Enflasyon raporu sonrası en kritik soru: Yüzde 36’lık enflasyon hedefi tutturulabilir mi?

Yayınlama: 04.11.2023 11:57:00 Güncelleme: 04.11.2023 11:55:29

Enflasyon raporu sonrası en kritik soru: Yüzde 36’lık enflasyon hedefi tutturulabilir mi?

Yılın son enflasyon raporu açıklandı. Gözler ilk olarak TCMB başkanı Hafize Gaye Erkan’ın yapacağı sunumda olacaktı. Erkan’ın yaptığı sunum ki özellikle de enflasyonun nedenlerine ilişkin analiz oldukça gerçekçi ve olumlu karşılandı. Piyasaya göre başkan Temmuz’daki enflasyon raporu sunumuna göre kendine daha güvenli bir profil çizdi. Ama hem kendi düşünceme hem de takip edebildiğim kadarıyla piyasaya göre sunumun soru cevap kısmı çok da tatmin edici değildi.

İlk olarak başkana bir iki defa politika faizinin seçim öncesi ve seçim sonrasında nasıl bir patika izleyeceği soruldu ve başkan bu soruya yuvarlak cevaplar vererek daha ayrıntılı bir iletişimde bulunmadı. Bu konuyla da bağlantılı olarak piyasanın bir diğer merak ettiği soru da reel faiz hesaplamasında hangi enflasyon beklentisinin dikkate alındığıydı. Erkan bu soruya cevaben dinamik bir süreç içerisinde olduğumuz için beklentilerin de dinamik olduğunu dile getirdi. Ayrıca beklenen enflasyon konusunda tek bir faktöre değil birden fazla faktöre birlikte bakıp bir değerlendirme yaptıklarını dile getirdi. Piyasaya göre başkan bu konuda kısmen haklı olsa da daha açık bir yönlendirme de yapabilirdi.

Başkan’ın soru cevap kısmında “Haziran ayında piyasa beklentilerinin altında faiz artışı yapmamızın nedeni makroihtiyati çerçevenin bankacılık sektöründe atılan faiz artırım adımlarının aktarımını sağlayacak durumda olmamasıydı” söylemi de dikkat çekiciydi. Yine hâkim görüşe göre bu söylem bir yanı itibariyle doğru olsa da, o dönemde yapılacak önden yüklemeli faiz artışı enflasyon ve kur beklentilerini aşağı getirebilirdi, yani önden yüklemeli faiz artışı işe yarayabilirdi. Ya da en azından başkanın bu gerekçesi ilgili dönemde piyasalarla neden paylaşılmadı, paylaşılması gerekirdi.

Gelelim rapordaki enflasyon tahminlerine. 2023 yılsonu enflasyon tahmini 7 puanlık artışla piyasa beklentisine yakın bir biçimde yüzde 65’e yükseltilmiş. Ama tabi gözler asıl 2024 yılsonu enflasyon tahminindeydi. 2024 yılsonu enflasyon tahmini de sadece 3 puanlık revizyonla yüzde 33’den yüzde 36’ya yükseltildi. Bu konuda peşinen ilk yorumum şu; 2024 yılsonu için piyasanın hâkim medyan enflasyon beklentisinin yüzde 45 olduğu gerçeğinden hareketle, yüzde 36’lık tahminin hâkim düşünceye paralel olarak iyimser olduğunu düşünüyorum.

Enflasyon raporunun tahminlerini incelediğimizde bir konu oldukça dikkat çekici. TCMB Mayıs 2024 itibariyle çıktı açığını negatif olarak tahmin ediyor. Oysa bir önceki toplantıda 2024 yılı çıktı açığı tahmini pozitifti. Çıktı açığı tahminindeki bu değişim Merkez Bankası’nın para politikası duruşunda belirgin bir değişikliğe işaret ediyor. Şöyle ki, bir önceki raporda dezenflasyonist sürecin yumuşak inişle yani ekonomik büyümede çok yavaşlama olmadan sağlanabileceğini düşünen Merkez Bankası bu raporda, enflasyonu düşürmenin büyümeden ciddi fedakârlık yapılmadan mümkün olmayacağı varsayımında bulunuyor. Bir diğer deyişle önümüzdeki yıl arz talep dengesinin sağlanmasının dezenflasyonist katkı sağlayacağı varsayılıyor. Açıkçası çıktığı açığının Mayıs 2024 sonrası için negatife revize edilmesi piyasa yüzde 36’lık 2024 yılsonu enflasyon tahmini ile birlikte değerlendirildiğinde inandırıcı ve tutarlı bulundu, yani yüzde 36 hedefinin kredibilitesini artıran bir unsur oldu. Bir diğer deyişle piyasaya göre Merkez Bankası daha düşük büyüme tahmini ile bize sunduğu enflasyon ve büyüme tahminlerinin içsel tutarlılığını artırarak kredibilitesini artırmış ve doğru güçlü bir iletişim yapmış oldu.

