SAFA GÜMÜŞ
Türkiye’de ekonominin gündemi yoğun. Yeni ekonomi yönetiminin ilk faiz hamlesinin beklentilerin altında kalmasının ardından hızla değer kaybeden TL’nin rasyonel politikaların etkisiyle gelecekte pozitif bir eğilim sergileyebileceğine yönelik beklentiler, yabancı yatırımcının gözlerini Türkiye’de fırsat kollamak için dikmesine yol açarken, genel gidişattaki belirsizlik ise sürüyor.
Son yayımlanan yabancı raporlar hem Merkez Bankası’nın hem de Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi yönetiminin aldığı kararların farklı yorumladığına işaret ediyor. Moody’s banka karlarının kademeli normalleşme ile birlikte pozitif etkilenebileceğini ifade ederken, HSBC ise Türk hisse senetlerine değerlendirdiği raporunda bankalar hakkındaki görüşlerinde ‘azalt’ ve ‘tut’ ağırlıklı görüşlere yer verdi. Bununla birlikte yine HSBC Gaye ve Şimşek ikilisinin ekonominin başına geçirilmesinin umut vaat ettiğini belirtirken, Finlandiya merkezli Danske Bank ise bu ikilinin günlerinin sayılı olabileceği öngörüsünde bulunudu.
MOODY’S: KADEMELİ NORMALLEŞME, BANKA KARLARINI DESTEKLEYEBİLİR!
Dünyanın en saygın uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları arasında gösterilen Moody’s, yayımladığı bir raporda Türk bankalarının kârlılığının, para politikasındaki normalleşmeyle birlikte artacağını belirtti. Raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) menkul kıymet tesisi oranını düşürdüğü ve bu adımın, TCMB'nin politika faizini yükseltmesinden sadece 2 gün sonra gerçekleştiği hatırlatıldı. TCMB'nin uzun süredir Türk bankalarının kârlılığını azaltan politikalarını değiştirerek ortodoks para politikasına yaklaştığı ifade edildi.
Raporda, TCMB'nin kademeli normalleşme politikasının bankacılık sektörünün kârlılığını destekleyeceği belirtilirken, aynı zamanda hızlı ve yanlış adımların bankalar için temel bir risk oluşturduğu uyarısı yapıldı. Bu nedenle, TCMB'nin ortodoks politikaya dönüş konusunda dikkatli ve tutarlı bir yaklaşım sergilemesinin önemli olduğu vurgulandı.
Moody's raporunda Türk bankalarının kârlılığının iyileşmesiyle ilgili umut verici bir görünüm sunulurken, TCMB'nin politika adımlarının dikkatle yönetilmesi gerektiği vurgulandı.
HSBC MERKEZ’İN KADEMELİ ARTIŞ POLİTİKASINI OLUMLU BULDU: YABANCIYA ALAN AÇILDI!
İngiltere merkezli finansal hizmetler şirketi HSBC, Türk hisse senetlerine yönelik fiyat hedeflerini açıkladığı ve ekonomiye dair görüşlerini paylaştığı ayrıntılı bir rapor yayımladı.
Bu ayrıntılı raporda, HSBC ayrıca Türk hisse senetlerinin geleceğiyle ilgili tahminlerini ve seçim sonrası yeni atanan ekonomi yönetiminin Türk hisse senedi piyasası üzerinde olası etkilerini de değerlendirdi.
ŞİMŞEK VE ERKAN İKİLİSİNDEN UMUTLUYUZ
Yeni atanan Şimşek ve Erkan ikilisinin Türkiye’yi daha rasyonel ekonomi zeminine çekeceğinden umutlu olduklarını ifade eden HSBC analistleri, Türkiye’nin rasyonel ekonomik politikalarını başarılı bir şekilde uygulaması halinde hisse senedi piyasasında yatırım için boşlukların olduğunu yazdı. Bununla birlikte Türk ekonomisinde gerçekleştirilmeye çalışılan stabilizasyon çabalarının başarısız olup olmamasına bakılmaksızın bazı hisselerin cazip olduğu ifadesine yer verildi.
FAİZLERDEKİ SAKİN TAVIR YABANCIYA ALAN SAĞLIYOR!
Merkez’in faizleri yüzde 8,5’ten yüzde 15’e beklentilerin altında bir şekilde 650 baz puan artırdığını hatırlatan HSBC ekonomistleri, kademeli faiz artışının yabancı yatırımcı için daha cazip olduğu görüşünü paylaştı.
