı toplantılarda beklemek yerine en azından piyasaya vereceği mesajı taze tutmak için 250 baz puan da olsa faiz arttırmaya devam etmesi gerektiği düşüncesindeyim. Çünkü hâlen negatif reel faiz var ve enflasyon dinamikleri hâlâ yüksek.

Kurun stabil bir yerde tutulma çabası, yaz aylarında döviz girişinin beklenmesi ve baz etkisi kaynaklı düşüş gibi şeyler kısa vadeli ve tedaviyi tam sağlamayan şeylerdir. Bu durum daha önce tecrübe edilmiştir.

Fitch’in Türkiye’deki enflasyonda düşüş beklemesini şu an hepimizde olduğu gibi bir temenni olarak görmekteyim.

Yatırımcılar yaz dönemi yaklaşırken her zaman olduğu gibi mümkünse 50 ya da 100 günlük ortalamalarına yaklaşan hisseleri düşünebilirler. Bununla birlikte, Fed’in Eylül ayında faiz indirmeye başlayacağı senaryosunu göz önüne alarak gram altın TL tarafında son birkaç günde yaşanan/olası yaşanacak düşüşleri alış fırsatı olarak kademeli bir şekilde değerlendirmeyi düşünebilirler.

Borsa tarafında sınai endeksine baktığımızda tarihi zirvesini tazelemiş, bunu yaparken de hacimsel anlamda ufak bir yükseliş var. Hisse üzerinden gitmek yerine endeks üzerinden gidersek kısa vadede 13.920, orta vadede ise 13.050 seviyelerine dikkat etmek gerekir. Maliyet burada önemli bir etken ancak daha önceden pozisyon alanlar için 13.920 haftalık vadede, 13.050 ise aylık vadede kritik destektir. Bu seviyeler üzerinde, mevcut pozisyonu olanlar pozisyonlarını koruyabilir. Ancak yeni pozisyona yeni girecek olanlar, destekler limitinde düşüşleri değerlendirebilir.

“ANA SEKTÖR HİSSELERİ TERCİH EDİLMELİ”

Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı Onurcan Bal: Sene başından itibaren paylaştığımız yorumlarda, 2024 yılında hisse seçiminde çok daha dikkatli olunması gerektiğini ve bu yıl yabancı temasıyla Borsa İstanbul’da fiyatlamaların şekilleneceğini dolayısıyla ana sektör ve hisselerin tercih edilmesi gerektiğini belirtiyoruz.

Borsa İstanbul’un bu yıl içerisindeki performansına baktığımızda bankalar, holdingler, havacılık, iletişim gibi ana sektörlerle hareket ettiğini ve bu sektör hisselerini tercih eden yatırımcıların çok daha iyi getiriler sağladığını ancak yan hisselerdeki yatırımcıların ise getiri anlamında daha geride kaldığını görüyoruz.

Yaz aylarında da sene başından beri belirttiğimiz ana stratejide ve görüşümüzde bir değişiklik bulunmuyor.

Ana sektörler öncülüğünde hareketlerin devam edebileceğini ve rotasyon anlamında yine ana sektör hisselerinin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Mevcut durumda yüzde 60’ları bulan mevduat faizleri cazibesini korurken, oluşturulacak portföylerde TL mevduat, gram altın ve hisse senetlerine yer verilebileceğini düşünüyoruz.

Risk alabilen yatırımcılar için orta vadede yüzde 40 hisse, yüzde 30 altın ve yüzde 30 mevduat dağılımının uygun olabileceğini düşünüyoruz. 

Bankaların son dönemdeki güçlü getirileri ile 2024/1Ç finansal sonuçlarında kâr marjlarında gözlenen zayıflamayı dikkate aldığımızda orta vadede yabancı alımlarıyla bankacılık sektöründeki yükselişler devam edebilecek olsa da kısa vadede olası düzeltmelere karşı bir miktar kâr alımı faydalı olacaktır. Holdingler (KCHOL/SAHOL), iletişim sektörü (TCELL/TTKOM) ve havacılık sektörü (THYAO/PGSUS) için olumlu görüşümüzü sürdürüyoruz. Holdinglerin çoklu iş yapısı, havacılık sektörü için yaz aylarının en hareketli dönem olması ve iletişim sektörünün gecikmeli enflasyon fiyatlaması olumlu görüşümüzün devamının ana nedenleri olurken, bu sektörler yabancı alımlarından en fazla faydalanacak sektörler olarak da karşımıza çıkıyor.

