Borsa için karar vakti: Dönüş başladı mı?

Yayınlama: 21.10.2023 11:22:00 Güncelleme: 21.10.2023 11:23:01

Borsa için karar vakti: Dönüş başladı mı?

BİST-100 endeksi haftanın son işlem gününe %1 düşüşle başladı ve Cuma günü ben bu yazıyı kaleme alırken endeks çok kritik ve güçlü desteği olan 7644’ü de aşağı yönde kırarak 7621 seviyesine geriledi. Bu seviye itibariyle haftalık kaybı %6.06 düzeyindeydi. 7644 Eylül ayında test edilmiş güçlü bir destek konumundaydı. Buranın aşağı yönlü kırılması satışları daha da hızlandırabilir. Öğleden sonra 7644 sonrası 7504 bir diğer önemli desteğe kadar gerilemesi durumunda buradan bir tepki alımımı gelecek yoksa hafta sonu belirsizliği ve Cuma günü İsrail’in kara harekâtına başlayacağı beklentisi ile satışlar daha da derinleşecek mi takip edeceğiz.

Endeksteki son dönemdeki düşüşün en önemli sebebi Ortadoğu’dan savaşla ilgili gelen haber akışları olsa da, savaş endeksteki düşüş için biraz bahane oldu bence. Çünkü savaştan hemen önce de 8500’ü bir türlü geçemeyen bir endeks vardı. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB başkanı Hafize Gaye Erkan’ın yabancılarla buluşma gayretinin somut bir çıktıya dönüşemeyip güçlü sermaye girişi yaratamamış olması bence 8500’ün açılmamasındaki en büyük nedenlerden biriydi. Bir diğer deyişle içerideki yatırımcının alımları 8500 üstü için yeterli olamadı. Tabi savaşın çıkması ile en çok bel bağladığımız Körfez bölgesinden de sermaye girişi olmayabileceği beklentileri de işin tuzu biberi oldu. Yabancı girişi için her şeyden önce CDS’de geri çekilmenin devamını görmemiz gerekiyor. CDS’te geri çekilme yaratan her unsur yabancı girişini destekleyecektir. Ama sanırım yabancı girişinde önemli bir kırılma için belki daha önemlisi kredi derecelendirme kuruluşlarından da kredi notumuza dair olumlu revizyonların gerekliliği. Tüm bunların yanı sıra, BofA’nın geçen hafta yayınladığı yabancı yatırımcı notundan da anlaşılacağı üzere, yabancı seçimden önce pek giriş yapma niyetinde de değil. Seçimi bekleyip hem uygulanan politikalar ne kadar devam ettirilecek onu görecek hem de uygulanan politikalar sonuçlar üzerinde ne kadar etkili olabiliyor onu da anlamaya çalışacak. Bu nedenle yabancı seçimden sonra bir süre daha bu saydıklarımdan emin olma adına bekle ve gör yapabilir. Kurda seçim sonrası bekledikleri yukarı yönlü düzeltme de onlar için önemli tabi. Velhasıl kelam tüm bu nedenler kaynaklı olarak ben seçim öncesi sürede her şey çok iyi gitse bile güçlü bir yabancı girişi olacağı kanaatinde değilim.

Endekste son dönemdeki düşüşün bir diğer nedeni de endeksin seçim sonrası sürede güçlü bir düzeltme yapmadan 4400’den 8500’e çok hızlı yükselmiş olmasıydı. Yani savaşa yüksek bir seviyede yakalandık, bunun da düşüşte etkisi oldu. Diğer yandan özellikle pandemi sonrası sürede borsadaki yükselişle birlikte çok sayıda yeni yatırımcı borsaya giriş yaptı. Bu yatırımcıların büyük çoğunluğu güçlü yükselişlere çok alışan ve borsa tecrübesi zayıf olan yatırımcı. Bu nedenle düşüşlerde panik yapıp satışa geçiyor. Öte yandan bazı yabancı kurumların robotları ve piyasada al-sat tarzı hareketleri de borsayı düşüren önemli nedenler arasında. E bir de halka arzların hele ki TAB gıda gibi büyük bir halka arzın da savaşla aynı döneme denk gelmesi de endeks açısından çok büyük talihsizlik oldu. Bu kadarla kalsa iyi. Son dönemde güçlü artırılan politika faizi ve aynı zamanda KKM’den çıkışı teşvik eden adımların da etkisiyle mevduat faizlerinde %45-%50 arasında ulaşan bir seviyeleri de unutmamak lazım. Hatta bazı küçük özel bankaların belirli meblağların aşılması durumunda %50’nin bile üzerinde faiz verdiği dillendiriliyor. Artan faizler hisse değerlemelerinde de kullanılan önemli bir değişken olması nedeniyle de hisse değerlerini düşürüyor. Yine mevduat faizleri ile kredi faizlerinin de artıyor olması net nakit akışı güçlü olmayan ve faaliyetlerini ağırlıklı olarak borçlanarak gerçekleştiren şirket için de bir olumsuzluk yaratan unsur. Son olarak artan kredi faizleri sonrasında borsadaki kredili pozisyonlardaki azalış da borsanın yükselmesi önündeki önemli engellerden biri oldu.

