OVP borsada hangi sektörleri olumlu hangi sektörleri olumsuz etkileyecek?

Yayınlama: 16.09.2023 11:51:00 Güncelleme: 16.09.2023 11:49:58

OVP borsada hangi sektörleri olumlu hangi sektörleri olumsuz etkileyecek?

Geçtiğimiz haftanın en temel tartışma konularından biri Orta Vadeli Program (OVP)’de sunulan hedeflerin ne kadar tutarlı olduğuydu. Borsa yatırımcısının ise ilk etapta OVP ile ilgili merak ettiği en önemli kısım OVP’nin yabancı girişini hızlandırıp hızlandırmayacağı meselesiydi. Yine OVP sonrası hangi sektörlerin daha avantajlı hangi sektörlerin daha dezavantajlı olacağı da bir diğer merak konusu oldu. Bu yazımda OVP’nin sektörler üzerindeki etkilerini ele almaya çalışacağım. OVP’nin sektörler üzerine etkisini anlamaya çalışırken bu etkileri kısa ve uzun vade bağlamında değerlendirmek daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. Bu bağlamda bu yazıda odak noktamız 2024 yılı yani kısa vade olacak.

Kısa vade için ilk olarak OVP sonrasında dezavantajlı olabilecek sektörlerle başlayalım. OVP’de yer alan büyüme beklentilerine baktığımızda enflasyon hedefleri bağlamında iyimser olduğunu söyleyebiliriz. Büyüme beklentileri her ne kadar iyimser olsa da yakın geçmişe göre 2024 yılında büyümede bir yavaşlama bekleniyor. Büyümedeki bu yavaşlama ivmesi nedeniyle borsada da büyüme sektörlerinden perakende, sigorta, ilaç, telekomünikasyon, tıbbi malzeme ve enerji gibi daha defansif yani ekonomik büyümeden bağımsız olarak sürekli talep gören sektörlere doğru bir kayış rasyonel olabilir. Önümüzdeki yıl büyümenin kompozisyonunda iç talepte özellikle de özel tüketim harcamalarında ciddi bir baskılanma göreceğiz. Bu baskılanma sebebi ile iç tüketimin güçlü olduğu otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve gayrimenkul sektörleri olumsuz ayrışabilir. Bu konuda en çok merak edilen konulardan biri de şu; iç tüketimin azalması ile gıda perakendesi sektöründeki özellikle de zincir market hisselerinin bu durumdan olumsuz etkilenip etkilenmeyeceği. Hiç kuşkusuz iç tüketimde baskıyı artıracak politikalarla birlikte bu hisselerde de son dönemlere göre bir baskı olacaktır. Fakat bu baskıyı 2 nedenle çok güçlü beklememek gerekir diye düşünüyorum. İlki gıda perakendenin temel yani zorunlu ürünleri satıyor olması, bir diğer deyişle insanların her türlü zorlu koşula rağmen almak bu ürünleri almak zorunda olmaları. İkincisi ise önümüzdeki yıl her ne kadar enflasyon düşecek olsa da seviye olarak yüksek kalmaya devam edecek. Bu da gıda perakende ve hatta giyim perakende şirketlerinin ya da genel deyimle talep esneklikleri düşük olan ve artan fiyatları çok rahat fiyatlarına yansıtabilen şirketlerin, fiyatları çok rahat yükseltmesini sağlayarak karlılıklarını göreli olarak diğer sektörlere göre yüksek tutmalarına sebep olacaktır.

OVP ile olumlu ayrışacak sektör ve şirketlerin başında ise özellikle yeşil ve dijital dönüşüm alanlarında üretim yapan sektör ve şirketlerin geleceğini anlıyoruz. Yeşil dönüşüm bağlamında sınırda karbon düzenleme mekanizması ve 2053 net sıfır emisyon hedefi kapsamında enerji dönüşümünü destekleyen enerji depolama, hidrojen ve karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojiler ile mikro-şebeke yönetimi ve dijitalizasyonun geliştirilmesine yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri yapan şirketler ciddi desteklenecek ve ön planda olacak. Yine bu süreçle bağlantılı olarak yenilenebilir enerji alanındaki faaliyet gösteren şirketler de desteklenecek.