Ek olarak gıda perakende (BIMAS/MGROS/SOKM) ve otomotiv sektörü de (FROTO/TOASO) takip edilebilir.

Son olarak endeks dolar bazlı kritik seviyelere gelirken (313’lü seviyeler), 310 üzerinde kalıcılık korunduğu sürece 320’li seviyelere doğru yükselişler devam edebilir. 320’li seviyeler mevcut kurla 10.400-10.500 bölgesine işaret etmektedir. Dolar bazlı grafikte 320’li seviyeler en son 2018’de test edilirken, bu bölge güçlü bir direnç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle 10.500’e doğru kısa vadede endekste oluşabilecek yorulmalara ve düzeltmelere karşı da dikkatli olunmalıdır.

“ÖZEL BANKALAR ÖN PLANA ÇIKABİLİR”

İnfo Yatırım Araştırma Stratejisti Çağlar Toros: Makroekonomik politikalarda normalleşmeye dayalı Türkiye'nin risk priminin düşmesi beklentisinin fiyatlamalar arasına dâhil olduğu bankacılık endeksi güçlü performansı sayesinde PD/DD çarpanları özel bankalarda 1,2x – 1,5x bandına yükselmiş durumda. VAKBN 1,1x, HALKB ise 0,9x seviyesinden işlem görüyor. Bankalarda enflasyonun altında kalan öz sermaye kârlılıkları, defter değerinin üzerinde çarpanları ile karşılaştırıldığında temel olarak anlam ifade etmese de yabancı girişi beklentileri bankalara katalist etki yaratıyor. BIST’in tarihi zirveleri test ettiği ve yükseliş trendinin sürmesinin beklendiği bugünlerde bankacılık sektör sonuçlarının kısa vadede kâr realizasyonlarına sebep olabilir. Farklı sektörlerin bilanço döneminde ön plana çıkması beklenebilir.

Diğer yönden, Fitch tarafından Türkiye’nin enflasyonunda sert bir düşüş bekleniyor. Zaten Mayıs ayında yüzde 75’lere kadar çıkması beklenen bir enflasyon olacak. Sonrasında ise Temmuz ve Ağustos aylarında geçen sene yüzde 9’un  üstünde aylık bazda enflasyon olmasından kaynaklı olarak baz etkisi ile sert geri çekilme göreceğiz.

Son zamanlarda bankacılık ve holdingler önderliğinde yükselen BIST’e sanayi tarafının da katkı yapacağını düşünüyoruz. Hem ekonomik güvenin artması hem de global tarafta resesyon endişelerinden uzaklaşılarak ihracatı yüksek, satışları dövize endeksli ve kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen şirketler öne çıkabilir. 

Her dönemin ayrı bir hikâyesi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Anlık konjonktüre göre ve hikâyelere göre yabancıların ilgisini holdingler, otomotiv ve gıda perakende çekebilir. Otomotiv tarafı ihracatın açılma beklentileri ile gıda perakende enflasyon temasından, ulaştırma yolcu trafik sayıları, turizm gerilerinden, yurt içi tavan fiyat uygulamasının artmasından olumlu etkileniyor. Yabancı da fırsatları kaçırmayacaktır.

Yabancı takas oranındaki yükselişin detaylarına bakıldığı zaman bankacılık ve holdinglerde yoğunlaşılmış durumda. Burada sektör analiziyle birlikte hisse senedi seçimi de fazlasıyla önem teşkil ediyor. 2024 yılında özel bankaların kamu bankalarına göre ön plana çıkmasını bekliyoruz. Bankaların değerleme çarpanları ve öz sermaye kârlılık beklentileri birbirlerine çok yakın olmakla birlikte GARAN’ı kredi-mevduat faiz makas yönetimi ve TÜFE endeksli kâğıt ağırlığının azlığı ile AKBNK ve YKBNK’yı al-sat getirilerindeki düşüşün telafisi etme tarafındaki güçlü politikaları nedeniyle ön plana çıkmasını bekliyoruz.