Ekonomistlerin raporda belirttiğin göre, beklentilerin altında kalan faiz artırımı, hem TL değer kaybetmesine yol açarak Türk hisse senetlerinin yabancı yatırımcılar için ucuzlamasına yol açtı, hem de Borsa, keskin faiz artırımı gelseydi yükseleceğinden daha hafif bir yükseliş gerçekleştirmiş oldu. Bu sebeple yabancı yatırımcıların kademeli gerçekleşmesi öngörülen faiz artırımlarına karşın, Borsa İstanbul’a kademeli bir şekilde girmesi daha olası.
Bütün bu gelişmeler eşliğinde HSBC, Borsa İstanbul’da işlem gören hisselere yönelik fiyat tahminlerini de paylaştı. Tüpraş Ford, Şişecam gibi Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarına yönelik fiyat tahminlerine de raporda yer veren HSBC, yatırım için alan olduğu vurgusunu da yaptı.
BANKALARDA OLUMLU GÖRÜŞ NEREDEYSE YOK!
Son raporda, HSBC'nin özellikle HSBC'nin Türk bankaları için belirlediği fiyatlar dikkat çekiyor. Yeni ekonomi yönetiminin faiz artırım kararlarının bankalar üzerindeki potansiyel etkilerinin tartışıldığı bu günlerde, HSBC raporu hiçbir banka için net bir olumlu görüş bildirmiyor. İş Bankası için 14,25 TL hedef fiyat belirleyen HSBC, görüşünü "tut" olarak bildiriyor. Şu anda İş Bankası'nın güncel fiyatı 14,36 TL olduğu göz önüne alındığında, HSBC'nin hedef fiyatı güncel fiyatın altında bulunuyor.
Garanti ve Halk Bank, Vakıf Bank ve olumlu görüşün olduğu Yapı Kredi Bankası’nda da durum pek farksız değil. Neredeyse bütün bankalar hedef fiyata yakın veya üzerinde bulunuyor.
DANSKE BANK’TAN YENİ EKONOMİ YORUMU: GÜNLERİ SAYILI OLABİLİR
Finlandiya merkezli finans kuruluşu Danske Bank, ortodoks politikalara geri dönerek kendine beyaz bir sayfa açmaya çalışan Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerini paylaştı. Yayımladığı 2 sayfalık raporunda, TCMB’nin faiz artırımlarına yönelik tahminlerini de paylaşan Danske Bank, uzun süredir ‘rasyonel olmayan’ ekonomi politikaları uygulayan Türkiye’nin ‘rasyonel’ zemine dönüş yolcuğunun zorlayıcı olacağını da yazdı.
KİŞİSEL TERCİHLER MERKEZ’İN İTİBARINI AŞINDIRDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz tercihinin kişisel bir tercih olduğuna değinen raporda, bu politikayı uygulamak için Türk ekonomisinde feda edilen bazı şeylerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın itibarını aşındırdığı yorumunda bulunuldu.
Uygulanan düşük faiz politikasının bir sonucu olarak enflasyonun hızla yükseldiğini ve döviz rezervlerinin hızla gerilediğine dikkat çeken Danske Bank, yabancı borçlanmaya dayananların özellikle yeniden finansman şansının azaldığını ve kritik bir döviz krizi riskinin ülke içinde var olduğunu belirtti.
MERKEZ’İN KURA MÜDAHALESİ DAHA SEYREK
Düşük faiz ısrarının Türkiye’yi bir kısır döngü içerisine soktuğunu ifade eden analistler, bu politikanın kredi kanalları üzerinden talebi ve dolayısıyla değersiz TL’ye rağmen ithalatı artırdığını ve cari açığı büyülttüğünü yazdı.
28 Mayıs’ta gerçekleşen seçimlerin arından ekonominin dümenine geçen Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan ikilisinin itibarlı bir bankacılık geçmişleri olduğunu ifade eden Danske Bank, özellikle bu atamaların ardından dövize yapılan müdahalenin daha seyrekleşerek yapay olarak değer kazandırılmış olan TL’nin serbest bırakıldığını belirtti. Yüzde 8,5’ten yüzde 15 seviyesine yükseltilerek hala enflasyondan düşük seviyede olan politika faizinin, TL’deki değer kaybına destek çıktığını yorumu yapılırken, kura yönelik seyrekleşen Merkez müdahalesinin temmuz ayı itibarıyla tekrardan başlamış gibi gözüktüğü ifade edildi.