OVP’de öne çıkan bir diğer başlık ise yüksek katma değerli üretim. Bu bağlamda özellikle ithalat bağımlılığını azaltan daha yüksek katma değerli ürün üreten ve bunu ihraç edecek şirketlere çok ciddi destekler ve teşvikler sağlanacağını anlıyoruz. Programda teknoloji vurgusunun da çok sık yapıldığını görüyoruz. Bu bağlamda yüksek teknoloji üretimini yüksek katma değerli üretimden çok da bağımsız düşünülmemesi gerektiğinden, yüksek teknolojili ürün üreten ve de bunu ihraç eden şirketler yakın vadede alacakları destekler ve teşvikler ile ön plana çıkacaklar. Hatta Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak teknoloji fonu ile girişim şirketlerinin desteklenecek olması da teknoloji şirketlerini avantajlı kılıyor. Bu bağlamda yapay zekâ, otonom sistemler, bulut bilişim ve büyük veri analitiği gibi dijital teknoloji ve yıkıcı teknoloji alanlarında üretim yapan şirketler çok ciddi teşvik ve destek elde edebilecekler. Yerli yazılım firmaları da ciddi desteklenecek. Hele ki bu alanda yaptıkları üretim sırasında ara malını ithalat yolu ile değil de kendi üretimleri yani yerli üretim ile yapanlar daha da avantajlı olacaklar.

OVP’de cari açığı azaltma hedefi bağlamında öne çıkan sektör de turizm. Başta turizm olmak üzere taşımacılık, finansal hizmetler ve danışmanlık, eğitim, sağlık ve sağlık turizmi, dizi/film ve animasyon başta olmak üzere kültür endüstrileri, yurtdışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik alanlarında verimlilik ve rekabet gücünü esas alan döviz kazandırıcı hizmet ticaretinin destekleneceği belirtiliyor. Bu sektörlerdeki şirketler de mercek altına alınabilir.

OVP’nin büyüme başlığında ayrıca ilaç ve tıbbi cihaz üretimi, yarı iletken, elektrikli araç, batarya ve bunların değer zincirindeki kritik teknoloji ürünleri, elektronik, havacılık, savunma ve biyomedikal gibi stratejik sektörlerdeki ürün üretimine de destek verileceği vurgusu var. Bu nedenle bu alanda üretim yapan ve yatırımları olan şirketler de avantajlı konumda olacak.

OVP’de hem deprem sonrası altyapı yatırımlarını hızlandırmak hem de dar ve sabit gelirli kesim için yeni sosyal konut projelerinin yapılacağına ilişkin yönlendirmeler çimento sektörünü ve bu sektörle bağlantılı olarak yapı kimyasalları ve izolasyon gibi faaliyet alanlarını da destekleyecek bir sürece de atıf yapıyor. Özellikle iç pazara yönelik güçlü üretim yapan çimento şirketleri ön plana çıkabilir. Yine yeni bir haber akışına göre deprem konutları nedeniyle deprem bölgesine mal veren çimento, demir, cam gibi ürünlere vergi desteklemesi gelmesi bekleniyor. Bu gibi desteklerde yine ilgili alanlarda faaliyet gösteren şirketler için olumlu olacaktır.

OVP’de tasarrufu artırmaya yönelik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fon türleri katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanacağı, BES’e devlet katkısı getirilerinin artırılacağı ve kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacağına değiniliyor. Bu da önümüzdeki süreçte bireysel emeklilik şirketlerini çok daha avantajlı kılacaktır.

Ayrıca yaş meyve sebze ürünlerinin arz sürekliliğinin sağlanması amacıyla jeotermal enerji kaynaklarının bulunduğu uygun alanlarda Sera Organize Tarım Bölgesi (OTB) kurulmasına yönelik yatırımlar hızlandırılacağı, jeotermal seracılık ile yeni sera kurulumu ve sera yenileme yatırımları destekleneceği de belirtiliyor. Bu da önümüzdeki günlerde seracılık, tohum, gübre ve de özellikle dijital tarım ile akıllı tarım alanlarına ilişkin faaliyetlerde bulunan şirketlere ciddi fayda sağlayan bir durum yaratabilir, bu şirketler de şimdiden incelenebilir. Son olarak Türkiye Varlık Fonu ve özel sektör tarafından gübre ve petrokimya başta olmak üzere sanayinin ihtiyaç duyduğu yeni yatırımlar hayata geçirileceği vurgusu da bu alanlarda üretim yapan şirketleri de öne çıkaracaktır diye düşünüyorum.