Riski dağıtan çeşitlendirilmiş portföy dağılımları, piyasa değerlerinin net aktif değerlerini yansıtmaması ve piyasa ortalamalarının altında seyreden rasyoları nedeniyle 2024 yılında seçici olmak kaydıyla holding sektöründe potansiyelin olduğunu düşünüyoruz. Özellikle 2024 yılında öne çıkmasını beklediğimiz sektörlerde halka açık şirketleri de güçlü iştirakleri olan holdingler bu sene fark yaratmaya devam edebilir. Holdinglerden, güçlü ve şeffaf yönetim yapısı, iştiraklerinden gelen güçlü finansallar, riski dağıtan çeşitlendirilmiş portföy dağılımı ile KCHOL’ü, net aktif değerine göre yüksek iskontonsu, iştiraklerinden gelen güçlü kârlar ve piyasa ortalamalarının altında seyreden rasyolarıyla, SAHOL’ü ve faaliyet gösterdikleri sektörlerde 2023 yılındaki güçlü performansları ve 2024 yılında da potansiyelli gördüğümüz perakende, içecek, otomotiv üretim gibi sektörlerdeki güçlü iştirakleriyle; AGHOL’ü ve sadece enerji yatırımları ile faaliyetleri değil, havacılık ve tarım alanına yapılan yatırımlar ile ALARK’ı takip edeceğiz.

Hisse senedi piyasalarında seçici olmak kaydıyla fırsatlar bitmez. Fakat son dönemde risksiz getirilerin enflasyon karşısında yeterli kalması ile mevduat faizleri ve güvenli limanlara da olan geçişlerin arttığını görüyoruz. Ağırlıklandırmalar; hisse senedi (%40), altın (%25), mevduat (%25), bono-tahvil (%10)

“ENDEKS 9.500 PUAN ÜZERİNDE KALDIĞI SÜRECE POZİSYONLAR KORUNABİLİR”

Ata Yatırım Yurt İçi Piyasalar Müdür Yardımcısı Halime Güçlü: Konjonktür olarak, yaz aylarında baz etkisiyle enflasyonda düşüş yaşanmaya başlar. Mevcut ekonomi yönetiminin, enflasyonla mücadele konusunda attığı adımların sonuçlarının 2024’ün ikinci yarısından sonra görülmeye başlanacağı beklentisinin gerçekleşmesi ve de global alanda Çin ekonomisinin toparlanma eğilimi göstermesi durumunda, demir çelik sektör hisselerinde (EREGL ve KRDMD), globalde yeşil enerjiye dönüş için alınan yasal kararlar doğrultusunda bu alanda yatırımları bulunan/yatırım yapacak şirketler (AYDEM, GWIND, TKFEN) ve SISE hisseleri, orta/uzun vadeli olarak portföylerde bulundurulabilir.

Genel olarak, BIST-100 endeksi 9.500 puan üzerinde kaldığı sürece pozisyonlar korunabilir. Hisse özelinde; EREGL 40,80-41,80 üzerinde, KRDMD 24,10-25,40’ın üzerinde, AYDEM 22,20-25,50’nin üzerinde, GWIND 26,40-27,30’un üzerinde, TKFEN 42,70-43,90’ın üzerinde, SISE 47,40-49,80’in üzerinde orta/uzun vadeli pozisyonlar taşınabilir.

Banka ve holding hisselerinde mevcut pozisyonlar korunabilir. AKBNK, ISCTR, KCHOL, SAHOL ve TKFEN portföylerde yine orta/uzun vadeli olarak bulundurulabilir. AKBNK 46,40’ın üzerinde, ISCTR  9,25-12,20’nin üzerinde, KCHOL  150,00-205,00’in üzerinde, SAHOL 66,50-85,10’un üzerinde, TKFEN 42,70-44,00’ün üzerinde taşınabilir veya bu seviyelerden maliyetlenme yapılabilir; BIST-100 endeksin 9.500 puanın üzerinde kalması durumunda  orta/uzun vadeli pozisyonlar taşınabilir.

Portföyün yüzde 40-45’i hisse senedinden, yüzde 30-35’i TL ve döviz varlıklardan, (yaşanabilecek jeopolitik risklere karşı bir koruma olarak) yüzde 10-20’lik kısmı da ons ve gram altından oluşabilir.