Hafize Gaye Erkan’ın Merkez döviz müdahalesini bıraktı yorumunun ardından, kamu bankaları aracılığıyla 1 milyar dolar satıldığına dair iddiaların ortaya çıkmasıyla birlikte Danske Bank tarafından yapılan “Temmuz’da müdahale tekrar başlamış gibi görünüyor” yorumu, yeni Merkez Başkanı’nın ifadeleri ile çelişiyor gibi gözüküyor.
ŞİMŞEK VE ERKAN’IN GÜNLERİ SAYILI OLABİLİR
Peki gerçekten ortodoks ekonomi politikalarına dönüldü mü? Raporda bunun cevabı net olarak verilmiyor ancak bazı uyarılar bulmak mümkün.
Öncelikle faiz artırım patikasına geri dönen ve PPK tutanaklarından da bunu net bir şekilde okuduğumuz TCMB’nin faiz artırımı için fırsat kolladığı belli. Ancak bunu hızlı bir şekilde yapmıyorlar.
Raporda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Mayıs seçimlerinin ardından faiz politikasından dönülüp dönülmeyeceğine dair sorulan bir soru üzerine “Ben hala aynıyım.” yanıtını verdiği hatırlatılıyor. Bu bağlamda, yeni ekonomi yönetiminin tam bağımsız olamayabileceği ve büyümenin beklentinin altında kalması halinde “günlerinin sayılı olabileceği” ifade edildi.
FAİZ YÜZDE 25 İLE ZİRVE YAPACAK
TCMB’nin faizleri çıkartacağı seviyeye yönelik tahminlerine de raporda yer veren analistler, gelecek üç toplantıda Merkez’in faizleri her bir toplantı içi 250 baz puan artıracağı ve yüzde 22,5’e çekeceğini, bununla birlikte faizlerin 2023’ün son çeyreğinde yüzde 25’e çıkarak zirveye ulaşacağı tahmin edildi.
MUFG: MERKEZ’İN FAİZ HAMLESİ YETERSİZ KALDI
Japonya merkezli MUFG Bankası, yeni ekonomi kabinesinin göreve gelmesinin ardından hızla değer kaybeden Türk Lirası hakkında analizlerini yayımladı. Bankanın analizlerinde, dolar/TL paritesine dair geleceğe yönelik önemli tahminler yer alıyor.
MUFG analistleri, Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan liderliğinde Türk ekonomisinin beyaz bir sayfa açmaya çalıştığını ve yabancı yatırımcılar nezdinde güven kazanmanın önemli olduğunu belirtti. Banka, "rasyonel" Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz artırımına geri dönmesinin, özellikle yabancı yatırımcıların güvenini kazanması açısından önemli olduğunu ifade etti. MUFG, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hala faiz düşürme görüşünde olduğunu ve faiz artırım politikasının kısa vadeli olabileceği endişelerinin özellikle yabancı yatırımcılar arasında yaygın olduğunu vurgulayarak, yatırımcı güveninin geri kazanılmasının zaman alacağını ve zorlu bir süreç olacağını belirtti.
MUFG analistleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzun süredir düşük faiz oranlarını savunduğunu göz önünde bulundurarak, politikanın tersine dönmesinin kısa süreli olabileceği korkuları nedeniyle yatırımcı güveninin yeniden kazanılmasının zaman alacağını dile getirdi.
Analizciler, TCMB Başkanı Erkan yönetimindeki ilk faiz toplantısında alınan 650 baz puanlık artırım kararının yetersiz olduğunu ve bu kararın TL üzerinde baskı yarattığını belirtti. MUFG, Temmuz ve Ağustos aylarında faiz oranlarının, Mayıs ayında yüzde 39 olarak ölçülen enflasyona yakın bir seviyeye çekileceğini öngördü.
DOLAR TL’DE TAVAN 30!
Analistlerin dolar/TL’ye yönelik tahmini ise serbest bir düşüşü değil kademeli bir değer kaybını işaret ediyor. Yayımlanan raporda bankanın dolar/TL’ye yönelik 2023 3. çeyrek tahmini 28, 4. çeyrek tahmini ise 29 seviyesinde bulunuyor.
Bununla birlikte 2024 yılına dair perspektiflerini açıklayan analistler 2024’ün ilk çeyreğinde dolar/TL paritesinin 30 seviyesine geleceğini ve yılın ilk yarısını o bölgede tamamlamasını beklediğini söylediler.