Merkez Bankası son raporunda iç talepteki yavaşlama kaynaklı 2024 yılında büyümenin yaklaşık olarak yüzde 1,5-2 civarında olacağı varsayımında bulunuyor. Raporun 2024 yılına ilişkin bir diğer varsayımı da TL’de reel değerlenme olacağı. Bu bağlamda dolar/TL kurunda 2024 yılsonu için kademeli bir yükseliş patikasıyla 36-37 TL seviyesi yüzde 36’lık yılsonu enflasyon hedefini mümkün kılabilir. Yine piyasadaki hesaplamalara göre petrol fiyatları da 85 dolar olursa yüzde 36 hedefi tutturulabilir. Bu arada bu hedef için tek başına para politikası yeterli olmayacaktır. Bu noktada maliye politikası kanadında özellikle asgari ücret ile yönetilen ve yönlendirilen fiyatlarda da çok güçlü artışlar olmamalı. Örneğin yüzde 36 hedefi için asgari ücret artışı da yüzde 40’lar civarında olmalı. Tabii bu süreçte enflasyon beklentilerinin çıpalanması da oldukça önemli bir yere sahip hiç kuşkusuz. Bunun dışında yüzde 36’lık hedefe farklı kombinasyonlarla da ulaşılabileceğini de not edelim.

Enflasyon raporu sunumunda başkana en çok sorulan sorulardan biri de 2024’ün ikinci yarısında başlayacak olan dezenflasyon sürecinin nasıl sağlanacağı oldu. Erkan bu soruya ilk olarak uyguladığımız para politikasının gecikmeli etkileri enflasyonu düşürecek dedi. Bunun yanı sıra kredi koşulları çok sıkı, bunun da etkisini göreceğiz, ayrıca yabancı kaynak girişi ile TL’deki reel değerlenme de dezenflasyona katkı sunacak dedi. Tabii ki enflasyon beklentilerinde beklediğimiz çıpalanma da bize yardımcı olacak diye konuştu. Tüm bu cevaplara, inandırıcı ve tutarlı tahminlere rağmen hala 2024 hedefi iyimser gibi duruyor. Hatta şu anekdotu da paylaşayım, Merkez Bankası’nın 2024 yılı için tahmin aralığını yüzde 30-42 aralığına yükseltmesi de tahmin sapmasının daha şimdiden Merkez Bankası tarafından da kabul edildiğinin çok açık göstergesi.

Piyasa şimdi şu noktaya evrilmiş durumda, eğer hedef yüzde 36 ise TCMB gereğini yapmalı ve gereken sıkılaşmayı uygulamaya koymalı. Çünkü yüzde 36 hedefi çok sıkı para politikası iması içeriyor. Şimdi kısa vade için soru şu oldu; TCMB seçim öncesinde faizleri hangi seviyeye kadar artıracak. Ardından seçim sonrasında sıkılaşmaya politika faizi yoluyla devam edilecek mi gibi sorular elbette daha önem kazanmış oldu.

Son bir noktaya daha değinmek isterim. Merkez Bankası’nın çıktı açığını negatif düzeye revize etmesiyle 2024 yılının büyümesini yüzde 1,5-2 bandında beklediğini anladık, aslında bu gerçekçi ve olması gereken büyüme tahmini. Oysa OVP 2024 yılı için yüzde 4’lük bir büyüme hedefliyor. Bu durumda büyüme hedeflerinde bir farklılık oluştu. Dün bu soru başkana da soruldu. O da bu farklılık normal, genelde Merkez Bankaları büyüme hedefleri konusunda daha muhafazakârdır dedi. Ama buna rağmen bu iki farklı tahmin haklı olarak daha çok tartışılır gibime geliyor. İzleyip göreceğiz.