Hep olumsuz etkileri saydık, bir de olumlu tarafa bakalım. Olumlu tarafta elbette ana hikâye rasyonele dönüş. Bu minvalde atılan her adım her ne kadar dönem dönem endeks için kısa vadede baskı unsuru yaratıyor olsa da orta ve uzun vadede endeks için olumlu fiyatlanıyor. Öte yandan enflasyon yükselmeye devam ediyor ve Mayıs 2024 gibi %70-%75 seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu da artan enflasyonu fiyatlarına çok rahat yansıtabilen ve talep esnekliği düşük mal üreten başta gıda ve giyim perakende gibi şirketlerin ciro ve karlılıklarına yansımaya devam edecek. Tabi olumlu taraf için 3. çeyrek bilançolarını da unutmamak gerek. Bu hafta Perşembe Ebebeğin bilançosu açıklandı. Bilançonun karlılık kısmı oldukça güçlü. Bugün yani Cuma günü de Arçelik’in bilançosu açıklanacak. Önümüzdeki hafta da savaşa dair haber akışlarının kötüleşmesi, genel olarak güçlü beklenen 3. çeyrek bilançolarının borsa üzerinde yaratması beklenen olumlu etkiyi törpülemeye devam edebilir.

Önümüzdeki hafta Perşembe günü ayrıca TCMB’nin faiz kararı takip edilecek. Piyasadaki hâkim beklentiye göre Merkez Bankası’nın 500 bp faiz artırması bekleniyor. Ama buna rağmen hem Eylül ayı aylık enflasyonun eğiliminde diğer iki aya göre yavaşlamanın olması ve daha da önemlisi Mehmet Şimşek’in geçen hafta Marakeş’teki Dünya Bankası-IMF toplantısında pozitif reel faize yaklaştık söylemi de 500 bp’nin altında bir faiz artışı gelebileceği beklentisini güçlendirmedi değil. Tabi sayın Şimşek’in pozitif reel faizi hangi faize ve hangi enflasyon/enflasyon beklentisine göre ifade ettiği belli olmadığından bu söylem geçtiğimiz hafta piyasada çokça da tartışıldı. Ben de piyasa beklentisine paralel olarak Merkez Bankası’nın 500 bp faiz artışı yapacağını düşünüyorum. Temel gerekçem de jeopolitik risk fiyatlaması kaynaklı petrol fiyatlarındaki artışın enflasyon beklentilerini yükseltme ihtimalinin güçlü olması. Tabi 500 bp’lik bir artış her ne kadar rasyonele dönüş anlamında borsa için olumlu olsa da kısa vade için artacak mevduat ve kredi faizleri nedeniyle negatif fiyatlanma ihtimali güçlü olabilir. Bu durumda bankacılık sektörü belki diğer sektörlere göre biraz daha pozitif ayrışabilir. Çünkü artan politika faizi ile kredi-mevduat faizi olumlu etkileneceğinden bu banka karlılıkları açısından olumlu algılanabilir. Tabi burada da şunu gözden kaçırmamak gerekir, politika faizi güçlü artsa da bankalar bundan sonraki sürede kredi ve mevduat faizlerini daha fazla yukarı çekemeyebilirler. Çünkü sahadan gelen bilgilere göre kredi faizlerini çok yüksek bulan işletmeler bu faizlerden borçlanmak istemiyorlar. Bu nedenle son birkaç haftalık sürede bankalar mevduat faizlerinde de güçlü bir artışa gidemedi.

Tabi son tahlilde önümüzdeki hafta itibariyle savaşa dair haber akışlarının kötü yönde devam etmesi tüm iyi gelişmelere rağmen borsa üzerinde baskı oluşturmaya devam eder diye düşünüyorum. Önümüzdeki hafta haber akışları kaynaklı savaş fiyatlaması devam ederse belki belirli destekler alım fırsatı olarak değerlendirilse bile güçlü tepki hareketi ve buna bağlı güçlü yükseliş hareketinde başarısız olan endeks olmaya devam eder diye düşünüyorum.